İçinde nam olan 8 harfli 29 kelime var. İçerisinde NAM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında nam olan kelimeler listesine ya da Sonu nam ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A M N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
NAM
2 Harfli Kelimeler
AM, AN, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- NAMUSSUZ
-
-
[sıfat]
Ahlak kurallarına uygun olarak davranmayan, ahlak kurallarını çiğneyen
-
[sıfat]
Ahlak kurallarına uygun olarak davranmayan, ahlak kurallarını çiğneyen
- NAMÜSAİT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Uygun olmayan, elverişsiz
- "Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir." (Atatürk)
-
[sıfat]
Uygun olmayan, elverişsiz
- EMİRNAME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yazılı buyruk
- "Kaptanlar böyle bir seyahate çıkmak için bir de emirname istiyorlardı." (Feridun Fazıl Tülbentçi)
-
[isim]
Yazılı buyruk
- NAMUSKAR
- ...
- NAMAZLIK
-
-
[isim]
Seccade
-
[sıfat]
Namaz kadar süresi olan, süren
- "Bir namazlık saltanatın olacak / Taht misali o musalla taşında." (Cahit Sıtkı Tarancı)
-
Namazda okunan kısa dualar
-
[isim]
Seccade
- PANAMALI
- ...
- DİNAMİZM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Davranışları canlı ve hareketli olan canlının özelliği
- "İlerleme yolunda yeni ve diri hareketleri zorlayan yığınların dinamizmidir." (Salâh Birsel)
-
Devimselcilik
-
[isim]
Davranışları canlı ve hareketli olan canlının özelliği
- BEYNAMAZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Namaz kılmayan (kimse)
-
[sıfat]
Namaz kılmayan (kimse)
- NAMAĞLUP
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Mağlup olmamış, hiçbir yenilgi almamış
-
[sıfat]
Mağlup olmamış, hiçbir yenilgi almamış
- NAMAHREM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Evlenmelerinde yasa bakımından sakınca olmayan (kadın ve erkek)
-
Yabancı, el
- "Doğrusunu isterseniz beni aldatmamıştır; ama namahrem karşısında oynamıştır." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Evlenmelerinde yasa bakımından sakınca olmayan (kadın ve erkek)
- İZİNNAME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bırakma veya çıkarma kâğıdı
-
Bir nikâhın kıyılması için kadı tarafından verilen izin kâğıdı
- "Bir izinname çıkacak, iki imam beş on mecidiye alıp nikâh kıyacaklar." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Bırakma veya çıkarma kâğıdı
- NAMAZSIZ
-
-
[sıfat]
Aybaşı durumunda olan (kadın)
-
Namaz kılmayan
-
[sıfat]
Aybaşı durumunda olan (kadın)
- AMANNAME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İslam devletlerinde düşmana güvenlik içinde olduğunu bildirmek üzere verilen belge
-
[isim]
İslam devletlerinde düşmana güvenlik içinde olduğunu bildirmek üzere verilen belge
- NAMERTÇE
-
-
Korkakça, mert olmayan
- "Hâlbuki Türk paşası, böyle namertçe bir oyun düşünmemiş, teklif etmemişti." (Ömer Seyfettin)
-
[zarf]
Korkakça, mert olmayan bir biçimde
-
Korkakça, mert olmayan
- KAYNAMAK
-
-
[nsz]
Bir sıvı, sıcaklığı belli bir dereceyi bulduğunda buhar durumuna geçerek fokurdamak
- "Su, 100 °C'de kaynar."
-
Yiyecek, içecek pişmek, haşlanmak
- "Doktorun sade kaynamış kahvesini söylemesini bekledi ve garson gider gitmez konuştu." (Tarık Buğra)
-
Yerden çıkmak
- "Paşaoluk yaylasının her bucağından bir pınar kaynar." (Falih Rıfkı Atay)
-
Kırık, çatlak kemik veya metal parçalar eski durumunu almak, birbirine yapışmak
-
Yara kapanmak, iyileşmek
-
Mayalı bir şey kabarıp köpürmek
- "Şıra kaynamış."
-
Mide ekşimek
-
Çalkantı durumunda olmak, dalgalanmak
- "Deniz kaynıyor."
-
Çok miktarda bulunmak
- "Burada karıncalar kaynıyor."
-
Gizli bir iş çevirmek, için için hazırlanmak
- "Burada bir iş kaynıyor."
-
Gerektiği gibi yapılamamak
- "Lafa daldık, ders kaynadı."
-
Artmak, çoğalmak, yoğunlaşmak
- "Gittikçe kaynayıp kabaran bir hiddet, taşmak raddesine gelmiş kelimelerle dudaklarına kadar çıkıp titriyordu." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
Coşmak, heyecanlanmak
-
Bir yerde huzursuzluk, tedirginlik olmak
-
Arada kaybolmak
- "Değerli bir çalışma kaynadı gibi geliyor bana." (Selim İleri)
-
[nsz]
Bir sıvı, sıcaklığı belli bir dereceyi bulduğunda buhar durumuna geçerek fokurdamak
- NAMLUSUZ
- ...
- RUZNAMÇE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Osmanlı Devleti'nde defterdarlıkta günlük hadiselerin yazıldığı küçük defter
-
[isim]
Osmanlı Devleti'nde defterdarlıkta günlük hadiselerin yazıldığı küçük defter
- ANAMALCI
-
-
[isim]
Üretim araçlarını özel mülkiyetinde bulunduran kimse, anamal sahibi, sermayedar, sermayeci, kapitalist
-
Anamalcılık düzenini benimsemiş kimse
-
[isim]
Üretim araçlarını özel mülkiyetinde bulunduran kimse, anamal sahibi, sermayedar, sermayeci, kapitalist
- KANAMALI
-
-
[sıfat]
Kanaması olan
- "Kanamalı bir hasta."
-
[sıfat]
Kanaması olan
- SİNAMEKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Baklagillerden, sıcak bölgelerde yetişen, birçok türü bulunan bir bitki (Cassia)
-
Bu bitkinin meyvesi
-
Bu bitkinin bazı türlerinden elde edilen, hekimlikte iç sürdürücü olarak kullanılan madde
-
Mızmız, sevimsiz, başkalarıyla ilişki kurmayan kimse
-
[isim]
Baklagillerden, sıcak bölgelerde yetişen, birçok türü bulunan bir bitki (Cassia)