İçinde ms olan 6 harfli 23 kelime var. İçerisinde MS bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ms olan kelimeler listesine ya da Sonu ms ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GREMSE
- ...
- SAMSUN
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Savaşta kullanılan köpek
-
[isim]
Savaşta kullanılan köpek
- TÜMSEK
-
-
[isim]
Küçük tepe, tüm (II), tümbek
- "Sazlarla, kamışlarla örtülü bir tümseği atladım. Kıyıdayım." (Orhan Veli Kanık)
-
Çıkıntılı yer, kabarıklık, şişkinlik
- "Bu uzun hayalden birdenbire önümde bir tümsek beni uyandırdı." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Küçük tepe, tüm (II), tümbek
- TİMSAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sembol, örnek, simge
- "O günden beri ceviz, bana ulvi bir şeyin timsali gibi görünüyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Sembol, örnek, simge
- ÜZÜMSÜ
-
-
[sıfat]
Üzümü andıran, üzüme benzeyen, üzüm gibi
-
[sıfat]
Üzümü andıran, üzüme benzeyen, üzüm gibi
- KUMSAL
-
-
[isim]
Su kıyılarında oluşan kumlu yer, plaj
- "Kumsal boyunca deli gibi koşuyorlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Kumlu
- "Kumsal toprak."
-
[isim]
Su kıyılarında oluşan kumlu yer, plaj
- TEMSİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birinin veya bir topluluğun adına davranma
-
Belirgin özellikleri ile yansıtma, sembolü olma, simgeleme
- "Ayağa kalktı, ezberlediği bir sahneyi temsil etti." (Peyami Safa)
-
Sahnede oynanmak için hazırlanmış eser, oyun
- "Çarşamba akşamı Tepebaşı'nda bir temsil verdim." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Sizin temsil ettiğiniz zümre bu sahada belli başlı bir rol oynayacak kudrette değildir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[edat]
Söz gelişi
-
Özümleme
-
[isim]
Birinin veya bir topluluğun adına davranma
- SİMSAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Komisyoncu
- "Bu adam kıyafet itibarıyla öbür sandaldaki simsar tercüman, satıcı, gezdirici vesaireden farklı değildi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Komisyoncu
- CAMSIZ
-
-
[sıfat]
Camı olmayan
- "Çerçevesiz, camsız pencereden, ova ne durgun, ne mutlu görünüyor." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Camı olmayan
- YOMSUZ
-
-
[sıfat]
Uğursuz
-
[sıfat]
Uğursuz
- GAMSIZ
-
-
[sıfat]
Kaygısı, tasası, sıkıntısı, üzüntüsü olmayan
- "Sesi taze, pürüzsüz ve gamsızdı." (Cahit Uçuk)
-
Olayları kendine dert etmeden geçiştiren, aldırış etmeyen, tasasız, vurdumduymaz
- "Zavallı anneciğin çok şen, güler yüzlü, gamsız bir kadındı." (Mahmut Yesari)
-
[sıfat]
Kaygısı, tasası, sıkıntısı, üzüntüsü olmayan
- SUMSUK
-
-
[isim]
Yumruk
-
Yumrukla vurma
-
[isim]
Yumruk
- GRİMSİ
-
-
[sıfat]
Rengi griyi andıran, griye benzeyen, grimtırak
-
[sıfat]
Rengi griyi andıran, griye benzeyen, grimtırak
- KROMSU
-
-
[sıfat]
Kromu andıran, kroma benzeyen, krom gibi
-
[sıfat]
Kromu andıran, kroma benzeyen, krom gibi
- ACIMSI
-
-
[sıfat]
Acıyı andıran, acıya benzeyen, acı gibi
-
Dokunaklı
- "Acımsı bir kitabı daha vardır." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Acıyı andıran, acıya benzeyen, acı gibi
- KREMSİ
- ...
- DAMSIZ
-
-
[sıfat]
Damı olmayan
- "Taş yığınlarının yanında damsız birkaç ev kümesi etrafında bir gölge kırık bir tencereyi kaynatıyor." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Damı olmayan
- HAMSİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Erbainden sonra gelen, 31 Ocakta başlayan elli günlük kış dönemi
-
[isim]
Erbainden sonra gelen, 31 Ocakta başlayan elli günlük kış dönemi
- SÜMSÜK
-
-
[sıfat]
Uyuşuk davranan, miskin, aptal, mıymıntı, sünepe, pısırık (kimse)
- "Beş yıl öncesine kadar kara kuru, sümsük bir kızken şimdi gelişivermiş bir dişi." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Uyuşuk davranan, miskin, aptal, mıymıntı, sünepe, pısırık (kimse)
- ZAMSIZ
-
-
[sıfat]
Fiyatı arttırılmamış
-
[sıfat]
Fiyatı arttırılmamış