İçinde maru olan 12 kelime var. İçerisinde MARU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında maru olan kelimeler listesine ya da Sonu maru ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
MARULCULUK
MARUFİYET, MARULUMSU
MARULCUK, MARUZLUK
MARULCU, MARUZAT, TEMARUZ
MARUNİ
MARUF, MARUL, MARUZ
A M R U Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
RUAM, UMAR
3 Harfli Kelimeler
RAM, RUA, RUM
2 Harfli Kelimeler
AM, AR, MA, RA, UR
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MARULCULUK
- ...
- MARULUMSU
-
-
[sıfat]
Marulu andıran, marula benzeyen, marul gibi
-
[sıfat]
Marulu andıran, marula benzeyen, marul gibi
- MARUFİYET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bilinme, tanınma, belli olma
- "Memuriyetlerinin marufiyeti icabıyla birbirini ismen tanımamaları mümkün değildi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Bilinme, tanınma, belli olma
- MARUZLUK
- ...
- MARULCUK
-
-
[isim]
Çöpleme
-
[isim]
Çöpleme
- MARULCU
-
-
[isim]
Marul yetiştiren veya satan kimse
-
[isim]
Marul yetiştiren veya satan kimse
- TEMARUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kendini hasta gibi gösterme
-
[isim]
Kendini hasta gibi gösterme
- MARUZAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mevki, makam veya yaş bakımından büyük birine sunulan, bildirilen dilek veya bilgi, sunuş
- "Size maruzatım var."
-
[isim]
Mevki, makam veya yaş bakımından büyük birine sunulan, bildirilen dilek veya bilgi, sunuş
- MARUNİ
- ...
- MARUL
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Birleşikgillerden, geniş ve uzun olan yeşil yaprakları taze olarak yenilen bir bitki (Lactuca sativa)
-
[isim]
Birleşikgillerden, geniş ve uzun olan yeşil yaprakları taze olarak yenilen bir bitki (Lactuca sativa)
- MARUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir olayın, bir durumun etkisinde veya karşısında bulunan
- "Herkes, her an müthiş bir tehlikeye maruzdur." (Peyami Safa)
- "Türk Cumhuriyeti varlığını, istikbalini safsatalarla tehlikeye maruz bırakamaz." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Taraf taraf işgallere, istilalara maruz kaldık." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Arz edilen, sunulan, verilen
-
[sıfat]
Bir olayın, bir durumun etkisinde veya karşısında bulunan
- MARUF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Herkesçe bilinen, tanınan, belli, sanlı
- "Her kapısından çıplak bir baldır uzanan maruf mahalle burnumuzun dibinde değil." (Haldun Taner)
-
Dinî bakımdan uygun görülen, beğenilen, buyrulan
-
[sıfat]
Herkesçe bilinen, tanınan, belli, sanlı