İçinde mu olan 6 harfli 80 kelime var. İçerisinde MU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında mu olan kelimeler listesine ya da Sonu mu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KUSMUK
-
-
[isim]
Kusulan şey, kusuntu
-
[isim]
Kusulan şey, kusuntu
- MUSLİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sık dokunmuş, parlak, ince, yumuşak bir tür kumaş
- "Bir bebek yatağı hazırlar gibi özene bezene muslinlerle süslemiştim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Bu kumaştan yapılmış olan
-
[isim]
Sık dokunmuş, parlak, ince, yumuşak bir tür kumaş
- MUZTAR
- ...
- BİZMUT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atom numarası 83, atom ağırlığı 209, yoğunluğu 9,8 olan, 271,3 °C'de eriyen, kızılımsı beyaz renkli, kırılgan ve katı bir element (simgesi Bi)
-
Bu elementten yapılan ve ilaç olarak kullanılan karışım
- "Midesi ekşiyen birine bizmut, başı ağrıyan bir başkasına veronal verdim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Atom numarası 83, atom ağırlığı 209, yoğunluğu 9,8 olan, 271,3 °C'de eriyen, kızılımsı beyaz renkli, kırılgan ve katı bir element (simgesi Bi)
- MUNDAR
-
-
[sıfat]
Murdar
-
[sıfat]
Murdar
- YAĞMUR
-
-
[isim]
Atmosferdeki su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne düşen yağışın sıvı durumda olanı, yağar, yağış, baran, bereket, rahmet
- "Hava biraz bozukçaydı, dışarıda serin bir yağmur çiseliyordu." (Memduh Şevket Esendal)
- "Ben önde, Nezir arkada, çamurlu yoldan, yağmur yiye yiye elimdeki pilli fenerin ışığında yürüyoruz." (Refik Halit Karay)
-
Çok ve sık düşen, gelen şey
-
Çokluk, bolluk
- "Para yağmuru. Övgü yağmuru."
-
[isim]
Atmosferdeki su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne düşen yağışın sıvı durumda olanı, yağar, yağış, baran, bereket, rahmet
- MUHTAÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir şeye gereksinim duyan
- "Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur." (Atatürk)
-
Yoksul, fakir (kimse)
- "Muhtaç hemşehrilerin bir kısmı etrafımda dolaşmaya, bana kur yapmaya başladılar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bakmaya mecbur olduğu aile bireylerini veya kendisini geçindirmeye yetecek geliri, malı, kazancı bulunmayan
-
[sıfat]
Bir şeye gereksinim duyan
- MUKRİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Ödünç para veren, borç veren
-
[sıfat]
Ödünç para veren, borç veren
- SİMURG
- ...
- MUNSAP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kavşak
-
[sıfat]
Kavuşan
-
[isim]
Kavşak
- MURGUL
- ...
- MUAMMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bilmece
- "Eski kadınlar, çocukların zihinlerini bilmek için muammalara başvururlardı." (Ahmet Rasim)
-
Âşıklık geleneğinde manzum bilmece
-
Anlaşılmayan, bilinmeyen şey
- "Ruhu uykuda farz ettiğim kadın bana pek yaman bir muamma gibi geldi." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Bilmece
- MUALLA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yüksek, yüce
-
[sıfat]
Yüksek, yüce
- MAZMUN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlam, kavram
-
Divan edebiyatında bazı kavramları dolaylı anlatmak için kullanılan nükteli ve sanatlı söz
-
[isim]
Anlam, kavram
- MUTFAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yemek pişirilen yer, aş damı
-
Yiyecekleri hazırlama sanatı
- "Türk mutfağı."
-
[isim]
Yemek pişirilen yer, aş damı
- MUTSUZ
-
-
[sıfat]
Mutlu olmayan, bedbaht
-
[sıfat]
Mutlu olmayan, bedbaht
- ARMUDİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Armut biçiminde olan
-
[sıfat]
Armut biçiminde olan
- MUTLAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Salt
- "Eskilerden üstün olmasa da onlar kadar mutlak bir roman yazmak istiyorum." (Halide Edip Adıvar)
-
Kendi başına var olan, hiçbir şeye bağlı olmayan, bağımsız, saltık
-
[zarf]
Kesinlikle
-
[sıfat]
Salt
- MOYMUL
-
-
[isim]
Atmaca ve doğana benzeyen bir tür yırtıcı kuş
-
[isim]
Atmaca ve doğana benzeyen bir tür yırtıcı kuş
- MUHZIR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İlgililerin mahkemede bulunmalarını sağlayan görevli
- "Kadı ola davacı ve muhzır dahi şahit / Ol mahkemenin hükmüne derler mi adalet."
-
[isim]
İlgililerin mahkemede bulunmalarını sağlayan görevli