İçinde nüz olan 9 kelime var. İçerisinde NÜZ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında nüz olan kelimeler listesine ya da Sonu nüz ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
TEVECCÜHÜNÜZ
ÇOBANÜZÜMÜ, SİNÜZOİDAL
HÜSNÜZAN, SİNÜZOİT
NÜZULLÜ, SİNÜZİT
HENÜZ, NÜZUL
N Z Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
NÜ, ÜN
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TEVECCÜHÜNÜZ
- ...
- ÇOBANÜZÜMÜ
-
-
[isim]
Yaban mersini
-
[isim]
Yaban mersini
- SİNÜZOİDAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Sinüzoit ile ilgili olan
-
[sıfat]
Sinüzoit ile ilgili olan
- SİNÜZOİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir çemberin, sıfır dereceden 360 dereceye kadar olan yaylarının sinüslerinin değişmelerini grafik ile gösteren devirli düzlem eğri
-
[isim]
Bir çemberin, sıfır dereceden 360 dereceye kadar olan yaylarının sinüslerinin değişmelerini grafik ile gösteren devirli düzlem eğri
- HÜSNÜZAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İyi niyet
-
[isim]
İyi niyet
- SİNÜZİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ateş, baş ağrısı, burun tıkanıklığı ve akıntısı ile beliren yüz sinüslerinin iltihaplanması
-
[isim]
Ateş, baş ağrısı, burun tıkanıklığı ve akıntısı ile beliren yüz sinüslerinin iltihaplanması
- NÜZULLÜ
-
-
[sıfat]
İnmeli, felçli
- "Yorganın üstüne bıraktığı nüzullü kolu gözümün önünden gitmiyor." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
İnmeli, felçli
- NÜZUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnme
- "Zavallıyı bir de nüzul örselemiş, sağ kolu ile sağ bacağını işlemez hâle getirmişti." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Nedir bu hâlimiz, nüzul inmiş gibi yapıştık yere, bir türlü kıpırdayamıyoruz." (Nazlı Eray)
-
[isim]
İnme
- HENÜZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Az önce, daha şimdi, yeni
- "Memleketten henüz dönmüş, avlunun duvar dibinden yine mutfağa doğru yürüyordum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Daha, hâlâ
- "Henüz hareket etmeyen otomobile yaklaştı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[zarf]
Az önce, daha şimdi, yeni