İçinde ntı olan 7 harfli 49 kelime var. İçerisinde NTI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ntı olan kelimeler listesine ya da Sonu ntı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

I N T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

TIN

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KIRINTI

  1. [isim] Bir şeyden ayrılan küçük parça
    • "Beyaz etekliğindeki ekmek kırıntılarını kuşlara serper." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Küçük kalıntı
    • "Babamdan biraz kırıntı kalmasa beyin parasıyla bu sosyete hayatının yanına yaklaşabilir miyiz?" (Halide Edip Adıvar)
  3. Kurumak için kesilip yerde bırakılan odun

SULANTI

  1. [isim] Sulanma, cinsel isteği gösterme, asılma
    • "Ben erkek kalmak isterim, sulantı bana düşer ama beceremiyorum, odasından da ayrılamıyorum." (Memduh Şevket Esendal)

TAŞINTI

  1. [isim] Sel suları ile taşınmış taş, toprak

DAĞINTI

  1. [isim] Karışık, gelişigüzel atılmış öteberi

TARANTI

  1. [isim] Taramak sonunda çıkan gereksiz şeyler

SIĞINTI

  1. [isim] Bulunduğu yerde kalması istenmeyen, varlığı gereksiz görülen kimse
    • "Yıllarca süren sığıntı ezikliğinin hatırlanışı da vardır amcasında." (Tarık Buğra)

YAYINTI

  1. [isim] Yayılmış, dağılmış şeyler
  2. İçinde radyoaktif elementler bulunan bir kaptan yayılan gaz veya sıvı

KAKINTI

  1. [isim] Sözü dinlenmeyen, rezil, itilip kakılan kimse

KAÇINTI

  1. [isim] Erken doğan kuzu
  2. Sızıntı, kaçak
    • "Çeşmenin yolunda kaçıntı var."

MANTIKİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Mantıklı
    • "Birkaç türlü tefsire imkân bırakmayan, tek manalı, sarih ve mantıki söz." (Peyami Safa)

KAYINTI

  1. [isim] Açlık bastırmaya, atıştırılmaya yarar yiyecek

ÇAKINTI

  1. [isim] Şimşek çakması, parlaması
    • "Alanları düşüncenin çakıntılarıyla aydınlanan kent / Genişletti varoşlarını genç ordularıyla eylemin." (Turan Oflazoğlu)
  2. Ani buluş, düşünce, beklenmeyen söz veya davranış
    • "Sarhoşun bazı sevimli buluşları, delinin beklenmedik çakıntıları olabilir." (Haldun Taner)

BULANTI

  1. [isim] Midede duyulan ve insana kusacak gibi bir duygu veren durum
    • "Midesindeki bulantı geçmiş, kulakları artık uğuldamıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Gözlerime, kulaklarıma, beş duyuma birden tiksinti, bulantı veren bu manzaraların ortasında niye duruyordum?" (Aka Gündüz)

AĞLANTI

  1. [isim] Hafif hafif ağlama
    • "Şehrin dar sokaklarında günlerce ağlantı, inilti işitiliyor." (Memduh Şevket Esendal)

DOLANTI

  1. [isim] Gezip dolaşılan yer, alan

SIKINTI

  1. [isim] İşsizlik, tekdüzelik, bezginlik vb. sebeplerden doğan ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet
    • "İçinin sıkıntısını mümkün mertebe gizlemeye çalışarak, dereden tepeden konuşarak oyalandı." (Peyami Safa)
    • "İki ateş arasında epeyce sıkıntı çektik." (Aka Gündüz)
    • "Bir derdi, bir sıkıntısı olup da öyle susup durduğu akşamlar bile yanında bulunmaktan hoşlanıyoruz." (Nurullah ataç)
  2. Bir bozukluğun, karışıklığın sebep olduğu etkili ve sürekli yorgunluk, meşakkat, mihnet
    • "Sıkıntı ve ıstırapla sağa sola döndüm." (Aka Gündüz)
  3. Yokluk ve parasızlığın yol açtığı geçim darlığı
    • "İhtiyarın bir para sıkıntısı içinde olduğunu o söylemeden ben keşfetmiştim." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. Bulunmama durumu
    • "Bu kış yine, kok kömürü sıkıntısı baş gösterecekmiş." (Haldun Taner)
  5. Sorun, problem, mesele
    • "Atatürk öldüğü zaman Türkiye'nin ufak tefek sıkıntılar dışında hiçbir büyük problemi yoktu." (Burhan Felek)

SAÇINTI

  1. [isim] Saçılıp dağılan şey, döküntü

YAPINTI

  1. [isim] Gerçekle çeliştiğini, gerçekliğe uymadığını bile bile tasarlanan şey, hayal gücüyle yaratılmış olan şey, tasni
    • "... hayalinin bir yapıntısı değil de gerçeğin ta kendisiymiş gibi heyecanlanarak, coşarak bu kaybedilmiş cennete ağıtlar yazıyordu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Bilgi kuramında ve ontolojide gerçeğe uymayan ancak belirli bir kuramsal veya pratik amaç için kullanılması sakıncasız olan tasarım, tasni

BAKINTI

  1. [isim] Temel gereksinimleri karşılama
    • "Üç yaşına kadar valideler çocuklarına pek az bir şey öğretebilecek veyahut hemen hiçbir şey öğretemeyecek, yalnız bir bakıntıdan ibaret bulunan hizmetlerinde bile..." (Ahmet Mithat)

SAPINTI
...
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü