İçinde ni olan 5 harfli 88 kelime var. İçerisinde Nİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ni olan kelimeler listesine ya da Sonu ni ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
N İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İN
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- SENİT
-
-
[isim]
Hamur tahtası
-
[isim]
Hamur tahtası
- NİSAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yılın otuz gün süren, dördüncü ayı, april
-
[isim]
Yılın otuz gün süren, dördüncü ayı, april
- MUNİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Alışılan, alışılmış, yabancı olmayan
-
Cana yakın, uysal, sevimli
- "Ağlamaktan renkleri silinmiş zannolunan küçük munis gözleriyle bakıyordu." (Orhan Seyfi Orhon)
-
Uygun
- "Bu fikir birdenbire bana o kadar munis, yapılabilmesi o kadar kolay göründü ki hemen yola düştüm." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Alışılan, alışılmış, yabancı olmayan
- SİNİK
-
-
[sıfat]
Sinmiş, yılmış, pusmuş
- "Bundan zevk alan ve bazı kere de bununla kadının sempatisini kazanan sinik erkeklerden biri de Atıf'tır." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Sinmiş, yılmış, pusmuş
- BİNİŞ
-
-
[isim]
Binme işi veya biçimi
-
Üniversite öğretim üyelerinin giydikleri cübbe
-
Yüksek aşamalı bilginlerin ve yeniçeri subaylarının giydikleri cübbe
-
Atlı alay
-
Atlı alayda giyilen giysi
-
[isim]
Binme işi veya biçimi
- SÜNNİ
- ...
- KONİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Koni biçiminde olan veya koni ile ilgili olan, mahruti
- "Konik yüzey."
-
[isim]
Tabanı daire biçiminde olan bir koninin bir düzlemle ara kesiti
- "Çember, elips, hiperbol ve parabol birer koniktir."
-
[sıfat]
Koni biçiminde olan veya koni ile ilgili olan, mahruti
- MİNİK
-
-
Küçük ve sevimli
- "Ne minik şey!"
-
Küçük ve sevimli
- NİMET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İyilik, lütuf, ihsan
- "Başımızdan gitmesi, ekşi suratından kurtulmamız da bir nimetti." (Sermet Muhtar Alus)
- "Çaylarımıza koşarlar, evimize davet edilmeyi nimet bilirler, etrafımızda dolaşırlar." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Yaşamak için gerekli her şey
- "Desem ki sen benim için hava kadar lazım / Ekmek kadar mübarek / Su gibi aziz bir şeysin / Nimetsin, nimettensin" (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
Yiyecek içecek, özellikle ekmek
-
Yararlanılan imkân
- "Evinizin iş yerinize bu kadar yakın oluşu nimet."
-
[isim]
İyilik, lütuf, ihsan
- BENİZ
-
-
[isim]
Yüz
- "Benzi limon gibi sararmaya, gözleri ateş gibi parlamaya başladı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Necdet'in benzi atıyor, kesik kesik soluyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "O böyle söylerken yanında bulunanların benzi sararırdı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Benzi uçtu, dudaklarındaki gülümseme soldu." (Memduh Şevket Esendal)
-
Yüz rengi
-
[isim]
Yüz
- NİYAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yalvarma, yakarma
- "Şeyh, sonu gelmez bir ibadet ve niyaz hâlinde, gözleri kapalı, okuyor, üflüyordu." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Yalvarma, yakarma
- TONİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Organları uyaran ve güçlendiren ilaç
-
Bazı içkilere katılan sıvı madde
-
Cilt bakımında kullanılan, yüze ve boyna sürülen losyon
-
[isim]
Organları uyaran ve güçlendiren ilaç
- DENİZ
-
-
[isim]
Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu su kütlesi
- "Biz tayfaları da deniz tuttu ama geminin doktoru bir defacık olsun, görünmedi." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Denizdeki balığın karada komisyonculuğunu yapıyorlardı." (Ercüment Ekrem Talu)
- "Denize açıldıktan beş on gün sonra iki ciddi fırtına ile karşılaştım." (Halikarnas Balıkçısı)
-
Bu su kütlesinin belirli bir parçası
- "Marmara Denizi. Karadeniz."
-
Aydaki düzlükler
-
Geniş alan
-
Çokluk, yoğunluk
-
[isim]
Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu su kütlesi
- GENİZ
-
-
[isim]
Ağız ve burun boşluğunun arka bölümü
- "Genzi iyice yanmıştı, konuşamıyordu, başını iki yana sarsarak niçin diye sordu." (Tarık Buğra)
- "Genzinden çıkardığı seslerle ağlama taklidi yapıyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Ağız ve burun boşluğunun arka bölümü
- YAHNİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kavrulmuş soğan ve salça ile pişirilen, sade veya sebzeli et yemeği
-
[isim]
Kavrulmuş soğan ve salça ile pişirilen, sade veya sebzeli et yemeği
- YEĞNİ
-
-
[sıfat]
Ağır olmayan, hafif
-
Ciddi olmayan
-
[sıfat]
Ağır olmayan, hafif
- ANİME
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Japon çizgi filmi
-
[isim]
Japon çizgi filmi
- ÖZENİ
-
-
[isim]
Özenme işi
-
[isim]
Özenme işi
- NİHAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Gizli
-
[sıfat]
Gizli
- ANİDE
-
-
[zarf]
Ansızın
-
[zarf]
Ansızın