İçinde nma olan 6 harfli 39 kelime var. İçerisinde NMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında nma olan kelimeler listesine ya da Sonu nma ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A M N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
NAM
2 Harfli Kelimeler
AM, AN, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ISINMA
-
-
[isim]
Isınmak işi
-
[isim]
Isınmak işi
- OVUNMA
-
-
[isim]
Ovunmak işi
-
[isim]
Ovunmak işi
- AŞINMA
-
-
[isim]
Aşınmak işi
-
Korozyon
-
Erozyon
-
[isim]
Aşınmak işi
- ILINMA
-
-
[isim]
Ilınmak durumu
-
[isim]
Ilınmak durumu
- ATANMA
-
-
[isim]
Bir göreve getirilme, tayin edilme
-
[isim]
Bir göreve getirilme, tayin edilme
- UZANMA
-
-
[isim]
Uzanmak durumu
-
[isim]
Uzanmak durumu
- USANMA
-
-
[isim]
Usanmak durumu
-
[isim]
Usanmak durumu
- SANMAK
-
-
[nsz]
Bir şeyin olma veya olmama ihtimalini kabul etmekle birlikte, olabileceğine daha çok inanmak, zannetmek
- "Sahiden hasta sanıyorlar, tebdilihava tavsiye ediyorlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Gibi gelmek, farz etmek
- "Bu hareketimi tamamıyla histen gelen bir şey sandı." (Peyami Safa)
-
Bir şey veya kimsenin ... olduğunu düşünmek
- "Doktor Sevim, hastayı ilk gördüğü an kendinde değil sanmıştı." (Atilla İlhan)
-
[nsz]
Bir şeyin olma veya olmama ihtimalini kabul etmekle birlikte, olabileceğine daha çok inanmak, zannetmek
- YUNMAK
-
-
[nsz]
Yıkanmak
- "Kuyunun başında mevtam yunuyor / Düşmanlarım kıs kıs olmuş gülüyor." (Halk türküsü)
-
[nsz]
Yıkanmak
- KONMAK
-
-
[-e]
Kuş, kelebek, uçak, toz vb. bir yere inmek
- "Bir bülbül gelip konmuştu havuzun kıyısına." (Çetin Altan)
-
Yolculukta geceyi geçirmek için bir yerde kalmak, konuk olmak
-
Kısa bir süre için bir yere yerleşmek, bir yeri yurt edinmek
-
Bir şeyi emeksiz edinmek
- "Ayşe de yarın öbür gün bir lise hocası olacak belki de servete de konacaktı." (Halide Edip Adıvar)
-
[-e]
Kuş, kelebek, uçak, toz vb. bir yere inmek
- SINMAK
-
-
[nsz]
Kırılmak, parçalanmak, bozulmak
-
Yenilmek, bozguna uğramak
-
[nsz]
Kırılmak, parçalanmak, bozulmak
- ABANMA
-
-
[isim]
Abanmak işi
-
[isim]
Abanmak işi
- IKINMA
-
-
[isim]
Ikınmak işi
-
[isim]
Ikınmak işi
- İNANMA
-
-
[isim]
İnanmak işi
-
[isim]
İnanmak işi
- YONMAK
-
-
[-i]
Yontmak
-
[-i]
Yontmak
- AĞINMA
-
-
[isim]
Ağınmak işi
-
[isim]
Ağınmak işi
- UTANMA
-
-
[isim]
Utanmak durumu, teeddüp
- "İradesizliğimden utanma duymamaya da alıştım." (Refik Halit Karay)
-
Utanma duygusu
-
[isim]
Utanmak durumu, teeddüp
- ACINMA
-
-
[isim]
Acınmak işi
-
[isim]
Acınmak işi
- AVUNMA
-
-
[isim]
Avunmak işi, teselli
-
[isim]
Avunmak işi, teselli
- YANMAK
-
-
[nsz]
Birleşiminde karbon bulunan maddeler, ısı ve ışık yayarak kül durumuna geçip yok olmak
- "Yanan ormanların yerine yeni orman yetiştirilir..." (Anayasa)
- "Bir babam olduğunu, nasıl yana yana istediğini size anlatamam." (Memduh Şevket Esendal)
- "Herife bir tokat yahut bir yumruk yerleştiremediğine bile yandı durdu." (Peyami Safa)
- "Ali Safa Bey bir şeye çok yanıp yakılıyordu, işini daha gizli görebilirdi." (Yahya Kemal)
-
Ateş durumuna geçmek, tutuşmak
- "Kömür yandı. Ocaktaki odun yandı."
- "Her şeyden önce bir bakanlık koltuğuna kurulmak ihtirasıyla yanıp tutuştuğunu ve oraya varmak için her vasıtayı mübah saydığını sezip anlamamış mıydı?" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Isı, ışık veren bir konuma geçmek
- "Gece oldu ışıklar yandı, yatsı vakti geldi." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bütünü veya bir bölümü ateş veya sıcaklığın etkisi ile bozulmak, kömür durumuna geçmek
- "Yemek yandı. Ekmek yandı."
-
Isı etkisiyle vücudun bir yanı yara olmak, kızarmak veya rengi koyulaşmak
- "Ateşe dokundu, eli yandı. Güneşten kolları yandı."
-
Vücut veya nesnelerin ısısı artmak
- "Ateşler içinde, günlerce titreyerek yanar." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Odamız yaz günleri çinkodan damın altında yanar durur." (Orhan Veli Kanık)
-
Parlamak, parıldamak
- "Birkaç batarya top, kızgın güneş altında pırıl pırıl yanıyor." (Falih Rıfkı Atay)
-
Birtakım etmenlerin etkisiyle işe yaramaz duruma gelmek
- "Kumaş boyadan yanmış. Ekinler dondan yanmış."
-
Yanık acısına benzer bir acı duymak
- "Boğazım yanıyor. Biberden ağzım yandı."
-
Kendini göstermek, çabalamak
- "Çocuklar, kendilerini beğendirmek için yanıyorlar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Çok üzülmek
- "Bu yaz tatil yapamayacağıma yanıyorum."
-
Çok sevmek, büyük bir aşk ile sevmek
-
Hükümsüz kalmak, değerini yitirmek
- "Vaktinde değiştirilmeyen kâğıt paralar yandı."
-
Zarara, kötülüğe uğramak
- "Maazallah, birimize kitaptan rastgele bir şey soracak olsa yandığımız gündü." (Haldun Taner)
-
Çocuk oyunlarında oyun dışı olmak
-
Bir bir sıralamak, dile getirmek, dert dökmek, anlatmak
- "Yazı yazmak, hayatımı anlatmak, kalbimi dökmek ihtiyacıyla yanıyorum." (Sermet Muhtar Alus)
-
[nsz]
Birleşiminde karbon bulunan maddeler, ısı ve ışık yayarak kül durumuna geçip yok olmak