İçinde nt olan 7 harfli 217 kelime var. İçerisinde NT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında nt olan kelimeler listesine ya da Sonu nt ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PUANTAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir şeyin denetlendiğini veya görüldüğünü belirtmek için işaretleme, işaret koyma
-
[isim]
Bir şeyin denetlendiğini veya görüldüğünü belirtmek için işaretleme, işaret koyma
- İNTİHAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kimsenin toplumsal ve ruhsal nedenlerin etkisi ile kendi hayatına son vermesi
- "O anda ölmek, intihar etmek istiyordum." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Hayatını tehlikeye düşürecek aşırı davranış veya iş
-
[isim]
Bir kimsenin toplumsal ve ruhsal nedenlerin etkisi ile kendi hayatına son vermesi
- KIYINTI
-
-
[isim]
Açlık sebebiyle midede duyulan eziklik
- "Midemde bir kıyıntı var."
-
Herhangi bir sebeple vücutta duyulan kırıklık
-
İnce ince doğranmış küçük parça
- "Tahta kıyıntısı."
-
[isim]
Açlık sebebiyle midede duyulan eziklik
- TAŞINTI
-
-
[isim]
Sel suları ile taşınmış taş, toprak
-
[isim]
Sel suları ile taşınmış taş, toprak
- BOZUNTU
-
-
[isim]
Bozulmuş bir şeyin kalan bölümleri, döküntü
- "Bozuntuya vermedim, yürüdüm, yanına gittim." (Ömer Seyfettin)
-
Kendinde bulunması gereken nitelikleri taşımayan kimse veya şey
- "Taklit mal çıkaran fabrikalar, Hollywood bozuntusu şehirler istemeyiz." (Orhan Seyfi Orhon)
-
Şaşkınlığa düşme
-
[isim]
Bozulmuş bir şeyin kalan bölümleri, döküntü
- GÖRÜNTÜ
-
-
[isim]
Gerçekte var olmadığı hâlde varmış gibi görünen şey, hayalet
-
Herhangi bir nesnenin mercek, ayna vb. ile oluşturulan biçimi, hayal
-
Manzara
-
Herhangi bir nesnenin mercek, ayna vb. araçlarla oluşturulan biçimi, hayal
-
Sayı doğrusu üzerinde bir sayıya karşı gelen nokta
-
Bir film üzerinde sıralanmış resimlerin gösterici yardımıyla ekrana art arda düşürülmesi sonunda hareketin yeniden kurulmasıyla ortaya çıkan görünüş, görüntülük üzerindeki hareketli resimler bütünü
-
[isim]
Gerçekte var olmadığı hâlde varmış gibi görünen şey, hayalet
- ANTAKYA
- ...
- ANTİTEZ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Karşı sav
- "Bu, tam bir antitezdir, iddia ettiğiniz gibi sentez değildir." (Peyami Safa)
-
[isim]
Karşı sav
- KAPANTI
-
-
[isim]
Patlayıcı ünsüzün oluşmasından önceki boğumlanma noktasının kapanması
-
[isim]
Patlayıcı ünsüzün oluşmasından önceki boğumlanma noktasının kapanması
- KONTROL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Denetleme
-
Bir şeyin gerçeğe ve aslına uygunluğuna bakma
- "Duygululuk olsa olsa akılla bağdaştığı, aklın kontrolünde kaldığı ölçüde bir değer taşır." (Necati Cumalı)
-
Yoklama, arama
- "Gümrük kontrolü."
-
Denetçi, kontrolör
-
[isim]
Denetleme
- SANTURİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Santurcu
-
[isim]
Santurcu
- DÜZENTİ
-
-
[isim]
Bir şeyi, bir durumu olduğundan değişik göstermek amacıyla hazırlanan düzen, mizansen
-
[isim]
Bir şeyi, bir durumu olduğundan değişik göstermek amacıyla hazırlanan düzen, mizansen
- KIRANTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[sıfat]
Saçları ağarmaya başlamış (erkek)
- "Yeni şube reisi, kırk beşlik, ellilik, kıranta, ağzı kalabalık bir adam." (Memduh Şevket Esendal)
-
İlerlemiş yaşına rağmen bakımlı, özenli (erkek)
-
Kırlaşmış (saç, sakal)
- "Erkek, tıraşı uzamış kıranta saçlı, kırk yaşlarında bir köylüydü." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Saçları ağarmaya başlamış (erkek)
- BULUNTU
-
-
[isim]
Kazı veya araştırmalarla ortaya çıkarılmış olan, bazen de rast gelinerek bulunan eski çağlardan kalma eşya
-
Sokakta bulunup alınan çocuk
-
Herhangi bir yerde bulunup gerçekten veya hükmen sahibi bulunmayan mal
-
[isim]
Kazı veya araştırmalarla ortaya çıkarılmış olan, bazen de rast gelinerek bulunan eski çağlardan kalma eşya
- GEZENTİ
-
-
[sıfat]
Vaktini gezmekle geçiren, gezmeyi çok seven, gezeğen
-
[sıfat]
Vaktini gezmekle geçiren, gezmeyi çok seven, gezeğen
- KAYINTI
-
-
[isim]
Açlık bastırmaya, atıştırılmaya yarar yiyecek
-
[isim]
Açlık bastırmaya, atıştırılmaya yarar yiyecek
- SİLİNTİ
-
-
[isim]
Bir yazının silinmiş olduğunu gösteren iz
- "Bu sayfada silintiler var."
-
[isim]
Bir yazının silinmiş olduğunu gösteren iz
- KAZINTI
-
-
[isim]
Kazıyarak çıkarılan parça
-
Kâğıtta kazıma izi
-
[isim]
Kazıyarak çıkarılan parça
- ANTETLİ
-
-
[sıfat]
Başlıklı
-
[sıfat]
Başlıklı
- MANTIKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Mantıklı
- "Birkaç türlü tefsire imkân bırakmayan, tek manalı, sarih ve mantıki söz." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Mantıklı