İçinde me olan 5 harfli 286 kelime var. İçerisinde ME bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında me olan kelimeler listesine ya da Sonu me ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EM, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MEZUN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir okulu bitirerek diploma almış (kimse)
- "Olsa olsa sanat enstitüsü mezunudur." (Haldun Taner)
-
İzin almış, izinli
- "Vedia'dan öğrendim, seyahate çıkacakmışsınız, mezunmuşsunuz." (Peyami Safa)
-
Bir iş için yetki verilmiş, yetkili
- "Bunu yapmaya mezun değilim."
-
[sıfat]
Bir okulu bitirerek diploma almış (kimse)
- ANİME
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Japon çizgi filmi
-
[isim]
Japon çizgi filmi
- BİTME
-
-
[isim]
Bitmek işi
-
[isim]
Bitmek işi
- MECRA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yatak
-
Bir işin gidişi, bir olayın doğrultusu
-
[isim]
Yatak
- MELAS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Şeker üretiminde, billurlaşan şeker alındıktan sonra kalan şekerli posa
-
[isim]
Şeker üretiminde, billurlaşan şeker alındıktan sonra kalan şekerli posa
- DÜĞME
-
-
[isim]
Giyecek, yorgan vb.nin bazı yerlerine ilikleyici veya süs olarak dikilen kemik, metal, sedef gibi sert maddelerden yapılmış küçük tutturma aracı
- "Sımsıkı bağlanmış bir örme kese çıkarıyor, birer birer düğmelerini çözüyor." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Çevrilmek veya üzerine basılmak yoluyla bir elektrik akımını açan, kapayan, herhangi bir makineyi işleten veya durduran parça
- "Radyonun düğmesi."
-
Üst deri altındaki kıkırdak ve yağdan oluşmuş düğme biçimindeki çıkıntı
- "Kalkan balığının düğmeleri."
-
[isim]
Giyecek, yorgan vb.nin bazı yerlerine ilikleyici veya süs olarak dikilen kemik, metal, sedef gibi sert maddelerden yapılmış küçük tutturma aracı
- KAYME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kâğıt para, kaime
-
[isim]
Kâğıt para, kaime
- MENŞE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Başlangıç, bir şeyin çıktığı yer, köken, kaynak, sebep
- "Yeter ki marazın menşesi anlaşılmış olsun." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Başlangıç, bir şeyin çıktığı yer, köken, kaynak, sebep
- MERMİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ateşli silahların attığı patlayıcı ve delici madde, kurşun
- "Piyade mermisi. Topçu mermisi."
-
[isim]
Ateşli silahların attığı patlayıcı ve delici madde, kurşun
- NAĞME
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güzel, uyumlu ses, ezgi, melodi
- "Boyuna Arapçayı andırır bir nağme mırıldanıyor." (Sermet Muhtar Alus)
-
Ezgi
-
Birinin yalandan ve nazlanarak söylediği söz
-
[isim]
Güzel, uyumlu ses, ezgi, melodi
- İVMEK
-
-
[nsz]
Çabuk davranmak, acele etmek
-
[nsz]
Çabuk davranmak, acele etmek
- SEVME
-
-
[isim]
Sevmek işi
-
[isim]
Sevmek işi
- GİTME
-
-
[isim]
Gitmek işi
-
[isim]
Gitmek işi
- METOT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yöntem
-
[isim]
Yöntem
- SÖKME
-
-
[isim]
Sökmek işi
- "Dikmenin vakti ve dikilmiş olanı sökmenin vakti var." (Haldun Taner)
-
[isim]
Sökmek işi
- EŞMEK
-
-
[-i]
Toprağı veya toprak gibi yumuşak bir şeyi biraz kazmak
- "Bereket versin ateş koydu demin komşu kadın. / Üşüyorsan eşiver mangalı, eş, eş de ısın." (Mehmet Akif Ersoy)
-
Araştırmak, incelemek
-
[-i]
Toprağı veya toprak gibi yumuşak bir şeyi biraz kazmak
- MEDÜZ
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Denizanası
-
[isim]
Denizanası
- MEZZO
- ...
- EMMEK
-
-
[-i]
Dudak, dil ve soluk yardımıyla bir şeyi içine çekmek, somurmak
- "Çanağımdaki köpüklü sütü emer gibi içeceğim." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Altı mikrobun canını daha cehenneme göndermeden gidersem emdiğim helal süt haram olmaz mı?" (Haldun Taner)
- "Bu olanları başka birinden işitecek olursam emdiğin sütü burnundan getiririm." (Burhan Günel)
-
Tükürük yardımıyla eriterek içine çekmek
- "Yengemin verdiği karanfili dişlerimle ezip emerek odaya giriyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Soğurmak
- "Toprak suyu emdi."
-
Uzun süre yararlanmak
-
[-i]
Dudak, dil ve soluk yardımıyla bir şeyi içine çekmek, somurmak
- MEHLE
-
-
[isim]
Kasaplık hayvanların omuz başından çıkan külbastılık veya pastırmalık yumuşak et
-
[isim]
Kasaplık hayvanların omuz başından çıkan külbastılık veya pastırmalık yumuşak et