İçinde mak olan 8 harfli 610 kelime var. İçerisinde MAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında mak olan kelimeler listesine ya da Sonu mak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A K M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

KAM

2 Harfli Kelimeler

AK, AM, MA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

BOŞLAMAK

  1. [-i] Bırakmak
  2. İlgi göstermemek, ihmal etmek
    • "Sanayileşme furyası, tüketim yarışı içinde gözünü ihtiras bürüyen insan doğayı boşladı." (Haldun Taner)

HOHLAMAK

  1. [-e] Ağzını yaklaştırıp soluğunu bir şeyin üzerine hızla vermek

KAVURMAK

  1. [-i] Bir şeyi bir kabın içinde su katmadan kızartarak pişirmek
    • "Madenden bir kap içine bunları koyup kavuracağız." (Salâh Birsel)
  2. Rüzgâr, soğuk, sıcak vb. kurutmak, yakmak
    • "Rüzgâr ekinleri kavurdu."
  3. Çok üzmek, yakmak, mahvetmek
    • "Memleketi kavuran kıtlık buranın semtine uğramamıştır." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

KISILMAK

  1. [nsz] Hacmi, niceliği, gücü azalmak
    • "Sesi kısıldı."
    • "Nablusluların rengi, asılmış adamların rengine döndü, dudakları kısıldı." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Göz kapağı hafifçe kapanmak
  3. Kaçıp kurtulma yolu kalmamak
    • "Kapana kısıldı."

SIZLAMAK

  1. [nsz] Hafifçe ağrımak
    • "Kafa kemiklerine varıncaya kadar her yanı sızlıyordu." (Necati Cumalı)
  2. Yakınmak
    • "Ağladı, sızladı."

BOZULMAK

  1. [nsz] Bozma işine konu olmak
    • "Pazarlık bozulur, nişan bozulur, makine bozulur, mal bozulur." (Burhan Felek)
  2. Yiyecek kokmak, yenilemeyecek duruma gelmek, ekşimek
    • "Et bozulmuş."
  3. Dağılmak, bozguna uğramak
    • "Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez'den geçiyordu." (Ömer Seyfettin)
  4. Taşıt arızalanmak
  5. İyi ve değerli niteliğini yitirmek
  6. Bir şeye kızmak, içerlemek
    • "Karısının bu ikinci ihtarı ile biraz bozulan adam salıncaktan atladı." (Osman Cemal Kaygılı)
  7. Sağlığını yitirip zayıflamak

SIRLAMAK

  1. [-i] Bazı nesnelere, toprak kaplara sır (I) sürmek

TURLAMAK

  1. [nsz] Tur atmak, dolaşmak, dönüp durmak, turalamak
    • "Futbolcular Kuşadası'nda turluyor! Sabah otuz tur atan oyuncular öğleden sonra da teknik ve taktik çalıştı."

KIRINMAK

  1. [nsz] Yürürken salınmak
  2. Oynamak, raksetmek

KODLAMAK

  1. [-i] Harflemek

KORUNMAK

  1. [nsz] Kendini korumak, sığınmak, sakınmak
  2. Koruma işine konu olmak

ŞAŞIRMAK

  1. [-i] Bir işe nasıl başlayıp o işi nasıl sürdüreceğini ve nasıl sonuçlandıracağını bilemeyecek duruma gelmek, içinden çıkamamak
    • "Söyleyeceğini şaşırmak."
    • "Hasta adamı da evden çıkarıp atmak olmaz, ne yapacağını şaşırmış kalmış." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [nsz] Doğru, gerçek ve gerekli olanı ayırt edemeyecek duruma gelmek
    • "Hastasını muayene ederken başında bulundular mı hele söz söylediler mi eli ayağı dolaşır, ya kalbi bulamaz ya nabzı şaşırır." (Atilla İlhan)
  3. [nsz] Ne yapmak gerektiğini bilememek, nasıl davranacağını kestirememek, hayret etmek
    • "... o kadar bağırırdı ki nihayet herif sersem olur, şaşırır, istediğini verirdi." (Memduh Şevket Esendal)

YUMULMAK

  1. [nsz] Kapanmak, örtülmek
  2. [-e] Kendini bir işe istekle vermek, girişmek, saldırmak, atılmak
  3. Kısılmak, örtülür gibi olmak

HIRLAMAK

  1. [nsz] Hırıltıyla ses çıkarmak
  2. Köpek, saldırmadan önce hırıltıyla ses çıkarmak
    • "Köpek gözlerinin akını çıkararak yan yan baktıktan sonra pes perdeden hırladı." (Burhan Felek)
  3. Kızgınlıkla ters konuşmak

KOLLAMAK

  1. [-i] Olmasını, ortaya çıkmasını beklemek, gözetmek
    • "Kocamı kıskanıyor, aradan atmak için vesileler kolluyormuş." (Sermet Muhtar Alus)
  2. Göz önünde tutmak, gözlemek
    • "Daima biraz kollayan, bir tilki gibi tetikte ve hamarat görünürdü." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  3. Korumak, gözetmek
    • "O güne kadar ona iyi bak, değerini bil, onu kolla, demişti." (Nezihe Araz)

YARIŞMAK

  1. [nsz] Üstünlük kazanmak amacıyla bir yarışmaya katılmak
  2. Bir yarışmada başkalarından üstün olmak için çaba göstermek
  3. Başkalarından üstün olmaya çalışmak, rekabet etmek

DANIŞMAK

  1. [-i] Bir iş için bilgi veya yol sormak, görüş almak, istişare etmek, müracaat etmek, meşveret etmek
    • "Doktor, bugün size ben asıl başka mesele danışmak için geldim." (Halide Edip Adıvar)

SUSATMAK

  1. [-i] Susamasına yol açmak, susuz bırakmak
  2. Zorluk, güçlük çıkarmak

ŞAŞILMAK

  1. [nsz] Şaşkınlığa uğranılmak
    • "Cidden şaşılacak şeyler yapıyor." (Abdülhak Şinasi Hisar)

SUNULMAK

  1. [-e] Sunma işine konu olmak veya sunma işi yapılmak

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü