İçinde mu olan 4 harfli 18 kelime var. İçerisinde MU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında mu olan kelimeler listesine ya da Sonu mu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TAMU
-
Kelime Kökeni : Soğdca
-
[isim]
Cehennem
- "Cehennem inancında tamu sözcüğünün anlattığı belli bir cehennem tasarımı yoktur." (Melih Cevdet Anday)
-
[isim]
Cehennem
- UMUM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bütün, tüm, kamu
- "Onun umum kumandanlığı, boş çöller içinde bedevi şeyhlerine verilen fahri paşalıklar gibi bir şey idi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[zamir]
Herkes, halk, ahali
- "Üçü de kısa bir boyun kırışıyla umumu selamladılar." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Bütün, tüm, kamu
- MUİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Okullarda çocukları çalıştırmakla görevli kimse, öğretmen yardımcısı
-
[isim]
Okullarda çocukları çalıştırmakla görevli kimse, öğretmen yardımcısı
- MUTA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Veri
-
[isim]
Veri
- AMUT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dikme
-
Dik durma
-
[isim]
Dikme
- MUTİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yumuşak başlı, itaat eden
- "Genç Çerkez'in daima kendisine muti ve ikinci safta kalacağını ümit ederek dışarıdan gelin almamayı tercih etmişti." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Yumuşak başlı, itaat eden
- OMUZ
-
-
[isim]
Boynun iki yanında, kolların gövdeye bağlandığı bölüm
- "Başı omuzları içine çökmüş gibi idi." (Falih Rıfkı Atay)
- "Seni hizmetime alacağım, dedim. Âdeta omuz silkerek: -Pekâlâ, dedi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Boynun iki yanında, kolların gövdeye bağlandığı bölüm
- UMUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aldırış etme, önem verme
- "Kim aldırır? Annesi umurumda mıydı benim?" (Atilla İlhan)
- "Gece partileri için arkadaşlarını buldu mu artık dünya istediği gibi dönsün, umurunda olmazdı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Aldırış etme, önem verme
- MUÇO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemilerde çalışan küçük yaştaki tayfa yamağı, miço
-
Meyhaneci çırağı
-
[isim]
Gemilerde çalışan küçük yaştaki tayfa yamağı, miço
- MURT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Mersin ağacının yazın olgunlaşan, bezelye büyüklüğünde, morumsu siyah, çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan meyvesi
- "Engin dallardan murt yemezdi. Onun alacağı kız ya çok zengin ya da tanınmış bir aileye mensup olmalıydı." (Orhan Kemal)
-
[isim]
Mersin ağacının yazın olgunlaşan, bezelye büyüklüğünde, morumsu siyah, çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan meyvesi
- MURÇ
-
Kelime Kökeni : Ermenice
-
[isim]
Betonu kırmakta veya betona delik açmakta kullanılan sivri uçlu, çelikten yapılmış bir alet
-
[isim]
Betonu kırmakta veya betona delik açmakta kullanılan sivri uçlu, çelikten yapılmış bir alet
- KAMU
-
-
[isim]
Halk hizmeti gören devlet organlarının tümü
-
Bir ülkedeki halkın bütünü, halk, amme
- "Çevre koruması sorunları İsveç kamusunun bilincine ve hatta bilinçaltına sinmiş." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Hep, bütün
- "Biz kimseye kin tutmayız / Kamu âlem birdir bize." (Yunus Emre)
-
[isim]
Halk hizmeti gören devlet organlarının tümü
- OMUR
-
-
[isim]
Omurgayı oluşturan kemiklerden her biri, fıkra
- "Boyun omurları. Bel omurları. Sağrı omurları. Kuyruk omurları."
-
[isim]
Omurgayı oluşturan kemiklerden her biri, fıkra
- MUAF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bağışlanmış, affedilmiş
- "Askerlikten muaf tutuldu."
-
Ayrı tutulmuş, ayrıcalık tanınmış
-
Özgür, serbest
-
[sıfat]
Bağışlanmış, affedilmiş
- UMUT
-
-
[isim]
Ummaktan doğan güven duygusu, ümit
- "Bu umudum, şimdi yavaş yavaş ölüyor." (Halide Edip Adıvar)
- "Aradan dört beş yıl geçince bir yerden de haber gelmeyince sağlığından umutlarını kesmişler." (Memduh Şevket Esendal)
- "... onun bu sözleri de umutlarımı biraz daha kırdı ama susmak istemedim." (Atilla İlhan)
-
Bu duyguyu veren kimse veya şey
- "Bir tek umut, bir avuç askerde ve Mustafa Kemal denen bir isimdedir." (Falih Rıfkı Atay)
- "Senden umutlarını kesmişler, sağ olsun da zararı yok, yazmasın diyorlar." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Ummaktan doğan güven duygusu, ümit
- MUDİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bankaya para yatıran kimse
-
Emanet bırakan kimse
-
[isim]
Bankaya para yatıran kimse
- MUİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yardımcı
- "Tanrı muinin olsun."
-
[isim]
Yardımcı
- UMUŞ
- ...