İçinde nama olan 39 kelime var. İçerisinde NAMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında nama olan kelimeler listesine ya da Sonu nama ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler

11 Harfli Kelimeler

ANAMALCILIK, BEYNAMAZLIK, NAMAĞLUPLUK, NAMAHREMLİK, NAMAZSIZLIK

10 Harfli Kelimeler

NAMAZBOZAN

9 Harfli Kelimeler

NAMAZLAĞI

8 Harfli Kelimeler

ANAMALCI, BEYNAMAZ, KANAMALI, KAYNAMAK, NAMAĞLUP, NAMAHREM, NAMAZGAH, NAMAZLIK, NAMAZSIZ, PANAMALI

7 Harfli Kelimeler

AĞNAMAK, BUNAMAK, DONAMAK, KANAMAK, KAYNAMA, KINAMAK, NAMAZCI, OYNAMAK, SINAMAK

6 Harfli Kelimeler

AĞNAMA, ANAMAL, BUNAMA, DONAMA, KANAMA, KINAMA, MANAMA, ONAMAK, OYNAMA, PANAMA, SINAMA



5 Harfli Kelimeler

NAMAZ, ONAMA


Kelime bulma makinesi

A A M N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

4 Harfli Kelimeler

AMAN, ANAM, ANMA, MANA

3 Harfli Kelimeler

AMA, ANA, NAM

2 Harfli Kelimeler

AM, AN, MA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BEYNAMAZLIK

  1. [isim] Beynamaz olma durumu

NAMAĞLUPLUK
...
ANAMALCILIK

  1. [isim] Anamala dayanan ve kâr amacı güden üretim düzeni, kapitalizm

NAMAHREMLİK

  1. [isim] Namahrem olma durumu

NAMAZSIZLIK
...
NAMAZBOZAN

  1. [isim] Eğrelti otu türünden bir bitki

NAMAZLAĞI

  1. [isim] Üstünde namaz kılınan seccade

ANAMALCI

  1. [isim] Üretim araçlarını özel mülkiyetinde bulunduran kimse, anamal sahibi, sermayedar, sermayeci, kapitalist
  2. Anamalcılık düzenini benimsemiş kimse

KANAMALI

  1. [sıfat] Kanaması olan
    • "Kanamalı bir hasta."

NAMAHREM

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Evlenmelerinde yasa bakımından sakınca olmayan (kadın ve erkek)
  2. Yabancı, el
    • "Doğrusunu isterseniz beni aldatmamıştır; ama namahrem karşısında oynamıştır." (Sait Faik Abasıyanık)

NAMAĞLUP

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Mağlup olmamış, hiçbir yenilgi almamış

PANAMALI
...
NAMAZSIZ

  1. [sıfat] Aybaşı durumunda olan (kadın)
  2. Namaz kılmayan

KAYNAMAK

  1. [nsz] Bir sıvı, sıcaklığı belli bir dereceyi bulduğunda buhar durumuna geçerek fokurdamak
    • "Su, 100 °C'de kaynar."
  2. Yiyecek, içecek pişmek, haşlanmak
    • "Doktorun sade kaynamış kahvesini söylemesini bekledi ve garson gider gitmez konuştu." (Tarık Buğra)
  3. Yerden çıkmak
    • "Paşaoluk yaylasının her bucağından bir pınar kaynar." (Falih Rıfkı Atay)
  4. Kırık, çatlak kemik veya metal parçalar eski durumunu almak, birbirine yapışmak
  5. Yara kapanmak, iyileşmek
  6. Mayalı bir şey kabarıp köpürmek
    • "Şıra kaynamış."
  7. Mide ekşimek
  8. Çalkantı durumunda olmak, dalgalanmak
    • "Deniz kaynıyor."
  9. Çok miktarda bulunmak
    • "Burada karıncalar kaynıyor."
  10. Gizli bir iş çevirmek, için için hazırlanmak
    • "Burada bir iş kaynıyor."
  11. Gerektiği gibi yapılamamak
    • "Lafa daldık, ders kaynadı."
  12. Artmak, çoğalmak, yoğunlaşmak
    • "Gittikçe kaynayıp kabaran bir hiddet, taşmak raddesine gelmiş kelimelerle dudaklarına kadar çıkıp titriyordu." (Halit Ziya Uşaklıgil)
  13. Coşmak, heyecanlanmak
  14. Bir yerde huzursuzluk, tedirginlik olmak
  15. Arada kaybolmak
    • "Değerli bir çalışma kaynadı gibi geliyor bana." (Selim İleri)

NAMAZGAH
...
NAMAZLIK

  1. [isim] Seccade
  2. [sıfat] Namaz kadar süresi olan, süren
    • "Bir namazlık saltanatın olacak / Taht misali o musalla taşında." (Cahit Sıtkı Tarancı)
  3. Namazda okunan kısa dualar

BEYNAMAZ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Namaz kılmayan (kimse)

SINAMAK

  1. [-i] Değerini anlamak, gerekli niteliği taşıyıp taşımadığını bulmak için birini, bir nesneyi veya bir düşünceyi yoklamak, denemek, tecrübe etmek
  2. Bilgisini, yeteneğini, yeterliliğini veya niteliğini yoklamak, imtihan etmek

OYNAMAK

  1. [nsz] Vakit geçirme, eğlenme, oyalanma vb. amaçlarla bir şeyle uğraşmak
    • "Çimenler üzerinde çocuklar oynuyor, kuzular otluyor." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Herhangi bir tutku, ilgi vb. sebeple bir şeye kendini vermek
    • "Babalar çocuklarının yanında rakı içer, kumar oynarsa çocuklar da ayyaş ... olurlar." (Burhan Felek)
  3. Kımıldamak, hareket etmek
  4. [-le] Bir şeyi sürekli evirip çevirmek veya sürekli olarak ona dokunmak
  5. Bir film, oyun vb.nde rol almak
    • "Bütün rolleri, şahısların sesleri, tavırları, mimikleriyle tek başına oynamıştı." (Yusuf Ziya Ortaç)
  6. Film gösterilmek
    • "Bu akşam televizyonda hangi film oynuyor?"
  7. Tiyatro eseri sahneye konmak
    • "Birisi dedi ki bu iki perdelik bir oyun imiş, bitince ötekini oynayacaklarmış." (Memduh Şevket Esendal)
  8. Eşyanın herhangi bir parçası kımıldamak, hareket etmek
    • "Birdenbire apartman kapısının oynadığını hissettim." (Peyami Safa)
  9. İnsan gerekli görevini yapacak hareketten yoksun olmak
    • "Hastanın bacağı oynamıyor."
  10. Sarsılmak, yeri değişmek
    • "Depremde yapı oynadı."
  11. Sporla ilgili çalışmalara katılmak
    • "Tenis oynamak."
  12. Müziğin gerektirdiği uyumlu hareketleri yapmak
    • "Ne oynadığı gazinonun ismini söyledi ne de danslarından bahsetti." (Refik Halit Karay)
  13. Büyük bir ustalık, beceri ve kolaylıkla bir işi yapmak
    • "Borsada istediği gibi oynuyordu fiyatlarla." (Necati Cumalı)
  14. Değişiklik göstermek
    • "Bunların fiyatı iki bin ile üç bin lira arasında oynar."
  15. [-le] Tehlikeye düşürmek
    • "Benim sağlığımla oynama."
  16. Oyalanmak, gereği gibi yapmamak, boşuna vakit geçirmek
  17. [-le] Rastgele yön vermek, aldatmak
    • "Talih bizimle oynuyor."
  18. [-le] Herhangi birine karşı önemsemeyici davranışlarda bulunmak
    • "Koca adamla oynamaya utanmıyor musun?"
  19. Tedirgin etmek, rahatsız edici davranışta bulunmak

KAYNAMA

  1. [isim] Kaynamak işi

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü