İçinde n olan 6 harfli 1795 kelime var. İçerisinde N harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında n harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu n harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ALTUNİ

Kelime Kökeni : Türkçe

  1. [isim] Altın rengi
  2. [sıfat] Bu renkte olan

KIRNAK

  1. [sıfat] Çalımlı, süslü (kimse)
  2. Güzel, titiz
  3. Cilveli, oynak (kadın)
  4. Boylu boslu
  5. Çevik
  6. [isim] Cariye

KONTRA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [sıfat] Karşıt, karşı, aksi
    • "Kontra atak."
  2. [isim] Kontrplak

MEFTUN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Tutkun, gönül vermiş, vurulmuş
    • "Şehriban'a hayran, meftun, mecnunca bağlı idim." (Refik Halit Karay)

ONATMA
...
PENDİK
...
BİNYIL

  1. [isim] Bin yılı içine alan zaman dilimi, milenyum

EBONİT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yüz kısım kauçuğun otuz iki kısım kükürtle işlenmesinden elde edilen plastik madde

ENGEBE

  1. [isim] Deprem, rüzgâr, sel vb. iç ve dış güçlerin etkisiyle oluşan, yayla, ova, koyak, çukur, dağ vb. biçimlerin bütünü, yer biçimleri, yüzey şekilleri, engebelik, arıza, avarız

GRANİT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kuvars, feldspat, ortoklaz ve mika minerallerinden birleşmiş türlü renkte, billursu, çok sert bir tür kayaç

İNANMA

  1. [isim] İnanmak işi

LÜKNET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dilde pelteklik, tutukluk

MAZNUN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. Sanık

PİLİNG

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Cildin ölü hücrelerden arındırılmasını sağlayan, kan dolaşımını hızlandıran bir krem türü

SUİZAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kötü san, kuşku

YALNIZ

  1. [sıfat] Yanında başkaları bulunmayan
    • "Sokaktaki yalnız çocuk."
  2. [zarf] (ya'lnız) Yanında başkaları olmayarak
    • "Ömrümde şehir içinde bile yalnız dolaşmaya alışmamış bir adam için bir genç kızın tek başına Avrupa seyahatine çıkışı akıl durdurucu bir şeydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. [zarf] (ya'lnız) Yalnızca
    • "Kendisini yalnız Bombay'a kadar götürecek tren parası vardı." (Falih Rıfkı Atay)
  4. [bağlaç] Ama
    • "Giderim yalnız arkadaşlarımı isterim. Güzel yalnız biraz renksiz."
  5. [isim] Toplumsal ilişkilerden yoksun veya yoksun bırakılan kişi

AFACAN

  1. [isim] Zeki ve yaramaz çocuk
    • "İkimiz de bir çocuk cılızlığı içinde afacan ve ele avuca sığmazdık." (Sait Faik Abasıyanık)

GÜVENÇ

  1. [isim] Güvenme duygusu, itimat
    • "Anneler babalar çocuklarını yarına güvençle yetiştireceklerdir." (Selim İleri)

HAYRAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Çok beğenen, hayranlık duyan (kimse)
    • "El işi olmasına rağmen el değmeden yapılmış hissini veren bu nadide sanat eserine hayrandı." (Cahit Uçuk)
    • "Mükemmel seciyeler, kafiyeler yapar, hafızamıza, nüktelerimize onları hayran ederdik." (Ömer Seyfettin)
    • "Birkaç defa görüşmüş, mimarideki fikirlerine, zevklerine, görüşlerine hayran olmuştum." (Yahya Kemal Beyatlı)

NAKİSA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Eksiklik, kusur

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü