İçinde muh olan 8 harfli 39 kelime var. İçerisinde MUH bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında muh olan kelimeler listesine ya da Sonu muh ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
H M U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
HU
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MUHAMMEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Oranlanan, tahmin edilen
-
[sıfat]
Oranlanan, tahmin edilen
- MUHARREM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ay takviminin birinci ayı, aşure ayı, matem ayı
-
[isim]
Ay takviminin birinci ayı, aşure ayı, matem ayı
- MUHASSIL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda Tanzimattan önceki dönemde vergi tahsildarı
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda Tanzimattan önceki dönemde vergi tahsildarı
- MUHTEREM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Saygıdeğer, sayın
- "Bendenizle birlikte muhterem okuyucuların hepsi de güler, durur." (Ahmet Rasim)
-
[sıfat]
Saygıdeğer, sayın
- MUHTELİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çeşit çeşit, çeşitli
- "Genç kız ve arabacı, birbirlerine muhtelif hislerle bakışarak beklediler." (Peyami Safa)
-
Zıt, birbirini tutmayan
-
[sıfat]
Çeşit çeşit, çeşitli
- MUHASEBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hesaplaşma, karşılıklı hesap görme
-
Hesap işleriyle uğraşma
-
Hesapların bütünü
-
Hesap işlerinin yürütüldüğü yer, saymanlık
- "Nedir bu benim çilem / Hesap bilmem / Muhasebede memurum." (Oktay Rifat)
-
[isim]
Hesaplaşma, karşılıklı hesap görme
- MUHASARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kuşatma
- "Avluda neden bir köşede muhasara altına alındığımı o vakit anlamıştım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Çevirme
-
[isim]
Kuşatma
- MUHAFAZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Koruma, saklama, korunum
- "Zamanımızda kıymetli şeylerin muhafazası güçleşti." (Burhan Felek)
- "On sene evvelki külhanbeyi modasını o, tek başına hâlâ muhafaza ediyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Koruma, saklama, korunum
- MUHTELİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kamu malını zimmetine geçiren, çalan
-
[sıfat]
Kamu malını zimmetine geçiren, çalan
- MUHAKKİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Gerçeği araştıran
-
[isim]
Soruşturucu, soruşturmacı
-
[sıfat]
Gerçeği araştıran
- MUHAYYEL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hayal gücüyle yaratılan, hayal edilen
- "Gülümser bir resimdir / Muhayyel sevgilimdir." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Hayal gücüyle yaratılan, hayal edilen
- MUHABERE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yazışma
-
İletişim
-
[isim]
Yazışma
- MUHARRER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yazılmış, yazılı, yazıya geçirilmiş
- "Nama muharrer senet."
-
[sıfat]
Yazılmış, yazılı, yazıya geçirilmiş
- MUHATARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Korku verici durum, tehlike
-
Zarar, ziyan
-
[isim]
Korku verici durum, tehlike
- MUHTERİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hırslı
- "Bizim doğru yolda bulmadıklarımız, muhteris ve kendi ikballeri için çalışıyor zannettiklerimizdir." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Hırslı
- MUHARRİŞ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Tırmalayan, tahriş eden
-
İrkilten, korku veren
-
[sıfat]
Tırmalayan, tahriş eden
- MUHAKKAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Doğruluğu, gerçekliği kesin olarak bilinen, gerçekliği kesinleşmiş
- "Muhakkak olan bir şey varsa herkese benzemediği idi." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Kesinlikle
- "Eski terbiyeyi bilmesi de muhakkak tesirli oluyordu." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Doğruluğu, gerçekliği kesin olarak bilinen, gerçekliği kesinleşmiş
- MUHAVVİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Değiştiren, dönüştüren
-
[sıfat]
Değiştiren, dönüştüren
- MUHADDİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hadis bilimiyle uğraşan kimse
-
[isim]
Hadis bilimiyle uğraşan kimse
- MUHTESİP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İslam şehirlerinde çarşı ve pazar esnafını din kurallarına göre denetleyen görevli, belediye memuru
-
[isim]
İslam şehirlerinde çarşı ve pazar esnafını din kurallarına göre denetleyen görevli, belediye memuru