İçinde ok olan 5 harfli 55 kelime var. İçerisinde OK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ok olan kelimeler listesine ya da Sonu ok ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KOKMA
-
-
[isim]
Kokmak işi
- "Yıkanmamayı ve böylece pis pis kokmayı bile göze alırlarmış." (Salâh Birsel)
-
[isim]
Kokmak işi
- OKAPİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Geviş getirenlerden, Kongo'da bataklık ormanlarda yaşayan, büyük bir antilop boyunda, gövdesi kızıl kestane renginde, bacakları beyaz çizgili bir memeli hayvan (Okapia johnstoni)
-
[isim]
Geviş getirenlerden, Kongo'da bataklık ormanlarda yaşayan, büyük bir antilop boyunda, gövdesi kızıl kestane renginde, bacakları beyaz çizgili bir memeli hayvan (Okapia johnstoni)
- OKTAV
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sekiz sesten oluşan ses dizisi, bir do sesiyle ondan sonraki do sesi arasındaki uzaklık
-
[isim]
Sekiz sesten oluşan ses dizisi, bir do sesiyle ondan sonraki do sesi arasındaki uzaklık
- KOKOŞ
- ...
- PADOK
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Hipodromda yarış atlarının yedekte gezdirildikleri yer
-
Otomobil yarışlarında takımlara ait hazırlanma ve dinlenme yeri
-
[isim]
Hipodromda yarış atlarının yedekte gezdirildikleri yer
- KOKET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
Yosma
- "Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Yosma
- SOKET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kısa çorap
-
[isim]
Kısa çorap
- KOKUŞ
-
-
[isim]
Kokma işi veya biçimi
-
[isim]
Kokma işi veya biçimi
- NOKRA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Büveleğin sebep olduğu, genellikle davar ve sığırlarda, seyrek olarak insanlarda rastlanan, ortası delik şişkinliklerle tanınan hastalık
-
[isim]
Büveleğin sebep olduğu, genellikle davar ve sığırlarda, seyrek olarak insanlarda rastlanan, ortası delik şişkinliklerle tanınan hastalık
- KROKİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir konu veya nesnenin başlıca özelliklerini yansıtacak biçimde hazırlanmış taslağı
- "Bu mektuba, korunun bir de küçük krokisini ilave ettim." (Peyami Safa)
-
[isim]
Bir konu veya nesnenin başlıca özelliklerini yansıtacak biçimde hazırlanmış taslağı
- JOKER
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bazı kâğıt veya taş oyunlarında istenen kartın veya taşın yerine konabilen kart
-
[sıfat]
Her işe yarayan (kimse)
-
[sıfat]
Her yerde kullanılabilen
-
[isim]
Bazı kâğıt veya taş oyunlarında istenen kartın veya taşın yerine konabilen kart
- LOKAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Yöresel
-
Yerel
- "Lokal anestezi."
-
[isim]
Dernekevi
- "Siyasal kuruluşların lokallerini yakıp yıkmaya kalkacaklardır." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Müzikli eğlencelerin yapıldığı yer, gece kulübü
- "Onlarla beraber Beyoğlu lokanta ve gece lokallerine büsbütün başka bir üslup geldi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Yöresel
- FOKUS
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Işınların bir mercekten geçtikten sonra toplandıkları nokta
-
[isim]
Işınların bir mercekten geçtikten sonra toplandıkları nokta
- YOKUM
-
-
ben yokum
- "Yok canım, ben belediye taraflısı değilim. Sizden yanayım." (Memduh Şevket Esendal)
- "İki saatte ağaç yetiştireceklermiş. -Yok, devenin başı!"
- "Kurtulmak için ya yok olmalı ya yok etmeli." (Atilla İlhan)
- "İttihat ve Terakki'nin yok olduğu bir günde ben İttihatçı'yım diyen bu adam, onun var olduğu günlerde, kötülüklerine bütün gücü ile karşı koyan adamdı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
ben yokum
- KOKOT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Aşüfte
- "Akajudan yapılmış bu narin ve şık dolaplar otuz âşıklı bir kokotun elbise dolaplarına benziyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Aşüfte
- BLOKE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Kullanılması önlenmiş, el konulmuş
- "Lübnan hükûmeti Türk emlakini usulen bloke ettiğinden satış muamelesi durdurulmuş." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Kullanılması önlenmiş, el konulmuş
- HOKKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Metal, cam veya topraktan yapılmış, içine mürekkep konulan küçük kap
- "Kahvelerdeki herkesin kullandığı hokka kalemler hep bozuktu." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Biraz kısaca olmasını kalınlığıyla telafi eden vücuduma hokka gibi oturan jaketatayımla bu gibi törenlerde beni daima..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Metal, cam veya topraktan yapılmış, içine mürekkep konulan küçük kap
- SOKUŞ
-
-
[isim]
Sokma işi veya biçimi
-
[isim]
Sokma işi veya biçimi
- YOKUŞ
-
-
[isim]
Aşağıdan yukarıya gittikçe yükselen eğimli yer, iniş karşıtı
- "Arkadaşımla beraber ... kısa bir yokuşu tırmandık." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Aşağıdan yukarıya gittikçe yükselen eğimli yer, iniş karşıtı
- TOKLU
-
-
[isim]
Bir yıllık kuzu
-
[isim]
Bir yıllık kuzu