İçinde mak olan 8 harfli 610 kelime var. İçerisinde MAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında mak olan kelimeler listesine ya da Sonu mak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAM
2 Harfli Kelimeler
AK, AM, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KUMLAMAK
-
-
[-i]
Kumla kaplamak veya kum dökmek
-
[-i]
Kumla kaplamak veya kum dökmek
- HAMLAMAK
-
-
[nsz]
Uzun zaman idman yapmamak, hareket etmemek yüzünden gücünü veya çevikliğini yitirmek
- "Dükkânda otura otura şişmiş, hamlamış, etleri yumuşamış." (Memduh Şevket Esendal)
-
[nsz]
Uzun zaman idman yapmamak, hareket etmemek yüzünden gücünü veya çevikliğini yitirmek
- KAVLAMAK
-
-
[nsz]
Kabarıp dökülmek, soyulmak
-
[nsz]
Kabarıp dökülmek, soyulmak
- SOĞUTMAK
-
-
[-i]
Soğumasını sağlamak, soğumasına sebep olmak
- "Suyu soğutmak."
-
[-den]
Herhangi bir durum, kişi, olay; birine, bir yere veya bir şeye karşı duyulan sevgi ve ilginin yok olmasına yol açmak
- "Fakat kız kardeşiyle annesinin iki ay ara ile ölmesi onu birdenbire İstanbul'dan soğutmuştu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Soğumasını sağlamak, soğumasına sebep olmak
- TADILMAK
- ...
- COZUTMAK
- ...
- MAKARALI
-
-
[sıfat]
Makarası olan, makara ile çalışan
-
[sıfat]
Makarası olan, makara ile çalışan
- TAŞINMAK
-
-
[nsz]
Taşıma işi yapılmak
-
[-e]
Başka bir yere gitmek, göçmek
- "Evi gezdim pek beğendim, ne yapıp yapıp oraya taşınmalıyız." (Peyami Safa)
-
[-e]
Bir yere sık sık gitmek
- "Bir ay mahkemeye taşındı."
-
[nsz]
Taşıma işi yapılmak
- YANAŞMAK
-
-
[-e]
Bir şeyin, bir kimsenin yanına gelmek
- "Usulca avluya indim, rafa doğru yanaştım." (Falih Rıfkı Atay)
-
Vapur, kayık vb. kıyıya varmak
- "Günün birinde kocaman bir motor Santa Maria'ya yanaştı, içinden çıkan bir subay muhafızlarla uzun uzun görüştü." (Refik Halit Karay)
-
Karışmak, ilgilenmek, istek göstermek
- "Ali Mehmet Bey, cihetlere yanaşacak kimselerden değildir." (Sermet Muhtar Alus)
-
[nsz]
İlişki kurmak
- "Vahşi ve utangaç olduğu için pek yanaşmaz." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-e]
Bir şeyin, bir kimsenin yanına gelmek
- AĞLANMAK
-
-
[nsz]
Ağlama işi yapılmak
- "Atatürk'ün arkasından çok ağlandı."
-
[nsz]
Ağlama işi yapılmak
- SONLAMAK
-
-
[-i]
Bitirmek, sonuçlandırmak, sona erdirmek, noktalamak
-
[-i]
Bitirmek, sonuçlandırmak, sona erdirmek, noktalamak
- UÇLANMAK
-
-
[nsz]
Uçlu duruma gelmek
-
Vermek
- "Tıngırın varsa uçlan, dedi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Uçlu duruma gelmek
- YAĞLAMAK
-
-
[-i]
Yağ sürmek
-
Sürtünen iki yüzey arasına, kaymayı kolaylaştırmak için yağlı bir madde sürmek
-
Dalkavukça övmek, yağ çekmek
-
[-i]
Yağ sürmek
- APARTMAK
-
-
[-i]
Aparma işini yaptırmak
-
[-i]
Aparma işini yaptırmak
- SAVAŞMAK
-
-
[nsz]
Ordu ölçüsünde iki silahlı kuvvet karşı karşıya gelip çarpışmak, vuruşmak, muharebe etmek
-
Bir şeyi ortadan kaldırmak, yok etmek amacıyla mücadeleye girişmek
- "Azmi'yi bizimle beraber gelmeye pek güçlükle razı edebilmişizdir. Hatta bir kere de gazinonun kapısında bizden kaçmaya savaşmıştır." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[nsz]
Ordu ölçüsünde iki silahlı kuvvet karşı karşıya gelip çarpışmak, vuruşmak, muharebe etmek
- SIZIRMAK
-
-
[-i]
Sızdırmak, süzmek
-
[-i]
Sızdırmak, süzmek
- BAKIŞMAK
-
-
[nsz]
İki veya daha çok kimse birbirine bakmak
- "Ev halkı birbirlerine bakışıyorlar, söyleyecek söz bulamıyorlar." (Sermet Muhtar Alus)
-
Kaçamak ve gizli olarak birbirine bakmak
- "Eniştemle mürebbiyenin birbirine nasıl bakıştıklarına hiç dikkat ettin mi?" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[nsz]
İki veya daha çok kimse birbirine bakmak
- KINANMAK
-
-
[nsz]
Kınama işi yapılmak
-
[nsz]
Kınama işi yapılmak
- OVDURMAK
-
-
[-i]
Ovma işini yaptırmak
- "Başdoktor birkaç günden beri genç bir hasta bakıcı kızı odasına alarak ayaklarını ovduruyormuş." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Ovma işini yaptırmak
- PAHLAMAK
-
-
[-i]
Bir parçanın keskin kenarını keserek pah durumuna getirmek, keskinliğini gidermek
-
[-i]
Bir parçanın keskin kenarını keserek pah durumuna getirmek, keskinliğini gidermek