İçinde nç olan 7 harfli 32 kelime var. İçerisinde NÇ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında nç olan kelimeler listesine ya da Sonu nç ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GEPGENÇ
-
-
[sıfat]
Çok genç
- "Ölüm bu gepgenç, bu dipdiri insanı yatağında değil, bir kapı önünde ayakta aldı götürdü." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Çok genç olarak, çok gençken
- "Gepgenç öldü."
-
[sıfat]
Çok genç
- MANÇUCA
- ...
- KEMANÇE
- ...
- KAMANÇO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yükleme, aktarma, elden ele geçirme
- "Bu ödev kendisine kamanço edilen eleştirmen arkadaş..." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yükleme, aktarma, elden ele geçirme
- KAYINÇO
-
-
[isim]
Kayınbiraderlere sevgi yollu söylenen söz
-
[isim]
Kayınbiraderlere sevgi yollu söylenen söz
- GÖNÇLÜK
-
-
[isim]
Zengin olma durumu
-
[isim]
Zengin olma durumu
- KONÇİNA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
İkiliden altılıya kadar olan oyun kâğıtları
- "Konçinalar bu bakımdan iskambillerin paryasıdır." (Haldun Taner)
-
[isim]
İkiliden altılıya kadar olan oyun kâğıtları
- DİVANÇE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Küçük divan
-
[isim]
Küçük divan
- İNANÇLI
-
-
[sıfat]
İnancı olan, imanlı, itikatlı, mutekit
- "Paşa, sağlam inançlı bir Müslümandı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
İnancı olan, imanlı, itikatlı, mutekit
- SATRANÇ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İki kişi arasında altmış dört kareli bir tahta üzerinde değerleri ve adları değişik olan on altışar siyah ve beyaz taşlarla oynanan bir oyun
- "İki kişiyi birden satrançta mat ettim." (Aka Gündüz)
-
[isim]
İki kişi arasında altmış dört kareli bir tahta üzerinde değerleri ve adları değişik olan on altışar siyah ve beyaz taşlarla oynanan bir oyun
- ÜZÜNÇLÜ
-
-
[sıfat]
Üzüntülü
- "İçlerinden biri titrek ve üzünçlü bir sesle hicazkâr üzerinde gezinmeye başladı." (Salâh Birsel)
-
[sıfat]
Üzüntülü
- SANÇMAK
-
-
[-i]
Saplanmak, batmak
-
[-i]
Saplanmak, batmak
- RENÇPER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tarla, bağ, bahçe, yapı ve toprak işlerinde ağır işleri gören gündelikçi, ırgat
- "Kan tere batmış, rençper gibi çalışırdı." (Refik Halit Karay)
-
Çiftçi
- "Ben dünyada balıkçıları, toprakla uğraşan rençperleri severim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Tarla, bağ, bahçe, yapı ve toprak işlerinde ağır işleri gören gündelikçi, ırgat
- KISKANÇ
-
-
[sıfat]
Kıskanma huyunda olan (kimse), günücü, hasetçi, hasut
- "İlk tanıştığımız günlerde ben kıskanç ve fenaydım." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Kıskanma huyunda olan (kimse), günücü, hasetçi, hasut
- LEĞENÇE
- ...
- GENÇTEN
-
-
[sıfat]
Genç sayılan (kimse)
- "Ev sahibi Hacı Ali'yi tanıdım. Gençten bir adamdı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Genç sayılan (kimse)
- HANÇERE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gırtlak
- "Kuvvetli bir aktör hançeresine malik olmak lazımdı." (Halit Fahri Ozansoy)
-
[isim]
Gırtlak
- KAVANÇO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Yelkeni bir bordadan öbür bordaya geçirme
-
Değiştirme, aynı türden bir şeyin yerine bir başkasını koyma
-
Bir işi başka birine yükleme, başına sarma
-
[isim]
Yelkeni bir bordadan öbür bordaya geçirme
- PENÇELİ
-
-
[sıfat]
Pençesi olan
-
Pençe vurulmuş (ayakkabı)
- "Altları delinmiş, kat kat pençeli pabuçlarını çıkardı, ağır ağır çıktı merdiveni." (Orhan Kemal)
-
Güçlü
-
Sataşkan
-
[sıfat]
Pençesi olan
- HINÇSIZ
-
-
[sıfat]
Hıncı olmayan, öfkesiz
-
[sıfat]
Hıncı olmayan, öfkesiz