İçinde nı olan 7 harfli 112 kelime var. İçerisinde NI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında nı olan kelimeler listesine ya da Sonu nı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DAYANIŞ
-
-
[isim]
Dayanma işi veya biçimi
-
[isim]
Dayanma işi veya biçimi
- KANITLI
-
-
[sıfat]
Kanıtla gösterilmiş, müdellel
-
[sıfat]
Kanıtla gösterilmiş, müdellel
- SALINIŞ
-
-
[isim]
Salınma işi veya biçimi
-
[isim]
Salınma işi veya biçimi
- TANIMLI
- ...
- BULANIŞ
-
-
[isim]
Bulanma işi veya biçimi
-
[isim]
Bulanma işi veya biçimi
- TANITIM
-
-
[isim]
Tanıtma işi, lansman
-
[isim]
Tanıtma işi, lansman
- SAKINIŞ
-
-
[isim]
Sakınma işi veya biçimi
-
[isim]
Sakınma işi veya biçimi
- ANIRMAK
-
-
[nsz]
Eşek bağırmak
-
[nsz]
Eşek bağırmak
- ANITSAL
-
-
[sıfat]
Anıt niteliğinde olan, anıta benzeyen, abidevi
-
Görkemli
-
[sıfat]
Anıt niteliğinde olan, anıta benzeyen, abidevi
- DOLANIK
- ...
- TANINMA
-
-
[isim]
Tanınmak işi
-
[isim]
Tanınmak işi
- TANIDIK
-
-
[sıfat]
Tanışılıp konuşulan (kimse), bildik, tanış
- "Mart başlayalı kırkını geçmiş nice tanıdıklarım hastalandı." (Ahmet Haşim)
-
Daha önceden bilinen, görülen, aşina
- "Yanaştığımız iskeleden birtakım dost ve tanıdık çehreler bana doğru uzanmış, gülümsüyor..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Sırrı Bey, bu iki ada hemen tanıdık çıktı ve artık oturduğu koltukta büsbütün uzanarak -Bekliyoruz paşam- dedi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Tanışılıp konuşulan (kimse), bildik, tanış
- ANIRTMA
-
-
[isim]
Anırtmak işi
-
[isim]
Anırtmak işi
- OKŞANIŞ
- ...
- DONANIM
-
-
[isim]
Bir gemi direğine, bir yelkene veya başka bir parçaya bağlı bulunan halat ve makara vb. manevra araçları
-
Tesisat, döşem
- "Elektrik donanımı."
-
Bir bilgisayarda bulunan fiziksel birimler
-
[isim]
Bir gemi direğine, bir yelkene veya başka bir parçaya bağlı bulunan halat ve makara vb. manevra araçları
- YALANIŞ
-
-
[isim]
Yalanma işi veya biçimi
-
[isim]
Yalanma işi veya biçimi
- YANILGI
-
-
[isim]
Yanılma durumu
- "Eski bakan bir yanılgıya düşmüştü." (Çetin Altan)
-
Yanlış davranış
-
Bir sanatla, bir bilimle ilgili kuralların gereği gibi uygulanmayışından doğan sonuç
-
Yanlışı doğru veya doğruyu yanlış sanma, hata
-
[isim]
Yanılma durumu
- YANITLI
-
-
[sıfat]
Cevaplı, cevabı olan
-
[sıfat]
Cevaplı, cevabı olan
- SARINIŞ
- ...
- BULANIK
-
-
[sıfat]
Bulanmış olan, duru olmayan
- "Koltuğuna oturdu, Haliç'in bulanık sularına daldı." (Falih Rıfkı Atay)
-
Bulutlu, kapalı (hava)
-
Açık seçik görünmeyen, net olmayan
- "Bulanık görüntü."
-
Donuk, anlamsız, fersiz (bakış)
- "Dimdik oturuyor, bulanık ve ıslak gözlerle ona bakıyordu." (Peyami Safa)
-
Niteliği tam anlaşılmayan
- "İzmir-Bursa yolculuğundan dönüşümde ben böyle bulanık bir politika havası içinde bulmuştum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Bulanmış olan, duru olmayan