İçinde nma olan 6 harfli 39 kelime var. İçerisinde NMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında nma olan kelimeler listesine ya da Sonu nma ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A M N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
NAM
2 Harfli Kelimeler
AM, AN, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- UYUNMA
-
-
[isim]
Uyunmak durumu
-
[isim]
Uyunmak durumu
- İNANMA
-
-
[isim]
İnanmak işi
-
[isim]
İnanmak işi
- KONMAK
-
-
[-e]
Kuş, kelebek, uçak, toz vb. bir yere inmek
- "Bir bülbül gelip konmuştu havuzun kıyısına." (Çetin Altan)
-
Yolculukta geceyi geçirmek için bir yerde kalmak, konuk olmak
-
Kısa bir süre için bir yere yerleşmek, bir yeri yurt edinmek
-
Bir şeyi emeksiz edinmek
- "Ayşe de yarın öbür gün bir lise hocası olacak belki de servete de konacaktı." (Halide Edip Adıvar)
-
[-e]
Kuş, kelebek, uçak, toz vb. bir yere inmek
- ADANMA
-
-
[isim]
Adanmak işi
-
[isim]
Adanmak işi
- ACINMA
-
-
[isim]
Acınmak işi
-
[isim]
Acınmak işi
- ALINMA
-
-
[isim]
Alınmak işi
-
[isim]
Alınmak işi
- ARANMA
-
-
[isim]
Aranmak işi
-
[isim]
Aranmak işi
- ARINMA
-
-
[isim]
Temizlenme
- "Ramazanın bu alışkanlıklardan bir çırpıda arınması düşünülebilir mi?" (Necati Cumalı)
-
Ruhun tutkulardan temizlenmesi
-
Duyguların sanat yoluyla arınması
-
[isim]
Temizlenme
- YUNMAK
-
-
[nsz]
Yıkanmak
- "Kuyunun başında mevtam yunuyor / Düşmanlarım kıs kıs olmuş gülüyor." (Halk türküsü)
-
[nsz]
Yıkanmak
- ATANMA
-
-
[isim]
Bir göreve getirilme, tayin edilme
-
[isim]
Bir göreve getirilme, tayin edilme
- UZANMA
-
-
[isim]
Uzanmak durumu
-
[isim]
Uzanmak durumu
- UĞUNMA
-
-
[isim]
Uğunmak işi
-
[isim]
Uğunmak işi
- UYANMA
-
-
[isim]
Uyanmak durumu, intibah
-
[isim]
Uyanmak durumu, intibah
- BUNMAK
-
-
[nsz]
Beğenmemek, azımsamak, küçümsemek
-
[nsz]
Beğenmemek, azımsamak, küçümsemek
- DONMAK
-
-
[nsz]
Sıvı, soğuğun etkisiyle katı duruma gelmek, buz tutmak
-
Yaşamını yitirmek, soğuktan ölmek
- "Donmak üzere olan insanların tatlılığını içimde duymaya başladım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Çok üşümek
-
Bitki soğuktan zarar görmek, yararlanılmaz duruma gelmek
-
Kimyasal bir etki ile katılaşmak
- "Çimento ve alçı çabuk donar."
-
Eriyik durumda bulunan bir metal katı duruma geçmek
-
Beklenmedik bir durum karşısında birden hareketsiz kalmak
- "Salonun içinde kimse kımıldayamadı. Hepsi olduğu yerde dondu. Taş kesildi." (Ömer Seyfettin)
-
Gelişmemek, yeniliklere açık olmamak
- "Bütün kafaların donmuş, taşlaşmış olmasını istiyorlar." (Çetin Altan)
-
[nsz]
Sıvı, soğuğun etkisiyle katı duruma gelmek, buz tutmak
- YANMAK
-
-
[nsz]
Birleşiminde karbon bulunan maddeler, ısı ve ışık yayarak kül durumuna geçip yok olmak
- "Yanan ormanların yerine yeni orman yetiştirilir..." (Anayasa)
- "Bir babam olduğunu, nasıl yana yana istediğini size anlatamam." (Memduh Şevket Esendal)
- "Herife bir tokat yahut bir yumruk yerleştiremediğine bile yandı durdu." (Peyami Safa)
- "Ali Safa Bey bir şeye çok yanıp yakılıyordu, işini daha gizli görebilirdi." (Yahya Kemal)
-
Ateş durumuna geçmek, tutuşmak
- "Kömür yandı. Ocaktaki odun yandı."
- "Her şeyden önce bir bakanlık koltuğuna kurulmak ihtirasıyla yanıp tutuştuğunu ve oraya varmak için her vasıtayı mübah saydığını sezip anlamamış mıydı?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Isı, ışık veren bir konuma geçmek
- "Gece oldu ışıklar yandı, yatsı vakti geldi." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bütünü veya bir bölümü ateş veya sıcaklığın etkisi ile bozulmak, kömür durumuna geçmek
- "Yemek yandı. Ekmek yandı."
-
Isı etkisiyle vücudun bir yanı yara olmak, kızarmak veya rengi koyulaşmak
- "Ateşe dokundu, eli yandı. Güneşten kolları yandı."
-
Vücut veya nesnelerin ısısı artmak
- "Ateşler içinde, günlerce titreyerek yanar." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Odamız yaz günleri çinkodan damın altında yanar durur." (Orhan Veli Kanık)
-
Parlamak, parıldamak
- "Birkaç batarya top, kızgın güneş altında pırıl pırıl yanıyor." (Falih Rıfkı Atay)
-
Birtakım etmenlerin etkisiyle işe yaramaz duruma gelmek
- "Kumaş boyadan yanmış. Ekinler dondan yanmış."
-
Yanık acısına benzer bir acı duymak
- "Boğazım yanıyor. Biberden ağzım yandı."
-
Kendini göstermek, çabalamak
- "Çocuklar, kendilerini beğendirmek için yanıyorlar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Çok üzülmek
- "Bu yaz tatil yapamayacağıma yanıyorum."
-
Çok sevmek, büyük bir aşk ile sevmek
-
Hükümsüz kalmak, değerini yitirmek
- "Vaktinde değiştirilmeyen kâğıt paralar yandı."
-
Zarara, kötülüğe uğramak
- "Maazallah, birimize kitaptan rastgele bir şey soracak olsa yandığımız gündü." (Haldun Taner)
-
Çocuk oyunlarında oyun dışı olmak
-
Bir bir sıralamak, dile getirmek, dert dökmek, anlatmak
- "Yazı yazmak, hayatımı anlatmak, kalbimi dökmek ihtiyacıyla yanıyorum." (Sermet Muhtar Alus)
-
[nsz]
Birleşiminde karbon bulunan maddeler, ısı ve ışık yayarak kül durumuna geçip yok olmak
- AVUNMA
-
-
[isim]
Avunmak işi, teselli
-
[isim]
Avunmak işi, teselli
- ISINMA
-
-
[isim]
Isınmak işi
-
[isim]
Isınmak işi
- OKUNMA
-
-
[isim]
Okunmak işi
- "Her şairin içinde bir okunma, bir yayılma, bir beğenilme hırsı vardır." (Orhan Veli Kanık)
-
[isim]
Okunmak işi
- OVUNMA
-
-
[isim]
Ovunmak işi
-
[isim]
Ovunmak işi