İçinde ne olan 4 harfli 47 kelime var. İçerisinde NE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ne olan kelimeler listesine ya da Sonu ne ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EN, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DİNE
-
-
[isim]
Konaklama yeri
- "İsmini duyduklarımızın, bildiklerimizin kimi çayımdan, kimi dinemden geçti." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Konaklama yeri
- NECİ
-
-
[isim]
Ne iş yapar, ne ile uğraşır?
- "Bu adam necidir?"
- "Benim babam neciydi anne?" (Sait Faik Abasıyanık)
- "Sen neci oluyorsun, kendi işine bak!"
-
[isim]
Ne iş yapar, ne ile uğraşır?
- ENEZ
-
-
[sıfat]
Hantal, vurdumduymaz
-
[sıfat]
Hantal, vurdumduymaz
- HANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Ev, konut
-
Ev halkı
- "Oğlan iyiydi; becerikli, yumuşak huyluydu ama hanesi kalabalıktı." (Necati Cumalı)
-
Bir bütünü oluşturan bölümlerden her biri, bölük, göz
- "Dama tahtasında altmış dört hane vardır."
-
Basamak
-
Klasik Türk müziğinde, peşrev vb. saz parçalarının bölümlerinden her biri
-
Birleşik kelimelerde "bina, yapı, yer, makam" anlamlarıyla ikinci kelime olarak yer alan bir söz
- "Balıkhane, yazıhane."
-
[isim]
Ev, konut
- NENE
-
-
[isim]
Anne
-
Nine
-
[isim]
Anne
- ENEK
-
-
[sıfat]
Enenmiş, burulmuş, erkekliği giderilmiş
-
[sıfat]
Enenmiş, burulmuş, erkekliği giderilmiş
- SONE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İki dörtlü ve iki üçlüden oluşan, on dört dizeli bir Batı şiir türü
-
[isim]
İki dörtlü ve iki üçlüden oluşan, on dört dizeli bir Batı şiir türü
- BONE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Düz veya kıvrımlı her çeşit yumuşak kumaş vb. maddeden yapılan başlık
-
[isim]
Düz veya kıvrımlı her çeşit yumuşak kumaş vb. maddeden yapılan başlık
- SÜNE
-
-
[isim]
Yarım kanatlılardan, yumurtalarını ekin yapraklarına bırakan, esmer renkli, zararlı böcek (Eurigaster integriceps)
-
[isim]
Yarım kanatlılardan, yumurtalarını ekin yapraklarına bırakan, esmer renkli, zararlı böcek (Eurigaster integriceps)
- NELİ
- ...
- NESİ
-
-
[zamir]
Akrabası mı, yakını mı?
- "Ali, Ahmet'in nesidir?"
- "Hem nesi var yahu, akça pakça kız." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Eşkıyalar yolun gerisini de tutmuşlardı. Can maldan tatlı. Herkes nesi var nesi yok efenin önüne döktü." (Ömer Seyfettin)
-
Hangi yönü, hangi tarafı?
- "Bunun nesi iyi?" (Haldun Taner)
- "Cemal'in nesi var? - Nezle olmuş."
-
[zamir]
Akrabası mı, yakını mı?
- MİNE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Metal eşya üzerine vurulan renkli cam katmanı
-
Saat kadranı
-
Dişlerin taç kısmını kaplayan beyaz ve sert doku
-
İnce ve parlak nakış
-
[isim]
Metal eşya üzerine vurulan renkli cam katmanı
- NEON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atom sayısı 10, atom ağırlığı 20,2, yoğunluğu 0,7 olan, sıvı durumuna getirilmiş havadan elde edilerek ışık araçlarında kullanılan, havada pek az olarak bulunan, asal gazlar sınıfından bir element (simgesi Ne)
-
Neon lambası
- "O koca çınarın altındaki fıskiyeli, kameriyeli, neon ışıklı havuz kaça çıkardı?" (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Atom sayısı 10, atom ağırlığı 20,2, yoğunluğu 0,7 olan, sıvı durumuna getirilmiş havadan elde edilerek ışık araçlarında kullanılan, havada pek az olarak bulunan, asal gazlar sınıfından bir element (simgesi Ne)
- NEBİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kendisine kitap indirilmemiş peygamber
-
[isim]
Kendisine kitap indirilmemiş peygamber
- NECE
-
-
[zarf]
Hangi dilde, hangi dilden?
- "Bu adam nece konuşuyor? Bu yazı necedir?"
-
[zarf]
Hangi dilde, hangi dilden?
- TANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Herhangi bir sayıda olan, adet
-
Bazı bitkilerin tohumu
- "Bu küllerin içinde, kavrulmuş buğday taneleri ... görüyorum." (Memduh Şevket Esendal)
-
Çekirdekli küçük meyve
- "Üzüm tanesi. Nar tanesi."
-
[isim]
Herhangi bir sayıda olan, adet
- GİNE
-
-
[zarf]
Gene, yine
-
[zarf]
Gene, yine
- NİNE
-
-
[isim]
Torunu olan kadın, büyük anne, nene
- "Altmışlık bir ninenin evinde oda tutmuştum." (Aka Gündüz)
-
Yaşlı kadın
-
[ünlem]
Yaşlı kadınlar için kullanılan bir seslenme sözü
-
[isim]
Torunu olan kadın, büyük anne, nene
- DANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kuş yemi
-
[isim]
Kuş yemi
- ÇENE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Canlılarda baş bölümünde yer alan, kemik veya kıkırdak ile desteklenen, altlı üstlü dişleri taşıyan ve ağzın kapanıp açılmasını saplayan kasları üzerinde barındıran iki parçaya verilen ad
- "Çenesinin, başının bütün iskeleti peksimeti çiğnedikçe daha açık olarak meydana çıkıyordu." (Halide Edip Adıvar)
- "Komşu kadınlar akşam yemeğinden sonra onun etrafında toplanırlar, geç vakitlere kadar çene çalarlardı." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Sabahtan akşama kadar uyukluyorsun, gece olunca çenen açılıyor." (Memduh Şevket Esendal)
- "Hasta aksırır gibi bir ses çıkardı. Döndü, baktı; -Ne istiyor?... dedi, ağa cevap vermedi. Çenesi atıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
Mengene, kerpeten vb. araçların eşyayı sıkıştıran karşılıklı iki parçasından her biri
-
Çok konuşma huyu, gevezelik
- "Sende de çene var ha!"
-
Köşe
-
[isim]
Canlılarda baş bölümünde yer alan, kemik veya kıkırdak ile desteklenen, altlı üstlü dişleri taşıyan ve ağzın kapanıp açılmasını saplayan kasları üzerinde barındıran iki parçaya verilen ad