İçinde mi olan 5 harfli 98 kelime var. İçerisinde Mİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında mi olan kelimeler listesine ya da Sonu mi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

M İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

İM, Mİ

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

MİYAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Değerli madenlerde yasanın istediği ağırlık, saflık ve değer derecesini gösteren ölçü
  2. Ölçüt, ölçü
    • "Pakize bu son fikri fazla beğenmişti ve itiraf edeyim ki Pakize'nin zevki benim için bir çeşit miyar olmuştu." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
  3. Ayıraç

MİZAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Terazi
  2. Tartı, ölçü aleti
  3. Ölçü
  4. Sağlama
  5. Bir tüccarın, ticari durumunu, işinin genel sonucunu gösteren, belirli zamanlarda yaptığı hesap özeti

TEMİZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Kirli, lekeli, pis, bulaşık olmayan, arı, pak
    • "İçki yerine soğuk su, temiz ayran... var." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Bizim yazarımız temize çektikten sonra romanı elinde dolaşır dururdu kapı kapı." (Necati Cumalı)
    • "Sonra kendini büsbütün temize çıkartmak için üstünün ve eşyasının aranmasını istedi." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "... gazete kendi evin, temize çıktığın gün gelmezsen küserim bak." (Atilla İlhan)
  2. Özenle yapılmış
    • "Temiz iş. Temiz dayak."
  3. Çok az kullanılmış veya hiç kullanılmamış olan, özrü olmayan
    • "Temiz araba."
  4. Ahlakça lekesiz, necip, nezih
    • "Biraz fazla saf olmakla beraber çok temiz ve nazik bir çocuk..." (Reşat Nuri Güntekin)
  5. [zarf] Kirli, lekeli, bulaşık olmayan bir biçimde
    • "Temiz giyinmek."

CAMİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Cansız
    • "Bir kenara bırakılıvermek, bir camit eşya gibi ayak ucuyla itilmek ne korkunç." (Peyami Safa)
  2. Donmuş

HÜKMİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Tüzel

MİSİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Eş, benzer
    • "Misli görülmemiş bir refaha, bir saadete ermiştim." (Refik Halit Karay)
    • "Bu sonbahar sabahında Gülhane Parkının misli menendi yoktur." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Miktar
  3. Defa, kez, kat
    • "Ona edeceğiniz her hareketi yüz misli ile size iade ederim." (Aka Gündüz)

MİSİS

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Evlenmiş kadın

MİRAT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ayna

KEMİK

  1. [isim] İnsanın ve omurgalı hayvanların çatısını oluşturan türlü biçimdeki sert organların genel adı
    • "Kemikten bir tahta gibi gıcırdayarak Nihat yerinden kalktı." (Peyami Safa)
    • "Soğuk kemiklerimize kadar işlemişti."
  2. [sıfat] Bu sert organdan yapılmış
    • "Kemik tarak."

LİMİT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sınır

MİNÖR

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Daha küçük
  2. Bir makam, bir akort, bir gam, bir aralık özelliği olan
  3. [isim] Küçük önerme

CEMİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Güzel (erkek)
  2. Tanrı'nın sıfatlarından biri

MİDYE

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Yassı solungaçlı, yumuşakçalardan, kabukları birbirine eşit, denizlerin kayalık yerlerinde kümeler durumunda yaşayan eti yenir bir hayvan (Mytilus)

TEMİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Korkusunu giderme, inanç verme
    • "Dünyada ondan başka kimseyi sevmeyeceğini bana bir kere daha temin etti." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Sağlama, elde etme
    • "Halkın büyük kısmı temizlik ihtiyacını şehrin içinden akan çamur renkli bir kanaldan temin ediyor." (Haldun Taner)
  3. Gerçekleştirme
    • "Evde huzuru temin annenin görevidir."

İZMİR
...
MİLEL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Milletler, uluslar

İZMİT
...
MİYOP

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Nesnelerin görüntüleri ağ tabakanın ön tarafında kaldığı için uzağı iyi göremeyen (göz)
    • "Saffet ... miyop gözlerinin en sevimli gülümseyişiyle yanımıza geldi." (Halide Edip Adıvar)
  2. Gözleri uzağı iyi göremeyen (kimse)

REMİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kumda birtakım çizgiler çizerek fala bakma
    • "Ondan sonra bakıcı hoca remil atsa nerede olduğumu bulamaz." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Bu biçimde bakılan fal

ACEMİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bir işin yabancısı olan, eli işe alışmamış, bir işi beceremeyen
  2. İşinde, mesleğinde yeni olan, toy
    • "Polis tramvaya yol vermeli, kozunu acemi şoförle paylaşmalı idi." (Haldun Taner)
  3. Bir yere, bir şeye yabancı olan
    • "Anlaşılan sen İstanbul'un acemisi olmalısın." (Osman Cemal Kaygılı)
  4. [isim] Saraya yeni alınmış cariye

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü