İçinde ne olan 4 harfli 47 kelime var. İçerisinde NE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ne olan kelimeler listesine ya da Sonu ne ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EN, NE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

HANE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Ev, konut
  2. Ev halkı
    • "Oğlan iyiydi; becerikli, yumuşak huyluydu ama hanesi kalabalıktı." (Necati Cumalı)
  3. Bir bütünü oluşturan bölümlerden her biri, bölük, göz
    • "Dama tahtasında altmış dört hane vardır."
  4. Basamak
  5. Klasik Türk müziğinde, peşrev vb. saz parçalarının bölümlerinden her biri
  6. Birleşik kelimelerde "bina, yapı, yer, makam" anlamlarıyla ikinci kelime olarak yer alan bir söz
    • "Balıkhane, yazıhane."

KENE

  1. [isim] Koyun, köpek, at vb. hayvanların veya insanların derisinde asalak olarak yaşayan, bulaşıcı hastalıklara neden olan böceklerin genel adı, sakırga

DANE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kuş yemi

NEON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Atom sayısı 10, atom ağırlığı 20,2, yoğunluğu 0,7 olan, sıvı durumuna getirilmiş havadan elde edilerek ışık araçlarında kullanılan, havada pek az olarak bulunan, asal gazlar sınıfından bir element (simgesi Ne)
  2. Neon lambası
    • "O koca çınarın altındaki fıskiyeli, kameriyeli, neon ışıklı havuz kaça çıkardı?" (Sait Faik Abasıyanık)

SÜNE

  1. [isim] Yarım kanatlılardan, yumurtalarını ekin yapraklarına bırakan, esmer renkli, zararlı böcek (Eurigaster integriceps)

NEŞE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevinç, şetaret
    • "Zaferin bütün neşesi bu ihtiyarda idi." (Falih Rıfkı Atay)
    • "O günden sonra Canan'ın uzun müddet neşesi kaçtı." (Peyami Safa)
  2. Hafif sarhoşluk, çakırkeyif olma

ENEZ

  1. [sıfat] Hantal, vurdumduymaz

ÖNEM

  1. [isim] Bir şeyin nitelik veya nicelik bakımından değeri olma durumu, ehemmiyet
    • "Mustafa Kemal'in hareketine gittikçe daha çok önem vermektedir." (Falih Rıfkı Atay)

GİNE

  1. [zarf] Gene, yine

İNEK

  1. [isim] Dişi sığır
  2. Çok çalışan öğrenci
  3. İbne
  4. [sıfat] Aptal, bön

PANE
...
NANE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ballıbabagillerden, yaprakları sapsız, çiçekleri beyaz veya menekşe renginde, güzel kokulu, yaprakları baharat olarak kullanılan, çok yıllık ve otsu bir kültür bitkisi (Mentha piperita)
  2. Bu bitkinin kurutulmuş yapraklarından elde edilen baharat

NEVA

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Ses, ahenk, nağme
  2. Klasik Türk müziğinde bir makam adı ve yegâhtan bir oktav tiz olan "re" perdesi

NEBİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kendisine kitap indirilmemiş peygamber

NEFT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Organik maddelerin ayrışmasından oluşan tutuşur sıvıların birçoğu
  2. Çoğunlukla boyacılıkta kullanılan, petrol türevlerinden bir çeşit mineral yağ, neft yağı

TANE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Herhangi bir sayıda olan, adet
  2. Bazı bitkilerin tohumu
    • "Bu küllerin içinde, kavrulmuş buğday taneleri ... görüyorum." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Çekirdekli küçük meyve
    • "Üzüm tanesi. Nar tanesi."

AKNE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yağ bezlerinin deri üzerinde oluşturduğu iltihaplı sivilce

NESİ

  1. [zamir] Akrabası mı, yakını mı?
    • "Ali, Ahmet'in nesidir?"
    • "Hem nesi var yahu, akça pakça kız." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Eşkıyalar yolun gerisini de tutmuşlardı. Can maldan tatlı. Herkes nesi var nesi yok efenin önüne döktü." (Ömer Seyfettin)
  2. Hangi yönü, hangi tarafı?
    • "Bunun nesi iyi?" (Haldun Taner)
    • "Cemal'in nesi var? - Nezle olmuş."

ANNE

  1. [isim] Çocuğunu dünyaya getiren kadın, ana, valide
    • "Evlendikten iki yıl sonra anne oldu."
  2. Yavrusu olan dişi hayvan

ÇENE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Canlılarda baş bölümünde yer alan, kemik veya kıkırdak ile desteklenen, altlı üstlü dişleri taşıyan ve ağzın kapanıp açılmasını saplayan kasları üzerinde barındıran iki parçaya verilen ad
    • "Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu." (Halide Edip Adıvar)
    • "Komşu kadınlar akşam yemeğinden sonra onun etrafında toplanırlar, geç vakitlere kadar çene çalarlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Sabahtan akşama kadar uyukluyorsun, gece olunca çenen açılıyor." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Hasta aksırır gibi bir ses çıkardı. Döndü, baktı; -Ne istiyor?... dedi, ağa cevap vermedi. Çenesi atıyordu." (Ömer Seyfettin)
  2. Mengene, kerpeten vb. araçların eşyayı sıkıştıran karşılıklı iki parçasından her biri
  3. Çok konuşma huyu, gevezelik
    • "Sende de çene var ha!"
  4. Köşe

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü