İçinde mek olan 9 harfli 609 kelime var. İçerisinde MEK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında mek olan kelimeler listesine ya da Sonu mek ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KEM
2 Harfli Kelimeler
EK, EM, KE, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DERLETMEK
-
-
[-i]
Derleme işini yaptırmak
-
[-i]
Derleme işini yaptırmak
- FİŞLETMEK
-
-
[-i]
Fişleme işini yaptırmak
-
[-i]
Fişleme işini yaptırmak
- GÖRDÜRMEK
-
-
[-i]
Görme işini yaptırmak
-
Bir işi başkasına yaptırmak
-
[-i]
Görme işini yaptırmak
- TAYYETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Çıkarmak
-
Aradan çıkarmak, yok etmek
-
[-i]
Çıkarmak
- ENİKLEMEK
-
-
[nsz]
Kedi, köpek vb. doğurmak
-
[nsz]
Kedi, köpek vb. doğurmak
- KASTETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Amaçlamak, amaç olarak almak
- "... ev deyince kasabada dört beş tane zengin evini kastediyorum." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Demek istemek
-
[-e]
Kötülük etmek, kıymak, zarar vermeyi istemek
- "İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler." (Atatürk)
-
[-i]
Amaçlamak, amaç olarak almak
- TÖSKÜRMEK
-
-
[nsz]
Hayvan geri geri gitmek
-
Düşman geri çekilmek
-
[nsz]
Hayvan geri geri gitmek
- EMEKLİLİK
-
-
[isim]
Emekli olma durumu, tekaütlük
- "Büyükelçi emekliliğe ilkin kolay adapte olamamıştır." (Haldun Taner)
-
[isim]
Emekli olma durumu, tekaütlük
- SÖNDÜRMEK
-
-
[-i]
Ateş ve ışığın yanmasına, aydınlatmasına son vermek
- "Parmağının ucuna kadar gelen alevi yere atıyor, terliğiyle basarak söndürüyor." (Peyami Safa)
-
Hava veya gaz ile şişirilmiş bir şeyin havasını veya gazını boşaltmak
- "Çocuk balonu söndürdü."
-
Tutku ve duyguları yatıştırmak, etkisiz duruma getirmek
- "Böyle zamanlarda Hacı'da ateşi ateşle söndürmekten başka çare olmadığını bilirim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Ateş ve ışığın yanmasına, aydınlatmasına son vermek
- ASABİLMEK
-
-
[-i]
Asma imkânı veya olasılığı bulunmak
-
[-i]
Asma imkânı veya olasılığı bulunmak
- TİPİLEMEK
-
-
[nsz]
Kar tipiye çevirmek
-
[nsz]
Kar tipiye çevirmek
- DÖNDÜRMEK
-
-
[-i]
Dönmesini sağlamak
- "Oğlu başını arkaya döndürdü." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Lafı döndürdüm dolaştırdım, mutfağın sırrına getirdim." (Ömer Seyfettin)
-
[-i]
Başarısız saymak, geri çevirmek
- "Sınavda döndürmüşler."
-
Çevirmek, ... bir duruma getirmek
- "Beni serseme döndürdü."
-
Düzene koymak, yönetmek
- "Tek başına bütün evi döndürüyor."
-
[-i]
Dönmesini sağlamak
- TÜMLENMEK
-
-
[nsz]
Tüm durumuna gelmek
-
[nsz]
Tüm durumuna gelmek
- BÖĞÜRTMEK
-
-
[-i]
Böğürme işini yaptırmak
-
[-i]
Böğürme işini yaptırmak
- JELLEŞMEK
- ...
- KAYDETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[-i]
Yazmak, bazı önemli noktaları tespit etmek
-
Herhangi bir şeyi bir yere mal etmek, bir şeyin tarih, numara veya adını bir deftere geçirmek
- "Çocuğu okula kaydetmek. Nüfusa kaydetmek."
-
Hatırlamak için yazmak, not etmek
- "Önüne bir şeyler kaydederken görür gibiyim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Belirtmek, söylemek
- "Şunu kaydedeyim ki..."
-
Sesi veya resmi manyetik bant üzerine geçirmek
-
[nsz]
Olumlu sonuç almak
- "Başarı kaydetmek. Gol kaydetmek."
-
Sıcaklık, basınç gibi bir niceliğin değişkenliğini tespit etmek
-
Elektronik veya sayısal araçlarda bilgiyi korumaya almak
-
[-i]
Yazmak, bazı önemli noktaları tespit etmek
- DEVRETMEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[nsz]
Dönmek, dolaşmak
-
Bir malın mülkiyetini, bir mal üzerindeki hakkı başkasına geçirmek
- "Bana gelip hisseni satın almak istiyorum, bana devret deseydin belki razı olurdum." (Orhan Kemal)
-
[-i]
Aktarmak
- "Büyük Millet Meclisi, Başkumandanlık yetkilerini Mustafa Kemal Paşa'ya devretmişti." (Tarık Buğra)
-
[-i]
Baştan sona değin okumak, bitirmek
- "Tarih kitabını üç kez devrettim."
-
[nsz]
Dönmek, dolaşmak
- GERDİRMEK
-
-
[-i]
Germe işini yaptırmak
- "Eski bir bağ kulübesinin duvarları üstüne bir çadır gerdirmiş, içinde yaşıyordu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-i]
Germe işini yaptırmak
- İLMEKLEME
-
-
[isim]
İlmeklemek işi
-
[isim]
İlmeklemek işi
- LİFLEŞMEK
-
-
[nsz]
Lif durumuna gelmek
-
[nsz]
Lif durumuna gelmek