İçinde ncı olan 7 harfli 36 kelime var. İçerisinde NCI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ncı olan kelimeler listesine ya da Sonu ncı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DALANCI
-
-
[isim]
Lobici
-
[isim]
Lobici
- KAÇINCI
-
-
[sıfat]
Kaç soru sıfatının sıra biçimi
- "Kaçıncı katta oturuyorsunuz?"
-
Çok kez, birçok kez
- "Bu kaçıncı gelişim, evde bulamıyorum."
-
[sıfat]
Kaç soru sıfatının sıra biçimi
- KAPANCI
-
-
[isim]
Kapanın başında bulunan görevli, tartıcı
-
[isim]
Kapanın başında bulunan görevli, tartıcı
- KEMANCI
-
-
[isim]
Keman yapan veya çalan kimse
- "Kemancı uzun saçlı, papyon kravatlı, zayıf yüzlü bir adamdı." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Keman yapan veya çalan kimse
- ALTINCI
-
-
[sıfat]
Altı sayısının sıra sıfatı, sırada beşinciden sonra gelen
-
[sıfat]
Altı sayısının sıra sıfatı, sırada beşinciden sonra gelen
- KOLANCI
-
-
[isim]
Yedekçi
-
[isim]
Yedekçi
- MEKANCI
- ...
- OĞLANCI
-
-
[isim]
Kendi cinsinden kimselerle cinsel ilişkide bulunan erkek, luti, kulampara
-
[isim]
Kendi cinsinden kimselerle cinsel ilişkide bulunan erkek, luti, kulampara
- AYANCIK
- ...
- SANCIMA
-
-
[isim]
Sancımak işi
-
[isim]
Sancımak işi
- AŞKINCI
- ...
- YABANCI
-
-
[sıfat]
Başka bir milletten olan, başka bir milletle ilgili olan (kimse), bigâne, ecnebi
- "Bu toprak bizimdir, içinde yabancının işi yok." (Ruşen Eşref Ünaydın)
- "Çocukluğumdan beri aşina olduğum ses bana yabancı geldi." (Halide Edip Adıvar)
- "Yabancısı olmadığımız ikinci kattaki küçük odaya yerleştik." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Aileden, çevreden olmayan (kimse veya şey), özge
- "Ben, yabancı bir adam, neme lazım, hiç sesimi çıkarmadım." (Memduh Şevket Esendal)
-
Tanınmayan, bilinmeyen, yad
- "Yabancı müşteri giremezdi kapısından. Gelenler hep edebiyat adamlarıydı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Aynı türden, aynı çeşitten olmayan
- "Yağın içinde yabancı maddeler var."
-
Bir konuda bilgisi, deneyimi olmayan
- "Bu uygulamanın yabancısıyım."
-
Belli bir yere veya kimseye özgü olmayan
- "Yabancı arabalar buraya park edemez."
-
[sıfat]
Başka bir milletten olan, başka bir milletle ilgili olan (kimse), bigâne, ecnebi
- TALANCI
-
-
[isim]
Talan eden kimse
-
[isim]
Talan eden kimse
- MEYANCI
-
-
[isim]
Aracı, aracılık eden kimse
-
[isim]
Aracı, aracılık eden kimse
- SANCILI
-
-
[sıfat]
Sancıya tutulan, sancısı olan
- "Yatağının içinde, sancılı bir adam gibi dönüp durdu." (Peyami Safa)
-
Sancı veren
-
Sıkıntılı
-
[sıfat]
Sancıya tutulan, sancısı olan
- YILANCI
-
-
[isim]
Yılan besleyen veya yılan oynatan kimse
-
[isim]
Yılan besleyen veya yılan oynatan kimse
- KAZANCI
-
-
[isim]
Kazan yapan, satan veya onaran usta
-
Kazanı ateşleyen kimse, ateşçi
-
[isim]
Kazan yapan, satan veya onaran usta
- URGANCI
-
-
[isim]
Urgan yapan veya satan kimse
-
[isim]
Urgan yapan veya satan kimse
- DOĞANCI
-
-
[isim]
Avcı doğan yetiştiren veya doğanla avlanan kimse
-
[isim]
Avcı doğan yetiştiren veya doğanla avlanan kimse
- ORMANCI
-
-
[isim]
Ormanı korumakla görevli kimse, orman koruma memuru
-
Kaba, görgüsüz kimse
-
[isim]
Ormanı korumakla görevli kimse, orman koruma memuru