İçinde ni olan 4 harfli 36 kelime var. İçerisinde Nİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ni olan kelimeler listesine ya da Sonu ni ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
N İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İN
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇİNİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Duvarları kaplayıp süslemek için kullanılan, bir yüzü sırlı ve genellikle çiçek resimleriyle bezeli, pişmiş, balçık levha, fayans
- "Bizi sarar bir sülüs yazı görsek duvarda / Bize heyecan verir bir parça yeşil çini." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
[sıfat]
Sırlı ve süslü, pişmiş balçıktan yapılmış olan
- "Çini sobayı gürültü etmemeye çalışarak yakardı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Duvarları kaplayıp süslemek için kullanılan, bir yüzü sırlı ve genellikle çiçek resimleriyle bezeli, pişmiş, balçık levha, fayans
- ENİR
-
-
[isim]
Bir tür yaban mersini
-
[isim]
Bir tür yaban mersini
- NİSA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kadın
-
[isim]
Kadın
- DENİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Alçak, kötü, kişiliksiz (kimse)
-
[sıfat]
Alçak, kötü, kişiliksiz (kimse)
- NİZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çekişme, bozuşma, kavga
-
[isim]
Çekişme, bozuşma, kavga
- FANİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İnsan gözünün algıladığı ışık şiddeti
-
[isim]
İnsan gözünün algıladığı ışık şiddeti
- ENİN
- ...
- DİNİ
- ...
- PENİ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Sterlinin yüzde biri değerindeki para birimi
-
[isim]
Sterlinin yüzde biri değerindeki para birimi
- GANİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Zengin, varlıklı
- "Sen bir gani sultansın / Canlar içinde cansın." (Yunus Emre)
-
Bol, çok
-
[sıfat]
Zengin, varlıklı
- NİYE
-
-
[zarf]
Niçin, neden
- "Sen bana niye söylemedin, sadaka verirdik, adak adardık." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
Niçin, neden
- MANİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kişinin sevinç, güven ve her türlü etkinliğinin normal olmayan bir biçimde arttığı ruh hastalığı
-
[isim]
Kişinin sevinç, güven ve her türlü etkinliğinin normal olmayan bir biçimde arttığı ruh hastalığı
- AYNİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Gözle ilgili
-
[sıfat]
Gözle ilgili
- NİNE
-
-
[isim]
Torunu olan kadın, büyük anne, nene
- "Altmışlık bir ninenin evinde oda tutmuştum." (Aka Gündüz)
-
Yaşlı kadın
-
[ünlem]
Yaşlı kadınlar için kullanılan bir seslenme sözü
-
[isim]
Torunu olan kadın, büyük anne, nene
- MİNİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Çok küçük veya kısa
-
[sıfat]
Çok küçük veya kısa
- YANİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[bağlaç]
"Demek, şu demek ki" anlamlarında bir söz
- "Rıza Efendi de belki bu yüzden yani perde niçin açılmıyor diye sinirleniyor." (Tarık Buğra)
-
[zarf]
"Sözün kısası, doğrusu" anlamlarında bir söz
- "Tesadüf ama bu kadar olur yani." (Haldun Taner)
-
[bağlaç]
"Demek, şu demek ki" anlamlarında bir söz
- ÜNİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Tek, eşi olmayan
-
[sıfat]
Tek, eşi olmayan
- KONİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Durağan bir noktadan geçen ve kapalı bir eğriye dayanarak hareket eden bir doğrunun çizdiği yüzey, mahrut
-
[sıfat]
Bu biçiminde olan
-
Çembersel bölge üzerindeki her noktanın çember düzlemi dışındaki bir nokta ile birleşiminden oluşan geometrik cisim
-
Bu yüzeyle sınırlı katı cisim
-
[isim]
Durağan bir noktadan geçen ve kapalı bir eğriye dayanarak hareket eden bir doğrunun çizdiği yüzey, mahrut
- YENİ
-
-
[sıfat]
Kullanılmamış olan, eski karşıtı
- "Yeni giysi. Yeni ayakkabı."
-
Oluş veya çıkışından beri çok zaman geçmemiş olan
- "Yeni haber. Yeni moda."
-
En son edinilen
- "Yeni eve taşındık."
-
İşe henüz başlamış
- "Yeni öğrenci. Yeni asker."
-
O güne kadar söylenmemiş, görülmemiş, gösterilmemiş, düşünülmemiş olan
- "Yeni bir buluş. Yeni bir düşünce."
-
Tanınmayan, bilinmeyen
- "Yeni imzalara rastlıyoruz."
-
Daha öncekilerden farklı olan
- "Yeni ihtiyaçlarımız var."
-
[zarf]
Biraz önce, çok zaman geçmeden
- "Yeni tanıştığım orman uzmanları çok nazik ve kibar insanlardı." (Çetin Altan)
-
[sıfat]
Kullanılmamış olan, eski karşıtı
- ANİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sert, kaba
- "Bu haşin, anut, katil mazinin anif tahakkümü yalnız Türklere, yalnız Türkiye'ye mahsus değildi." (Ömer Seyfettin)
-
[zarf]
Sert, kaba bir biçimde
- "Lakin babam şiddetli ve anif hareket ediyordu." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Sert, kaba