İçinde me olan 8 harfli 1340 kelime var. İçerisinde ME bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında me olan kelimeler listesine ya da Sonu me ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EM, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ELEMESİZ
- ...
- İZOMERİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
İzomeri ile ilgili olan
-
[sıfat]
İzomeri ile ilgili olan
- MENDEBUR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Sümsük, sünepe, pis, iğrenç
- "Karşımıza kör, topal, sakat, mendebur bir mahluk da çıkabilir." (Nezihe Araz)
-
[sıfat]
Sümsük, sünepe, pis, iğrenç
- SOBELEME
-
-
[isim]
Sobelemek işi
-
[isim]
Sobelemek işi
- YETİŞMEK
-
-
[-e]
Ulaşmak, ermek, varmak, vasıl olmak
- "Gâvur Ali kahvedeki cemaate hiçbir şey söylemeden küçük çobanla uzaklaştı, bir nefeste ağıla yetişti." (Ömer Seyfettin)
-
Vaktinde tamam olmak, bitmek, hazırlanmak, hazır olmak
- "Bu giysi yarına yetişmeli."
-
Vaktinde varmak, vaktinde bulunmak
- "Öteki tünelle gelseler de vapura yetişeceklerini bilirlerdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Bir işe başlamış olanlara veya gidenlere sonradan katılmak
- "Kadınlar, derme çatma ayakkabılarıyla onlara zor yetişebiliyorlardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Değmek, uzanıp dokunabilmek
- "Ben o dala yetişemem. Bu ip kuyunun dibine yetişmez."
-
Vakit bulmak, yapabilmek
- "Ben bu kadar işe yetişemem."
-
[nsz]
Yetmek, yeter olmak, kâfi gelmek
- "Bu para yetişir. Bu yemek hepimize yetişir."
-
Bir zamanda yaşamış olmak, bir zamanı veya kimseyi görmüş olmak
- "Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm." (Peyami Safa)
-
[nsz]
Üremek, büyümek, olmak
- "Şu Marmara kıyılarında o sene bol meyve yetişmişti." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-de]
Eğitim görmüş olmak, öğrenmek, gelişmek
- "İşte bu kadronun içinde yetişecektim ben." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
İş görebilecek yaşa gelmek, büyümek
-
Yardım etmek, yardımına koşmak
- "Tam o sırada talih imdadıma yetişti." (Refik Halit Karay)
-
[-e]
Ulaşmak, ermek, varmak, vasıl olmak
- DÖVÜŞMEK
-
-
[nsz]
Karşılıklı birbirini dövmek, vuruşmak
- "Öyle yiğitçe, öyle gözünü daldan budaktan sakınmadan dövüşmüş, atına binip oradan uzaklaşmıştı." (Orhan Kemal)
-
[-le]
İki silahlı kuvvet çatışmak
-
Boks yapmak
-
[nsz]
Karşılıklı birbirini dövmek, vuruşmak
- GÖLLEŞME
-
-
[isim]
Gölleşmek durumu
-
[isim]
Gölleşmek durumu
- GÖTÜRMEK
-
-
[-i]
Taşımak, ulaştırmak veya koymak
- "Hamalın biri, sırtına koca bir ayna vurmuş, götürüyordu." (Haldun Taner)
-
[-i]
Bir kimseyi bir yere kadar yanında yürütmek
-
[-i]
Bir şeyi yakından uzağa götürmek
-
Yerinden ayırıp uzağa atmak veya yok etmek
- "Bir mermi bacağını götürdü. Duvarı su götürdü."
-
[nsz]
Öldürmek
- "Hastalık çok insan götürdü."
-
[-e]
Dayanmak, katlanmak, tahammül etmek
-
[-i]
Birinin yanında yürüyüp ona bir yere kadar arkadaşlık etmek
- "Beni evime kadar götürdü."
-
[-e]
Bir sonuca vardırmak
- "Bitirmeden şunu da söyleyeyim, ahlaka, gerçek ahlaka götüren başlıca yollardan biri de aşktır." (Nurullah ataç)
-
Kaybolmasına, yok olmasına yol açmak
- "Eksiler artıları götürdü."
-
Tümüyle sahip olmak
-
Çalmak
-
[-i]
Taşımak, ulaştırmak veya koymak
- HARELEME
- ...
- KÜFRETME
-
-
[isim]
Küfretmek işi, sövme
-
[isim]
Küfretmek işi, sövme
- ÖĞÜTÜLME
-
-
[isim]
Öğütülmek işi
-
[isim]
Öğütülmek işi
- PEPELEME
-
-
[isim]
Pepelemek işi
-
[isim]
Pepelemek işi
- ŞİŞELEME
-
-
[isim]
Şişelemek işi
-
[isim]
Şişelemek işi
- TÜTTÜRME
-
-
[isim]
Tüttürmek işi
-
[isim]
Tüttürmek işi
- VARYEMEZ
-
-
[sıfat]
Cimri
-
[sıfat]
Cimri
- DİLİNMEK
-
-
[nsz]
Dilme işi yapılmak
-
[nsz]
Dilme işi yapılmak
- İZİNNAME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bırakma veya çıkarma kâğıdı
-
Bir nikâhın kıyılması için kadı tarafından verilen izin kâğıdı
- "Bir izinname çıkacak, iki imam beş on mecidiye alıp nikâh kıyacaklar." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Bırakma veya çıkarma kâğıdı
- ÖDETİLME
- ...
- YEDİLMEK
-
-
[nsz]
Yedeğe alınarak götürülmek
-
[nsz]
Yedeğe alınarak götürülmek
- YÜPÜRMEK
-
-
[nsz]
Telaşla öteye beriye koşmak
-
[nsz]
Telaşla öteye beriye koşmak