İçinde man olan 5 harfli 37 kelime var. İçerisinde MAN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında man olan kelimeler listesine ya da Sonu man ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A M N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

NAM

2 Harfli Kelimeler

AM, AN, MA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

MANTİ

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Gemi serenlerini direklere asılı tutan halat ve makara

İDMAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Vücudun gücünü artırmak için yapılan alıştırma
    • "Evinden yalnız idman yapmak için çıktığına eminim." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Bir spor dalında yapılan alıştırma, hazırlık çalışması, alıştırma, çalışım, egzersiz, antrenman
  3. Herhangi bir duruma veya şeye alışkanlık kazanma
    • "İçkide Tosun Ağa kadar değilse de hemen ona yakın idmanı vardı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

MANEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Kişinin iç dünyası yönünden, manevi bakımdan, maddeten karşıtı
    • "Milletini maddeten ve manen yükseltmek istemeyen adam nasıl samimi Türkçü olabilir." (Orhan Seyfi Orhon)

ORMAN

  1. [isim] Ağaçlarla örtülü geniş alan
    • "Bitmez tükenmez bir orman, bir çalılık içinde gidiyorduk." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Bu ağaçların bütünü

ZAMAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit
    • "Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım." (Ömer Seyfettin)
    • "Nihayet yalnız kaldığım bir zamanı avlayarak yanıma yaklaşıyor." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Kaybolmuş şeyleri bulurum ama sen zamanı geçirmişsin, saatini bulamadım." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  2. Bu sürenin belirli bir parçası, vakit
    • "Efendiler, az söylemek çok yapmak zamanı gelmiştir." (Atilla İlhan)
  3. Belirlenmiş olan an
  4. Çağ, mevsim
    • "Gül zamanı. Çocukluk zamanı."
  5. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit
  6. Dönem, devir
    • "Eski müdür zamanında hayli şımarmış olan bu miskin ve ukala herifi sepetledi." (Haldun Taner)
  7. Bir süre ile ilgili durum ve şartlar
    • "Sigarasını efkârlı olduğu zamanlar yaptığı gibi sık nefeslerle çabuk çabuk içiyordu." (Haldun Taner)
  8. Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram
  9. Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı
    • "Geldi, gelmiş, geliyor, gelecek, gelir."
  10. Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri

MANÇU
...
MANTI

  1. [isim] İçine kıyma konularak küçük bohçalar biçiminde dürülen hamur parçaları
  2. Bu hamur parçalarıyla hazırlanan yemek

DUMAN

  1. [isim] Bir maddenin yanması ile çıkan ve içinde katı zerrelerle buğu bulunan kara veya esmer renkli gaz
    • "Emin ol ki her sigara yakışta / Daha duman tüter tütmez ordayım." (Bekir Sıtkı Erdoğan)
    • "Ama yerine göre karşısına dikilenlere de duman attırır." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Ortalığı duman görür, duman etmek isterdi." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Havalanan tozların veya sisin oluşturduğu bulanıklık
    • "Köyünün üstüne boz bir duman çökmüştü." (Yahya Kemal)
    • "Sonra sen gazetende istediğin gibi ver dumanı." (Atilla İlhan)
    • "Anadolu notları arasına bugün dumanı üstünde bir Rumeli notu sıkıştırıyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Adamın kafasını katiyen aydınlatmamalı, karıştırmalı ve dumana boğmalısınız." (Halide Edip Adıvar)
  3. Kötü, yaman
    • "İşimiz duman. Hâlimiz duman."
  4. Esrar

AMMAN
...
ŞAMAN
...
CEMAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [zarf] Toplayarak, toplam olarak, hepsini içine alarak

ROMAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] İnsanın veya çevrenin karakterlerini, göreneklerini inceleyen, serüvenlerini anlatan, duygu ve tutkularını çözümleyen, kurmaca veya gerçek olaylara dayanan uzun edebî tür
    • "Hikâyem tıpkı hayalî, hissî bir roman kadar gariptir diye başladı." (Ömer Seyfettin)
  2. Bu türde yazılmış eser

KEMAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Dört telli, çenenin altına dayayarak çalınan yaylı saz
    • "Açık sarı saçlı, zayıf bir kadın keman çalıyordu." (Ömer Seyfettin)
  2. Yay

TUMAN

  1. [isim] Don, şalvar

ALMAN
...
LİMAN

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Gemilerin barınmalarına, yük alıp boşaltmalarına, yolcu indirip bindirmelerine yarayan doğal veya yapay sığınak
    • "On beş gün sonra, geldiği gibi büyük törenle limanımızdan ayrıldı." (Haldun Taner)

MANTO

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kadın paltosu
    • "Kürklü, zarif ve epeyce pahalı bir mantoya büründüğü için kadının yüzü görünmüyordu." (Aka Gündüz)

SEMAN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Diş köklerini kaplayan sert madde
  2. Bir metalle temas durumunda ısıtılan ve yüksek sıcaklıkta ayrışarak taşıdığı elementlerden bir veya birçoğunu o metalin yüzeyine yayan madde

MANCA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Yiyecek
  2. Kedi, köpek yiyeceği

YAMAN

  1. [sıfat] Güç, etki veya beceri bakımından alışılmışın üzerinde olan (kimse)
    • "Sen yaman bir inkılapçı olacaksın Yıldız." (Aka Gündüz)
  2. Kötü, korkulan (kimse)
  3. Alışılmadık, olağanın dışında
    • "Köhne çatısı yaman bir gürültü ile birdenbire sarsıldı." (Ercüment Ekrem Talu)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü