İçinde man olan 5 harfli 37 kelime var. İçerisinde MAN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında man olan kelimeler listesine ya da Sonu man ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A M N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
NAM
2 Harfli Kelimeler
AM, AN, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MANGO
-
Kelime Kökeni : Portekizce
-
[isim]
Hint kirazı
-
[isim]
Hint kirazı
- AZMAN
-
-
[sıfat]
Aşırı gelişmiş
- "Adam azmanı."
-
Azma
- "Kurt azmanı bir köpek."
-
[isim]
Kerestelik tomruk
-
[sıfat]
Aşırı gelişmiş
- GÜMAN
- ...
- MANAV
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Meyve ve sebze satan yer
- "Manav, kasap dükkânlarında alışveriş etmek için sıra beklerken görürdüm." (Necati Cumalı)
-
Meyve ve sebze satan kimse
-
[isim]
Meyve ve sebze satan yer
- AMMAN
- ...
- MANGA
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
On kişilik asker birliği
- "Ormanın kıyısından dönen yoldan, neredeyse bir manga silahlı adam çıktı." (Necati Cumalı)
-
Savaş gemilerinde deniz erlerinin yattığı koğuş
-
[isim]
On kişilik asker birliği
- MANDA
-
-
[isim]
Geviş getirenlerden, derisinin rengi siyaha yakın, uzun seyrek kıllı bir hayvan, su sığırı, camız, kömüş (Buffelus)
-
[isim]
Geviş getirenlerden, derisinin rengi siyaha yakın, uzun seyrek kıllı bir hayvan, su sığırı, camız, kömüş (Buffelus)
- MANTO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kadın paltosu
- "Kürklü, zarif ve epeyce pahalı bir mantoya büründüğü için kadının yüzü görünmüyordu." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Kadın paltosu
- ZAMAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit
- "Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım." (Ömer Seyfettin)
- "Nihayet yalnız kaldığım bir zamanı avlayarak yanıma yaklaşıyor." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Kaybolmuş şeyleri bulurum ama sen zamanı geçirmişsin, saatini bulamadım." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Bu sürenin belirli bir parçası, vakit
- "Efendiler, az söylemek çok yapmak zamanı gelmiştir." (Atilla İlhan)
-
Belirlenmiş olan an
-
Çağ, mevsim
- "Gül zamanı. Çocukluk zamanı."
-
Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit
-
Dönem, devir
- "Eski müdür zamanında hayli şımarmış olan bu miskin ve ukala herifi sepetledi." (Haldun Taner)
-
Bir süre ile ilgili durum ve şartlar
- "Sigarasını efkârlı olduğu zamanlar yaptığı gibi sık nefeslerle çabuk çabuk içiyordu." (Haldun Taner)
-
Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram
-
Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı
- "Geldi, gelmiş, geliyor, gelecek, gelir."
-
Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri
-
[isim]
Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit
- AKMAN
-
-
[sıfat]
Bozulmamış, saf, temiz
-
[sıfat]
Bozulmamış, saf, temiz
- LİMAN
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Gemilerin barınmalarına, yük alıp boşaltmalarına, yolcu indirip bindirmelerine yarayan doğal veya yapay sığınak
- "On beş gün sonra, geldiği gibi büyük törenle limanımızdan ayrıldı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Gemilerin barınmalarına, yük alıp boşaltmalarına, yolcu indirip bindirmelerine yarayan doğal veya yapay sığınak
- CEMAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Toplayarak, toplam olarak, hepsini içine alarak
-
[zarf]
Toplayarak, toplam olarak, hepsini içine alarak
- TUMAN
-
-
[isim]
Don, şalvar
-
[isim]
Don, şalvar
- MANİA
- ...
- MANÇU
- ...
- ŞAMAN
- ...
- MANTİ
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Gemi serenlerini direklere asılı tutan halat ve makara
-
[isim]
Gemi serenlerini direklere asılı tutan halat ve makara
- ALMAN
- ...
- KEMAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Dört telli, çenenin altına dayayarak çalınan yaylı saz
- "Açık sarı saçlı, zayıf bir kadın keman çalıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
Yay
-
[isim]
Dört telli, çenenin altına dayayarak çalınan yaylı saz
- İDMAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Vücudun gücünü artırmak için yapılan alıştırma
- "Evinden yalnız idman yapmak için çıktığına eminim." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir spor dalında yapılan alıştırma, hazırlık çalışması, alıştırma, çalışım, egzersiz, antrenman
-
Herhangi bir duruma veya şeye alışkanlık kazanma
- "İçkide Tosun Ağa kadar değilse de hemen ona yakın idmanı vardı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Vücudun gücünü artırmak için yapılan alıştırma