İçinde nt olan 7 harfli 217 kelime var. İçerisinde NT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında nt olan kelimeler listesine ya da Sonu nt ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BURUNTU
-
-
[isim]
Buru, sancı, bağırsak bozukluğu
- "Sus! Buruntu geçiriyorum, azıcık kıpırdansam falya." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Buru, sancı, bağırsak bozukluğu
- SİNTİNE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Geminin içinde en alt bölüm
-
[isim]
Geminin içinde en alt bölüm
- BOZUNTU
-
-
[isim]
Bozulmuş bir şeyin kalan bölümleri, döküntü
- "Bozuntuya vermedim, yürüdüm, yanına gittim." (Ömer Seyfettin)
-
Kendinde bulunması gereken nitelikleri taşımayan kimse veya şey
- "Taklit mal çıkaran fabrikalar, Hollywood bozuntusu şehirler istemeyiz." (Orhan Seyfi Orhon)
-
Şaşkınlığa düşme
-
[isim]
Bozulmuş bir şeyin kalan bölümleri, döküntü
- ENTERİT
- ...
- KAPANTI
-
-
[isim]
Patlayıcı ünsüzün oluşmasından önceki boğumlanma noktasının kapanması
-
[isim]
Patlayıcı ünsüzün oluşmasından önceki boğumlanma noktasının kapanması
- KONTLUK
-
-
[isim]
Kont unvanına hak kazandıran yurtluk
-
[isim]
Kont unvanına hak kazandıran yurtluk
- KOVUNTU
-
-
[isim]
Kovulmuş kimse
-
[isim]
Kovulmuş kimse
- OMENTUM
- ...
- KAYINTI
-
-
[isim]
Açlık bastırmaya, atıştırılmaya yarar yiyecek
-
[isim]
Açlık bastırmaya, atıştırılmaya yarar yiyecek
- MANTOLU
-
-
[sıfat]
Mantosu olan
- "Daha çok küçükken akranlarımla oynarken, koyu kahverengi mantolu kadınları birden annem sanırdım." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Mantosu olan
- ÇANTALI
-
-
[sıfat]
Çantası olan
- "Kompartımana eli çantalı bir tahsildar düştü." (Reşat Enis)
-
[sıfat]
Çantası olan
- GEZİNTİ
-
-
[isim]
Uzak olmayan bir yere yapılan gezi, tenezzüh
- "O civarın bütün ahalisi oralara yayılarak akşamları gezinti yapmaktadırlar." (Ahmet Rasim)
-
Kale duvarlarının iç tarafında kuleleri birbirine bağlayan dar yol
-
Bir çalgıyla belli bir parça çalmaksızın ezgiler çıkarma işi
-
Evlerde oda kapılarının açıldığı aralık, koridor
-
Sofa, balkon
-
[isim]
Uzak olmayan bir yere yapılan gezi, tenezzüh
- KIYINTI
-
-
[isim]
Açlık sebebiyle midede duyulan eziklik
- "Midemde bir kıyıntı var."
-
Herhangi bir sebeple vücutta duyulan kırıklık
-
İnce ince doğranmış küçük parça
- "Tahta kıyıntısı."
-
[isim]
Açlık sebebiyle midede duyulan eziklik
- TANTANA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Görkem, gösteriş
- "Kerim Ağa epeyce büyük bir tantana ile oğullarından birinin düğününü yapmak üzere idi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Gürültü patırtı, kuru gürültü
-
[isim]
Görkem, gösteriş
- YAYINTI
-
-
[isim]
Yayılmış, dağılmış şeyler
-
İçinde radyoaktif elementler bulunan bir kaptan yayılan gaz veya sıvı
-
[isim]
Yayılmış, dağılmış şeyler
- OKŞANTI
-
-
[isim]
Okşama
-
[isim]
Okşama
- TAŞKENT
- ...
- KENTSEL
-
-
[sıfat]
Kentle ilgili, şehirle ilgili
-
[sıfat]
Kentle ilgili, şehirle ilgili
- DAĞINTI
-
-
[isim]
Karışık, gelişigüzel atılmış öteberi
-
[isim]
Karışık, gelişigüzel atılmış öteberi
- SEGMENT
- ...