İçinde nu olan 5 harfli 27 kelime var. İçerisinde NU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında nu olan kelimeler listesine ya da Sonu nu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
N U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
UN
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- NUMEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Nesnenin kendisi, görüngü karşıtı
-
[isim]
Nesnenin kendisi, görüngü karşıtı
- DONUT
- ...
- CENUP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güney
-
[isim]
Güney
- DONUK
-
-
[sıfat]
Parlaklığı olmayan, mat
- "Donuk yıldızlar gökte titreşir." (Necati Cumalı)
-
Canlılığı olmayan, fersiz (göz)
- "Bakarsınız donuk bakışlı, alık suratlı bir adam onların elinde bir dâhi çehresi alıvermiş." (Haldun Taner)
-
Canlılığı az olan, durgun, uyuşuk (kimse)
- "Donuk bir adam."
-
[sıfat]
Parlaklığı olmayan, mat
- MENUS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Alışılmış olan
-
Yabancılık çekmeyen, alışmış, alışık
-
[sıfat]
Alışılmış olan
- MEMNU
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yasak
- "İnsan ise memnu olan şeye düşkündür." (Burhan Felek)
-
[sıfat]
Yasak
- KONUŞ
-
-
[isim]
Konma işi veya biçimi
-
Bütün imkânlar göz önünde tutularak kara, hava ve deniz birliklerinin yerleştirilmesi biçimi
-
Konum
-
[isim]
Konma işi veya biçimi
- NUKUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Paralar
-
[isim]
Paralar
- SONUÇ
-
-
[isim]
Bir olayın doğurduğu başka bir olay veya durum, netice
- "Her koşu beklenilmeyen, şaşırtıcı bir sonuç verebilirdi." (Necati Cumalı)
- "Çalışmaları sonuç vermedi."
-
Bir gelişim veya girişimden elde edilen şey
- "Sınav sonucu."
- "Görüşmelerden sonuç alınamadı."
-
Öz, özet
-
Bir yarışmada, spor karşılaşmasında tarafların elde ettikleri puan, sayı, skor
-
Yazının veya sözün bitim bölümü
-
[isim]
Bir olayın doğurduğu başka bir olay veya durum, netice
- KONUR
-
-
[sıfat]
Esmer, açık kestane renginde olan
-
[sıfat]
Esmer, açık kestane renginde olan
- SUNUŞ
-
-
[isim]
Sunma işi veya biçimi
-
Büyüklere söylenilen söz, maruzat
-
Ön söz
-
[isim]
Sunma işi veya biçimi
- HANUT
-
-
[isim]
Hizmet karşılığı olarak özellikle turist kafilelerini alışveriş etmeleri için belirli dükkânlara götürme işinden alınan yüzde
-
[isim]
Hizmet karşılığı olarak özellikle turist kafilelerini alışveriş etmeleri için belirli dükkânlara götürme işinden alınan yüzde
- KUTNU
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Pamuk veya ipekle karışık pamuktan dokunmuş kalın, ensiz kumaş türü
- "Kutnu kumaş dökülmüş, şala kim bakar / Ger Ali'nin kurşunu dağları yakar." (Halk türküsü)
-
Pamuk veya ipekle karışık pamuktan dokunmuş kalın, ensiz kumaş türü
- NUBUK
- ...
- YUNUS
-
-
[isim]
Balinalardan, ılık ve sıcak denizlerde sürüler durumunda yaşayan, boyları 3 m'ye kadar erişebilen, memeli deniz hayvanı (Delphinus)
-
[isim]
Balinalardan, ılık ve sıcak denizlerde sürüler durumunda yaşayan, boyları 3 m'ye kadar erişebilen, memeli deniz hayvanı (Delphinus)
- UKNUM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hipostaz
-
[isim]
Hipostaz
- CÜNUN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Delilik
-
[isim]
Delilik
- MASNU
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sanatla yapılmış (ürün)
-
Aslı olmayan, uydurma, yapma, düzme, düzmece, sahte
-
[sıfat]
Sanatla yapılmış (ürün)
- KONUM
-
-
[isim]
Bir kimsenin veya bir şeyin bir yerdeki durumu veya duruş biçimi, pozisyon
-
Yeryüzünde bir noktanın, enlem ve boylamların yardımıyla bulunan yeri, konuş
-
Bir şehrin uzak ve yakın çevresiyle her türlü ilişkisini sağlayan ve şehrin gelişmesini etkileyen coğrafi şartlarının bütünü
-
[isim]
Bir kimsenin veya bir şeyin bir yerdeki durumu veya duruş biçimi, pozisyon
- KANUN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yasa
- "Ben bir gazeteciyim. Kanunları çiğnemişsem bu ülkenin savcıları gerekeni yaparlar." (Ahmet Ümit)
- "Kanun yoluyla faizcilik yapan bankalar tutmuştur iki yanı." (Necati Cumalı)
-
Geçerli olan kural
- "Dünyanın en büyük kanunu, nefsini müdafaa ve muhafaza etmek için karnını doyurmaktır." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Yasa