İçinde ni olan 4 harfli 36 kelime var. İçerisinde Nİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ni olan kelimeler listesine ya da Sonu ni ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
N İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
İN
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DİNİ
- ...
- NİZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çekişme, bozuşma, kavga
-
[isim]
Çekişme, bozuşma, kavga
- FANİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İnsan gözünün algıladığı ışık şiddeti
-
[isim]
İnsan gözünün algıladığı ışık şiddeti
- NİNE
-
-
[isim]
Torunu olan kadın, büyük anne, nene
- "Altmışlık bir ninenin evinde oda tutmuştum." (Aka Gündüz)
-
Yaşlı kadın
-
[ünlem]
Yaşlı kadınlar için kullanılan bir seslenme sözü
-
[isim]
Torunu olan kadın, büyük anne, nene
- SUNİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yapma, yapay, takma
-
Yapmacık, eğreti
-
[sıfat]
Yapma, yapay, takma
- MENİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Erkeklerin cinsel organından salgılanan madde, er suyu, bel, atmık, dikel, sperm, sperma
-
[isim]
Erkeklerin cinsel organından salgılanan madde, er suyu, bel, atmık, dikel, sperm, sperma
- İNİK
-
-
[sıfat]
İnmiş, indirilmiş
- "Pencere perdeleri hep inikti." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
İnmiş, indirilmiş
- SİNİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Üzerinde yemek de yenilebilen yuvarlak, bakır veya pirinçten büyük tepsi
- "Sininin üstünde, çepeçevre tahta kaşıklar ve yerde sini etrafında birer küçük minder dizilmişti." (Ahmet Haşim)
-
[isim]
Üzerinde yemek de yenilebilen yuvarlak, bakır veya pirinçten büyük tepsi
- ŞENİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kötü, çirkin, alçakça, utanç verici
- "En büyük fedakârlığı, en şeni cinayeti de aynı kolaylıkla işlerler." (Ercüment Ekrem Talu)
-
[sıfat]
Kötü, çirkin, alçakça, utanç verici
- NİCE
-
-
[sıfat]
Kaç, ne kadar
-
Birçok
- "Yalılarda nice yük odaları, oda gibi büyük kilerler vardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[zarf]
Nasıl
-
[zarf]
Uzun süreden beri
-
[sıfat]
Kaç, ne kadar
- MANİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kişinin sevinç, güven ve her türlü etkinliğinin normal olmayan bir biçimde arttığı ruh hastalığı
-
[isim]
Kişinin sevinç, güven ve her türlü etkinliğinin normal olmayan bir biçimde arttığı ruh hastalığı
- ENİR
-
-
[isim]
Bir tür yaban mersini
-
[isim]
Bir tür yaban mersini
- ÜNİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Tek, eşi olmayan
-
[sıfat]
Tek, eşi olmayan
- HANİ
-
-
[zarf]
"Nerede, ne oldu, nerede kaldı" anlamlarında kullanılan bir soru sözü
- "Çoban kaval çaldı sordu bülbüle / Sürülerim hani, ovam nerede?" (Ziya Gökalp)
- "Garson, hani ya kahve nerede ? Bir saattir bekliyorum." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Arkasından, hanidir gizlediği ağır bir suçu itiraf edermiş gibi fısıltıyla ekledi." (Atilla İlhan)
-
Karşıdakinin daha önceden bildiği bir şey kendisine hatırlatılmak istenildiğinde kullanılan bir söz
- "Nevin geçen sene kolunda bir ağrı duymuştu hani." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Verilen sözü hatırlatan sözün başına getirildiğinde sitem anlatan bir söz
- "Hani uykun vardı?" (Orhan Kemal)
-
Bazen "bari" anlamında kullanılan bir söz
- "Hani, benim kim olduğumu bilmese."
-
"Doğrusunu söylemek gerekirse, kaldı ki, üstelik" anlamlarında kullanılan bir söz
- "Benim sormam hani yarenlik olsun, anlarsınız ya!" (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
"Nerede, ne oldu, nerede kaldı" anlamlarında kullanılan bir soru sözü
- ENİN
- ...
- AYNİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Gözle ilgili
-
[sıfat]
Gözle ilgili
- NİTE
-
-
[zarf]
Nasıl, niçin
-
[zarf]
Nasıl, niçin
- NİYE
-
-
[zarf]
Niçin, neden
- "Sen bana niye söylemedin, sadaka verirdik, adak adardık." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
Niçin, neden
- KANİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kanmış, inanmış
- "Şahsi vaziyetini kabil olduğu kadar iyileştirmek lüzumuna kuvvetle kani idi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Kanmış, inanmış
- İNİŞ
-
-
[isim]
İnme işi veya biçimi
-
Yukarıdan aşağıya gittikçe alçalan eğimli yer, yokuş karşıtı
- "İnişte yol uzadıkça uzadı."
-
Gerileyiş, çöküş
-
Araçlı jimnastikte, atlayarak veya hızlanarak araçtan ayrılma durumu
-
[isim]
İnme işi veya biçimi