İçinde nd olan 5 harfli 36 kelime var. İçerisinde ND bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında nd olan kelimeler listesine ya da Sonu nd ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇANDI

  1. [isim] Çivisiz, birbirine geçirilme yöntemine göre kesilmiş hazır kereste
    • "Evi, ahırı, samanlığı babadan kalma, çandı yani çivisiz yapılmış keresteler birbirine geçirilerek yapılmış." (Halide Edip Adıvar)
  2. Tahta kapak veya tavan

ANDIK

  1. [isim] Sırtlan

CUNDA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Yatay serenlerin her iki başı

HANDE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Gülme, gülüş

TREND

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Bakınız eğilim

BENDE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Kul, köle
    • "Aynı zamanda, bu has ve vefakâr bendesine mim koymuştu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Lütuf buyurup vapura kadar geldiğinizden dolayı bendenizi minnettar ettiniz, efendim." (Refik Halit Karay)
    • "Bendeniz cennet kuşu Tahir."

KENDİ

  1. [zamir] İyelik ekleri alarak kişilerin öz varlığını anlatmaya yarayan dönüşlülük zamiri, zat
    • "Kendi ülkemizde kendimizi yok edeceklerdi." (Ruşen Eşref Ünaydın)
    • "Ertesi sabah beni balığa çıkarken uyandırmayacaklardı. Bırakacaklardı kendi hâlime." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Bizim gibi dış âlemle münasebetleri aksamış, kendi içine çekilip kendi yağıyla kavrulmak zorunda kalmıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Kendi kanatlarınla uçmayı öğreninceye dek yanından ayrılır mıyım senin yavrum?" (Turan Oflazoğlu)
  2. Kişiler üzerinde direnilerek durulduğunu anlatan bir söz
    • "Kendisi gelsin. Kendimiz görmeliyiz."
    • "Sonunda kendine gelen İnce Memed hemen abasını soyundu." (Yahya Kemal)
    • "O hayalleri kuran da o hatıralara kendini bırakan da bugünkü ben değil miyim?" (Nurullah ataç)
    • "Onlar benim dostlarım, kendimi onların yanında dağıtmış olmam çok vahim değil." (Ayşe Kulin)
  3. Bir işte başkalarının etkisi bulunmadığını belirten bir söz
    • "Kendi yapacağı işi bırakır, âleme öğüt vermeye kalkar." (Burhan Felek)
    • "Pencere kenarında, uzun bir mindere kendini bıraktı, gözlerini kapadı, öylece kaldı." (Peyami Safa)
    • "Kendini, çiğ ve yakıcı ışık çerçevesi içinde bulur bulmaz, ter boğmasına uğradı." (Atilla İlhan)
    • "Geçen sene bir buçuk şişe içti, biraz kendini toparladı." (Memduh Şevket Esendal)
  4. "Kendisi, kendileri" biçiminde bazen saygı duygusuyla veya söz konusu olanları amaçlayarak o ve onlar yerine kullanılan bir söz
    • "Kendileri evde yoklar mı?"
    • "Kendimi bildim bileli hep bu bozuk makine seslerini duyarım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ANDIZ

  1. [isim] Yaprakları dikenli olan bir çeşit ardıç
    • "Andız katranı."
  2. Servi ağacı
    • "İki yanda uzun boylu narin andızlar sıralıydı." (Cahit Uçuk)
  3. Kırlarda yetişen yabani bir otun kökü

RANDA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Gemilerin mizana direğinin gerisindeki yelken

ENDAM

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Vücut, beden, boy bos
    • "Yıldız'a sezdirmeden genç kızın endamına bakakaldı." (Aka Gündüz)

GÜNDE

  1. [zarf] Her gün

ENDER

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Çok az, çok seyrek
    • "Ender fırsatlarla gittiğim bu salaşın içi bana pek sempatik gelirdi." (Burhan Felek)
  2. [zarf] Çok seyrek olarak, çok seyrek bir biçimde

RENDE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Tahta yüzeyleri pürüzsüz duruma getirmek, biçim vermek için marangozların kullandığı araç
  2. Üzerinde küçük delik ve kesici çıkıntıları bulunan, peynir, soğan, havuç vb.ni ufak parçalara ayırmak için kullanılan mutfak aleti
  3. Bu aletle ufak parçalara ayrılmış şey
    • "Peynir rendesi. Sabun rendesi."

BANDO

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Türlü üflemeli ve vurgulu çalgılardan oluşan ve genellikle geçit törenlerinde kullanılan mızıkacılar topluluğu veya takımı, mızıka
    • "Tepebaşı bahçesindeki bando da Tuna Dalgası'nı çalıyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
  2. Takım, topluluk
    • "Hırsızlar bandosuna kumanda eden Ciyanni, asıl hırsız değilmiş." (Ahmet Mithat)

ONDAN

  1. o sebeple
    • "O kış, önceki kışlardan daha az üşüdüm." (Necati Cumalı)
    • "O duvar senin, bu duvar benim, sağdan sola, soldan sağa yalpa vurarak halkın önüne çıkıvermiş." (Halit Fahri Ozansoy)
    • "... o gün bugün bir kere bile hastalanıp yatmamıştı." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Oyunları o kadar güzel olurmuş ki bunlar millî bir edebiyat eseri sayılırmış." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. onun tarafında olan (kimse)
    • "Ben uyandığım zaman o gitmişti." (Refik Halit Karay)

ZİNDE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Dinç, canlı, diri, sağlam
    • "Gerçi bıyıkları kırlaşmış ise de vücudu zinde." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Seksen bir yaşında da olsa çalışmak insanı zinde tutuyor." (Haldun Taner)

HİNDİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tavukgillerden, XV. yüzyılda evcilleştirilerek Amerika'dan bütün dünyaya yayılan, boyun ve başı çıplak, parlak, yeşil ve esmer tüylü kümes hayvanlarının en büyüğü (Meleagris gallopavo)
  2. [sıfat] Aptal, şaşkın

KÜNDE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Güreşçinin, hasmını altına alıp bir elini önden, ötekini arkadan geçirerek ellerini kilitlemesi
    • "Kolunu tutup kündeye getiriyor, bir taraftan da bacağının birini ikiye büküyorum." (Muammer İzgü)
    • "Barut yoktu. Kalenin dar kapısından çıkmak imkânı yoktu. Öyle korkunç bir kündeye gelmişlerdi ki..." (Ömer Seyfettin)
    • "Akıllı bir evlat olan Ali Harun Bey, annesinin böyle bir kündeye getirilmesini hazmedemez." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Düzen, tuzak, oyun, hile
    • "Plan kurar, tertip yaparlar; kendilerini kurtarmaya, yeni müdürü de kündeye getirmeye çalışırlar." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Suçluların ayağına bağlanan demir halka, köstek

ÖNDER

  1. [isim] Gücü, ünü ve toplumsal yeri dolayısıyla, belli zaman ve durumlar içinde, ilişkili bulunduğu küme veya toplumun tutum, davranış ve etkinliklerini değiştirip yönetme yeteneğini gösteren kimse, lider, şef

ÜNDEŞ

  1. [isim] Benzer sesle biten söz veya cümle

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü