İçinde na olan 6 harfli 199 kelime var. İçerisinde NA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında na olan kelimeler listesine ya da Sonu na ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AN
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KARİNA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemi omurgası
-
Gemi teknesinin su içinde kalan bölümü
-
[isim]
Gemi omurgası
- NARVAL
-
-
[isim]
Atlas Okyanusu'nun Antartika bölgesinde yaşayan bir tür balina, nar balinası (Monodon monoceros)
-
[isim]
Atlas Okyanusu'nun Antartika bölgesinde yaşayan bir tür balina, nar balinası (Monodon monoceros)
- TIRNAK
-
-
[isim]
İnsanda ve birçok omurgalı hayvanda parmak uçlarının dış bölümünü örten boynuzsu tabaka
- "Zarfın ucunu tırnağımla yırttım." (Aka Gündüz)
- "İş karıştırmak için de ilkin belediyeye tırnak takarlar." (Memduh Şevket Esendal)
-
Kanca gibi araçların kıvrık yeri
-
Gemi demirinin ucundaki yassı parça
-
Ciltçilikte tek yaprakları büküp cildi birleştirebilmek için bir yanında bırakılan şerit durumundaki kenar
-
Heykel dökümünde, kalıp parçalarının birleştirilmesinde kolaylık sağlamak amacı ile yapılan dişlerin her biri
-
Kanun çalmakta kullanılan mızrap
-
Tenekecilerin delik açmak için kullandığı alet, keski
-
Tırnak işareti
-
[isim]
İnsanda ve birçok omurgalı hayvanda parmak uçlarının dış bölümünü örten boynuzsu tabaka
- MANACA
-
-
[zarf]
Anlamca
-
[zarf]
Anlamca
- SAVANA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ekvator kuşağındaki otsu bitkilerle kaplı çayırlar
-
[isim]
Ekvator kuşağındaki otsu bitkilerle kaplı çayırlar
- ANANAT
- ...
- ANASIZ
-
-
[sıfat]
Anası olmayan
- "Anasız çocuklardı, üvey ana cehennemi idi." (Tarık Buğra)
-
[zarf]
Anası olmayarak
-
[sıfat]
Anası olmayan
- VAJİNA
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Döl yolu
-
[isim]
Döl yolu
- ANANAS
-
-
[isim]
Ananasgillerden, sıcak ülkelerde yetişen bir ağaç (Ananas sativus)
-
Bu ağacın tadı, kokusu çok beğenilen meyvesi
- "Elinde bir kutu ananas konservesi vardı."
-
[isim]
Ananasgillerden, sıcak ülkelerde yetişen bir ağaç (Ananas sativus)
- DANACI
-
-
[isim]
Dana çobanı
-
[isim]
Dana çobanı
- DONATI
-
-
[isim]
Teçhizat
-
[isim]
Teçhizat
- KANATA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Ağzı geniş, tek kulplu su kabı
-
[isim]
Ağzı geniş, tek kulplu su kabı
- NARVEN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Karaağaç
-
[isim]
Karaağaç
- İNAYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İyilik, kayra, atıfet, ihsan, lütuf
-
[isim]
İyilik, kayra, atıfet, ihsan, lütuf
- ZIVANA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İki ucu açık küçük boru
- "Herhangi bir hastada aldığı tedbirlere rağmen beklediği sonucun doğmaması onu zıvanadan çıkarırdı." (Atilla İlhan)
- "Dürdane Hanım'ın aşkı seni zıvanadan büsbütün çıkarmış." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Bir kilit dilinin yerleşmesi için açılmış delik
- "Kaç zamandır zaten bir acayipleşen oğlanın artık adamakıllı zıvanadan çıktığına hükmediyorlardı." (Haldun Taner)
-
[isim]
İki ucu açık küçük boru
- NAKİSA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eksiklik, kusur
-
[isim]
Eksiklik, kusur
- KANAAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Elindekinden hoşnut olma durumu, kanıklık, yeter bulma, yetinme, fazlasını istememe, doyum
- "Halk, gördüklerine kanaat ederek ve oyunun bittiğini anlayarak memnun, sessizce tiyatroyu boşalttılar." (Memduh Şevket Esendal)
- "Artık Kâmuran'ın ömrümün en büyük aşkı, geleceğime bir tek hâkim kudret olduğuna kanaat getirdim." (Halide Edip Adıvar)
-
Kanma, inanma
- "Sınıfını geçeceğine kanaatim yok."
-
Kanış, kanı, inanç, düşünce
- "Biz kanaatlerimizi açık söyleriz." (Etem İzzet Benice)
-
[isim]
Elindekinden hoşnut olma durumu, kanıklık, yeter bulma, yetinme, fazlasını istememe, doyum
- NAMINA
-
-
[zarf]
Adına, kendisine
- "Bunlardan bazıları kitapçı tarafından kendi namına saklanmıştır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Yerine, olarak
-
[zarf]
Adına, kendisine
- LAHANA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Turpgillerden, geniş ve kalınca kat kat yaprakları olan, güz ve kış sebzesi olarak yetiştirilen ve birçok türü olan bitki, kelem (Brassica oleracea)
-
[isim]
Turpgillerden, geniş ve kalınca kat kat yaprakları olan, güz ve kış sebzesi olarak yetiştirilen ve birçok türü olan bitki, kelem (Brassica oleracea)
- RETİNA
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Ağ tabaka
-
[isim]
Ağ tabaka