İçinde mu olan 5 harfli 79 kelime var. İçerisinde MU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında mu olan kelimeler listesine ya da Sonu mu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MUARE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dalgalı parıltılar verilmiş olan bir tür kumaş, kareli kumaş
-
[sıfat]
Bu kumaştan yapılmış olan
-
[isim]
Dalgalı parıltılar verilmiş olan bir tür kumaş, kareli kumaş
- ARMUT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Gülgillerden, çiçekleri beyaz, yurdumuzun her yerinde yetişen bir ağaç (Pirus communis)
- "Ankara armudu. Hacı Hamza armudu."
-
Bu ağacın tatlı ve sulu, yumuşak, ufak çekirdekli meyvesi
-
[sıfat]
Çok bön, çok aptal
-
[isim]
Gülgillerden, çiçekleri beyaz, yurdumuzun her yerinde yetişen bir ağaç (Pirus communis)
- MAMUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bayındır
- "Yıkılmış dilberin mamur illeri / Susmuş bülbüllerin taze dilleri." (Karacaoğlan)
-
[sıfat]
Bayındır
- MUKNİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İnandıran, ikna eden
-
[sıfat]
İnandıran, ikna eden
- MUZIR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sağlığı bozan
-
Zararlı
-
Yaramaz, cinsel gelişmeye zararlı
-
Her şeyi bozan, karıştıran (çocuk)
-
[sıfat]
Sağlığı bozan
- MULAJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir şeyin bal mumu, alçı vb. bir madde ile kalıbını çıkarmak için yapılan işlemlerin bütünü
-
Bu işlemler sonunda elde edilen kalıp
-
[isim]
Bir şeyin bal mumu, alçı vb. bir madde ile kalıbını çıkarmak için yapılan işlemlerin bütünü
- MUMCU
-
-
[isim]
Mum yapan veya satan kimse
-
Yeniçeri Ocağında çavuşlardan sonra gelen, yeniçeri ağasına bağlı on iki subaydan her biri
-
Fitilli tüfek kullanan asker
-
[isim]
Mum yapan veya satan kimse
- MURAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İstek, dilek
- "Enişteleri murat etseler ona iyi bir koca bulamazlar mıydı sanki?" (Reşat Nuri Güntekin)
- "Sevdalılar nihayet murada eriyorlar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Amaç, erek, gaye
-
[isim]
İstek, dilek
- DOMUZ
-
-
[isim]
Çift parmaklılardan, eti ve yağı için beslenen evcil hayvan (Susacrofa domestica)
- "Şişmanlıyorum, neden yine bir domuz gibi tıkındım?" (Atilla İlhan)
-
Hain, aksi, ters, inatçı kimse
- "Domuzun malı için can tüketmeye mi geldik dünyaya?" (Refik Halit Karay)
- "Domuz gibi bilir ama söylemez!"
-
[isim]
Çift parmaklılardan, eti ve yağı için beslenen evcil hayvan (Susacrofa domestica)
- ARMUZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Gemilerde güverte ve borda kaplama tahtalarının yan yana gelmeleri sonucu aralarında oluşturdukları çizgi
-
[isim]
Gemilerde güverte ve borda kaplama tahtalarının yan yana gelmeleri sonucu aralarında oluşturdukları çizgi
- MUFLA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Cisimleri, aleve değdirmeden ateşin etkisine uğratmak için kullanılan büyük toprak kap
-
Porselen fırını
-
[isim]
Cisimleri, aleve değdirmeden ateşin etkisine uğratmak için kullanılan büyük toprak kap
- SAMUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kuzey Avrupa'da yaşayan, çok yumuşak ve ince tüyleri olan, postu için avlanan küçük hayvan (Martes zibelilina)
-
[sıfat]
Bu hayvanın postundan yapılan
-
[isim]
Kuzey Avrupa'da yaşayan, çok yumuşak ve ince tüyleri olan, postu için avlanan küçük hayvan (Martes zibelilina)
- MUHİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çevre, yöre, etraf
-
Bir kimsenin sürekli ilişkide bulunduğu insanlar topluluğu, çevre
- "Bir de şuuraltı dahi olsa muhitin onu göçüp giden, sönen bir insan telakki ettiğini hissetmiştim." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Çevre, yöre, etraf
- KUMUK
- ...
- MUCUR
-
Kelime Kökeni : Ermenice
-
[isim]
Kömür kırıntısı, mıcır
-
Yol yapımında kullanılan taş kırıntısı
-
Bir şeyin işe yaramayan bölümü
-
[isim]
Kömür kırıntısı, mıcır
- MUHİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Dokunan, bozan, ihlal eden
-
[sıfat]
Dokunan, bozan, ihlal eden
- HAMUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Unun su veya başka sıvılarla yoğrulmuş durumu
-
Kâğıtta tür, nitelik
-
[sıfat]
İyi pişmemiş (ekmek ve hamur işleri)
-
Öz, asıl, maya
-
[isim]
Unun su veya başka sıvılarla yoğrulmuş durumu
- NAMUS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir toplum içinde ahlak kurallarına karşı beslenen bağlılık
- "Öyleyse evvela, senin istediğin dava görülmüş olur. Yani hırsız olmadığın meydana çıkar. Namusun temizlenmiş olur." (Ömer Seyfettin)
-
Dürüstlük, doğruluk
-
[isim]
Bir toplum içinde ahlak kurallarına karşı beslenen bağlılık
- MUTAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Alışılmış, alışılan
- "Kendilerine güçlükle yol açan mutat zevat da onun peşi sıra otomobilleriyle uzaklaştılar." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Alışılmış, alışılan
- MUKİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir yerde, bir evde oturan, eğleşen, ikamet eden
-
[sıfat]
Bir yerde, bir evde oturan, eğleşen, ikamet eden