İçinde müs olan 8 harfli 39 kelime var. İçerisinde MÜS bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında müs olan kelimeler listesine ya da Sonu müs ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
M S Ü Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
SÜ, ÜS
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MÜSTESNA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir bütünün veya kuralın dışında olan, kural dışı, şaz
-
Benzerlerinden üstün olan, benzerleri az bulunan
- "Kendisi bu resimlerin hepsinden daha sevimli, daha canlı, daha müstesna bir simaydı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Kural dışı
-
[zarf]
Dışındaki, ayrı tutularak, hariç
- "Bir iki gazete müstesna, bütün İstanbul basını da Serbest Fıkra taraflısı idi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Bir bütünün veya kuralın dışında olan, kural dışı, şaz
- MÜSECCEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kütüğe geçirilmiş, tescil edilmiş, sicilli
-
[sıfat]
Kütüğe geçirilmiş, tescil edilmiş, sicilli
- MÜSELMAN
- ...
- MÜSTEBAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Olacağı sanılmayan, uzak görülen
-
[sıfat]
Olacağı sanılmayan, uzak görülen
- MÜSEBBİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir şeyin olmasına, yapılmasına sebep olan, yol açan (kimse veya şey)
-
[sıfat]
Bir şeyin olmasına, yapılmasına sebep olan, yol açan (kimse veya şey)
- MÜSTEFİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yararlanma
- "İlminden, irfanından, büyük küçük herkesi müstefit ederdi." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Yararlanma
- MÜSTEZAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Her dizesine bir küçük dize eklenmiş divan edebiyatı nazım türü
-
[isim]
Her dizesine bir küçük dize eklenmiş divan edebiyatı nazım türü
- MÜSTERİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bütün kaygılardan kurtulup gönlü rahata kavuşan, içi rahat olan
- "Müsterih ol, artık hiç korkmayacak, mesut olacaksın." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Bütün kaygılardan kurtulup gönlü rahata kavuşan, içi rahat olan
- MÜSTAĞNİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Elinde olanla yetinen, doygun
-
Nazlı davranan
-
[sıfat]
Elinde olanla yetinen, doygun
- MÜSTAKİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kullanış yönünden başka bir yapı ile bağlantısı olmayan, bağımsız
- "Müstakil ev."
-
Kullanış yönünden belli kişi veya kişiler için ayrılmış olan
- "Daireye on yıl, yirmi yıl sonra girenlerin her biri başköşelere kurulsun, müstakil oda sahipleri olsun ve hatta sana emirler versin..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Kullanış yönünden başka bir yapı ile bağlantısı olmayan, bağımsız
- MÜSEVVİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Müsvedde yapan kimse
- "Müsevvit, bir tezkerenin müsveddesini yapan kâtibin unvanıdır." (Refik Halit Karay)
-
Taslak yapan kimse
-
[isim]
Müsvedde yapan kimse
- MÜSELLEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İnkâr edilemeyen, karşı çıkılamayan, söz götürmez
-
[sıfat]
İnkâr edilemeyen, karşı çıkılamayan, söz götürmez
- MÜSLÜMAN
- ...
- MÜSELLES
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Üçgen
-
Kokteyl türünden karışık bir içki
-
Üç kere damıtılarak yapılmış özel bir şarap
-
Üçlü
-
[isim]
Üçgen
- MÜSTAKAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İstikrar bulmuş, durulmuş
-
[isim]
Karar kılınan, yerleşilen yer
-
[sıfat]
İstikrar bulmuş, durulmuş
- MÜSTEHAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hoşa giden, sevilen, beğenilen
-
[isim]
Dinen emredilmediği hâlde yapıldığında sevap kazandıran davranış
-
[sıfat]
Hoşa giden, sevilen, beğenilen
- MÜSTACEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Acele
-
[sıfat]
Acele
- MÜSABAKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yarışma
- "Biraz daha geçti, sırıkla yüksek atlama müsabakası ilan olundu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Yarışma
- MÜSAMERE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Okullarda öğrencilerin sunduğu, programında koşuk, oyun vb. gösterilerinin yer aldığı eğlence
- "Bir gün Şişli Ermeni yetimhanesi menfaatine verilen bir müsamereye gitmişlerdi." (Haldun Taner)
-
Çoğunlukla akşam toplantısı, akşam eğlencesi
-
[isim]
Okullarda öğrencilerin sunduğu, programında koşuk, oyun vb. gösterilerinin yer aldığı eğlence
- MÜSTEŞAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kendisinden bilgi alınan, kendisine danışılan kimse
-
Bakanlıklarda, elçiliklerde bakan veya büyükelçiden sonra gelen en büyük yönetici
-
[isim]
Kendisinden bilgi alınan, kendisine danışılan kimse