İçinde me olan 5 harfli 286 kelime var. İçerisinde ME bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında me olan kelimeler listesine ya da Sonu me ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EM, ME

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇELME

  1. [isim] Çelmek işi
    • "Bir keresinde de karısı şişman kocasına ustalıkla bir çelme attı." (Haldun Taner)
  2. Birini yere düşürmek için ayağının önüne ayak uzatma
    • "Bir itişme, bir bakışma, bir yanındakine çelme vurup öne geçme yarışıdır gidiyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Herkesin birbirine çamur attığı, çelme taktığı, birbirinin gözünü oyduğu bu dünyada..." (Haldun Taner)
  3. Arkadan hafifçe bağlanan baş örtüsü

DÖKME

  1. [isim] Dökmek işi
  2. [sıfat] Bir yerden bir yere dökülen, aktarılan
    • "Dökme su."
  3. [sıfat] Kapların içinde olmayan, yığın biçiminde ortaya dökülmüş olan
    • "Dökme buğday. Dökme portakal. Dökme çimento."
  4. [sıfat] Kalıba dökülmek yoluyla yapılmış
    • "Dökme soba."

YELME

  1. [isim] Yelmek işi

KEPME

  1. [isim] Kepmek işi

TEMEK

  1. [isim] Ahırdaki gübreyi dışarı atmak için kullanılan kapaklı veya kapaksız delik, pencere

YETME

  1. [isim] Yetmek işi

MERMİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ateşli silahların attığı patlayıcı ve delici madde, kurşun
    • "Piyade mermisi. Topçu mermisi."

GÖMME

  1. [isim] Gömmek işi
  2. Defnetme, tedfin
  3. Mayalı, mayasız, yağlı veya yağsız olarak yapılan bir tür kül pidesi
  4. Güzün veya kışın ekilen ekin
  5. [sıfat] Üzerinde bulunduğu yüzeyin içine gömülmüş olan
    • "Gömme banyo. Gömme dolap."

MEBNİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Yapılmış, kurulmuş, bina olunmuş
  2. [zarf] -den dolayı, -den ötürü

KAYME

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kâğıt para, kaime

ÇÖĞME

  1. [isim] Çöğmek işi

TÜMEL

  1. [sıfat] Belli bir sınıfa bağlı bireylerin hepsini içine alan, külli
  2. Bütün kapsamıyla alınmış olan (önerme), külli, tikel karşıtı

SEMER

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] At, eşek, katır vb. hayvanların sırtına yerleştirilen, üzerine yük bağlanan veya binilen, iskeleti ağaçtan araç
    • "Semere asılı bir sepeti çözüp ağacın uygun bir dalına astı." (Necati Cumalı)
  2. Hamalların yük taşırken kullandığı deriden sırt yastığı, arkalık
  3. Yukaç

SERME

  1. [isim] Sermek işi
  2. Sac ekmeği

MEMNU

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Yasak
    • "İnsan ise memnu olan şeye düşkündür." (Burhan Felek)

MEVZU

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Konu
    • "Para aklımdan geçen bir mevzu olmamıştır." (Aka Gündüz)

KAİME

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Buyruk, resmî kâğıt, ferman
    • "Mezat kaimesi."
  2. Kâğıt para, kâğıt lira, kayme
    • "Atıf Bey cüzdanından çıkardığı bir reçeteyle bir beş liralık kaimeyi uzatarak..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

MERAK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeyi anlamak veya öğrenmek için duyulan istek
    • "Ona bu merak nereden, nasıl, niçin, ne zaman illet olmuştur diye az kafa yormadım." (Haldun Taner)
    • "Bir gün, böyle dalgın oynarken, anası onun elini bağlı gördü, merak etti." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Bu iş bana merak oldu."
    • "Bu adama, her gördüğüm vakit, merhamet ve korku ile karışık bir merak duyuyordum." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Bir şeyi edinme, yapma, bir şeyle uğraşma isteği
    • "Öteden beri güzel giyinmeye, güzel konuşmaya merakım vardır." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Hele okuyanı, araştıranı hatta sadece neler oluyor diye merak edeni hiç yoktu aralarında." (Tarık Buğra)
    • "Rica ederim söyleyiniz, merakımdan çatlayacağım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Düşkünlük, heves
  4. Kaygı, tasa

MEKİK

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] El veya otomatik dokuma tezgâhlarında atkı veya argaç denilen ve enine olan iplikleri, uzunlamasına olan arışların arasından geçirmeye yarayan masuralı araç
    • "Görüntümüz iyi ile kötü arasında mekik dokudu." (Talât Halman)
  2. Oya yapmakta kullanılan, kemik, ağaç veya plastikten, iki ucu sivri, arasından iplik geçecek bir yarığı bulunan küçük araç
  3. Genellikle karın kaslarının güçlendirilmesi için yapılan beden hareketi
  4. Uzay gemisi

MENUS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Alışılmış olan
  2. Yabancılık çekmeyen, alışmış, alışık

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü