İçinde ntı olan 7 harfli 49 kelime var. İçerisinde NTI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ntı olan kelimeler listesine ya da Sonu ntı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

I N T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

TIN

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BULANTI

  1. [isim] Midede duyulan ve insana kusacak gibi bir duygu veren durum
    • "Midesindeki bulantı geçmiş, kulakları artık uğuldamıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Gözlerime, kulaklarıma, beş duyuma birden tiksinti, bulantı veren bu manzaraların ortasında niye duruyordum?" (Aka Gündüz)

ÇALINTI

  1. Çalınmış olan
    • "Çalıntı otomobil."

KISINTI

  1. [isim] Her türlü gereksinimi karşılamada tutumlu davranma, kısma, azaltma

DOLANTI

  1. [isim] Gezip dolaşılan yer, alan

YAKINTI

  1. [isim] Yakılan bir şeyin kalıntıları
    • "Düşmanın yakıp yıktığı köylerin yakıntı ve yıkıntıları..." (Ruşen Eşref Ünaydın)
  2. Şikâyet

BAKINTI

  1. [isim] Temel gereksinimleri karşılama
    • "Üç yaşına kadar valideler çocuklarına pek az bir şey öğretebilecek veyahut hemen hiçbir şey öğretemeyecek, yalnız bir bakıntıdan ibaret bulunan hizmetlerinde bile..." (Ahmet Mithat)

KAÇINTI

  1. [isim] Erken doğan kuzu
  2. Sızıntı, kaçak
    • "Çeşmenin yolunda kaçıntı var."

SIĞINTI

  1. [isim] Bulunduğu yerde kalması istenmeyen, varlığı gereksiz görülen kimse
    • "Yıllarca süren sığıntı ezikliğinin hatırlanışı da vardır amcasında." (Tarık Buğra)

DAYANTI

  1. [isim] Dayanıklık

POZANTI
...
TAKINTI

  1. [isim] Bir durum ve sorunla ilişkisi olan başka durum veya sorun
    • "Uykum kaçınca aklım bir şeye takılır ve o takıntıyı savuşturuncaya kadar gözüme uyku girmez." (Burhan Felek)
  2. Bütünlemeye kalınan ders
  3. Küçük, önemsiz borç
  4. Bir şeye hastalık derecesinde düşkünlük, obsesyon
    • "Sözünü ettiğim takıntı bana rahmetli babamdan miras kaldı." (Ahmet Ümit)
  5. Bir kimseyle kurulan ilişki

YAPINTI

  1. [isim] Gerçekle çeliştiğini, gerçekliğe uymadığını bile bile tasarlanan şey, hayal gücüyle yaratılmış olan şey, tasni
    • "... hayalinin bir yapıntısı değil de gerçeğin ta kendisiymiş gibi heyecanlanarak, coşarak bu kaybedilmiş cennete ağıtlar yazıyordu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Bilgi kuramında ve ontolojide gerçeğe uymayan ancak belirli bir kuramsal veya pratik amaç için kullanılması sakıncasız olan tasarım, tasni

YAŞANTI

  1. [isim] Yaşanılanlardan, görülenlerden, duyulanlardan, edinilenlerden sonra kişide kalan şey
  2. Yaşanılan bir an, hayatın bir bölümü
  3. Hayat tarzı, içinde yaşanılan şartların tümü, hayat
    • "Köy yaşantısı."

TAŞINTI

  1. [isim] Sel suları ile taşınmış taş, toprak

KALINTI

  1. [isim] Artıp kalan şey, bakiye
  2. Bir kentten veya mimarlık eserinden artakalan bölüm, yıkıntı, harabe, enkaz
    • "Efes, Bergama'nın kalıntıları, ulaştıkları uygarlığı serer gözler önüne." (Necati Cumalı)
  3. İz, işaret
  4. Bir toplum, kültür, uygarlık vb.nden artakalan şey
    • "Bu babacan, filozof ve hazırcevap insanlar kuşağı, tükenen bir görgü devrinin son kalıntıları gibidir." (Haldun Taner)

MINTIKA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bölge

SAÇINTI

  1. [isim] Saçılıp dağılan şey, döküntü

KATINTI

  1. [isim] Birbirine katılmış karışık şeylerin her biri
    • "Birçok dillerin katıntısı bir lehçe."
  2. [sıfat] Hayvan sürüsüne dışarıdan gelip katılan (hayvan)

SIKINTI

  1. [isim] İşsizlik, tekdüzelik, bezginlik vb. sebeplerden doğan ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet
    • "İçinin sıkıntısını mümkün mertebe gizlemeye çalışarak, dereden tepeden konuşarak oyalandı." (Peyami Safa)
    • "İki ateş arasında epeyce sıkıntı çektik." (Aka Gündüz)
    • "Bir derdi, bir sıkıntısı olup da öyle susup durduğu akşamlar bile yanında bulunmaktan hoşlanıyoruz." (Nurullah ataç)
  2. Bir bozukluğun, karışıklığın sebep olduğu etkili ve sürekli yorgunluk, meşakkat, mihnet
    • "Sıkıntı ve ıstırapla sağa sola döndüm." (Aka Gündüz)
  3. Yokluk ve parasızlığın yol açtığı geçim darlığı
    • "İhtiyarın bir para sıkıntısı içinde olduğunu o söylemeden ben keşfetmiştim." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. Bulunmama durumu
    • "Bu kış yine, kok kömürü sıkıntısı baş gösterecekmiş." (Haldun Taner)
  5. Sorun, problem, mesele
    • "Atatürk öldüğü zaman Türkiye'nin ufak tefek sıkıntılar dışında hiçbir büyük problemi yoktu." (Burhan Felek)

MANTIKİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Mantıklı
    • "Birkaç türlü tefsire imkân bırakmayan, tek manalı, sarih ve mantıki söz." (Peyami Safa)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü