İçinde mak olan 7 harfli 201 kelime var. İçerisinde MAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında mak olan kelimeler listesine ya da Sonu mak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A K M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

KAM

2 Harfli Kelimeler

AK, AM, MA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ONULMAK

  1. [-den] Onma işine konu olmak
    • "Bu dertten kolay kolay onulmaz."

MAKADAM

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yolların kaplanması için genellikle 4-7 cm arasında parçalara bölünmüş taş
  2. Kırılmış taş döşenip silindir geçirilerek yapılan yol

OVULMAK

  1. [nsz] Ovma işine konu olmak
    • "Tavanlar bir sabunla ovulmaktan parıl parıl parlıyor." (Ömer Seyfettin)

SORUMAK

  1. [-i] Emmek

TUTAMAK

  1. [isim] Tutamaç
    • "Viraj tutamağı."
  2. Tutunacak, dayanacak, güvenecek şey

BOYAMAK

  1. [-i] Boya sürerek veya boyaya batırarak renk vermek
    • "Rastıkla, yanağındaki beni de boyadı."
  2. Ağır söz söylemek, aşağılamak

KALKMAK

  1. [nsz] Gitmek üzere yerinden ayrılmak
    • "Niye kalktınız, biraz daha otursaydınız."
  2. [-den] Oturma durumundan dik duruma gelmek, doğrulmak
    • "Annem yerinden kalktı, yanıma geldi, bir kolunu uzatarak omzuna doladı." (Halit Ziya Uşaklıgil)
  3. [-den] Uyanarak yataktan ayrılmak
    • "İstemeye istemeye, altüst olmuş yataktan kalktım." (Ömer Seyfettin)
  4. Yukarı doğru yükselmek
    • "Terazinin bir gözü inince öbürü kalkar."
  5. Taşıtlar yola çıkmak
    • "Tren saat onda kalktı."
  6. [-den] Uçmak, havalanmak
    • "Uçak pistten kalktı."
  7. Yerinden ayrılıp yol almaya başlamak
    • "Çıkın arabaya, kalkacak şimdi, kalacaksınız buracıkta!" (Osman Cemal Kaygılı)
  8. [-e] Hayvan iki art ayağı üzerinde dik durum almak
    • "At, art ayakları üzerine kalktı."
  9. Kabarmak, ayrılmak
    • "Masanın kaplaması kalktı."
  10. Derlenip götürülmek
    • "Ne zaman kalkacağını, nereye gömüleceğini bilmek, bildirmek mümkün değil." (Memduh Şevket Esendal)
  11. Hasta iyileşerek gezecek duruma gelmek
    • "Hasta bir haftaya kadar kalkar."
  12. Varlığı, hayatı son bulmak
    • "Halifelik kalktı."
  13. [-den] Yok olmak, artık bulunmamak
    • "Ortalıktan kar kalkınca..."
  14. [-e] Girişmek, başlamak, davranmak, yeltenmek
    • "Gözlüklerini takmadan okumaya kalktı." (Necati Cumalı)
  15. Geçerli olmamak, geçerliğini yitirmek, geçmez olmak
    • "Yasanın bu maddesi kalktı."
  16. Uygulanmaz olmak
    • "Sıkıyönetim kalktı."
  17. Güncelliğini yitirmek
    • "Bu âdet çoktan kalktı."
  18. [-e] Bir durumdan başka bir duruma geçmek
    • "Dörtnala kalkmak."
    • "Tırısa kalkmak."
  19. [-den] Başka yere gitmek, taşınmak
    • "O yıl, çok geçmeden piyade taburu bizim ilçeden başka ilçeye kalktı." (Necati Cumalı)
  20. [-e] Ayakta beklemek
    • "Mektepte cezaya kalkmış gibi duruyorsun." (Falih Rıfkı Atay)

POMAKÇA
...
ATIŞMAK

  1. Ağız kavgası etmek
  2. [nsz] Kendisine dargın olan bir kimseye barışıkmış gibi söz söylemek
    • "Nafile atışma, ben seninle barışmam."
  3. Saz şairleri, belli bir ayak üzerine karşılıklı deyiş söylemek

DOKUMAK

  1. [-i] Tezgâhta ipliği, çözgü ve atkı durumunda kullanarak kumaş yapmak
    • "Bir tezgâhta tülbent dokuyan narin bir kıza âşık oldum." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. En ince noktalarına kadar özen göstererek, emek vererek ortaya çıkarmak
  3. Ağacın yemişlerini sırıkla vurarak indirmek

TIKAMAK

  1. [-e] Bir şeyin ağzını, deliğini, içine konulan veya dışarıdan uygulanan bir nesneyle kapamak
    • "Camına vurdular, açtı, Ahmet kızın ağzına bir mendil tıkadı." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. [-i] Yol, su, geçit vb. şeyleri bir engelle işlemez, akmaz, geçilmez duruma getirmek

ILGAMAK

  1. [-i] Atı dörtnala sürmek

MADIMAK

Kelime Kökeni : Ermenice

  1. [isim] İlkbaharda kırlarda yetişen, ufak yeşil yapraklı, ıspanak gibi pişirilip yenilen bir bitki

AŞINMAK

  1. [nsz] Birbirine sürtünerek incelmek
  2. Eskimek, yıpranmak
  3. Çıkıntıları silinmek, düzleşmek

USANMAK

  1. [-den] Tekrarlanması, uzun sürmesi dolayısıyla bir şeyden hoşlanmaz veya sıkılır duruma gelmek, bıkmak, bezmek
    • "Bir iskele kuşu gibi bir aşağı bir yukarı dolaşmaktan da usandım." (Ercüment Ekrem Talu)

SANÇMAK

  1. [-i] Saplanmak, batmak

AĞARMAK

  1. [nsz] Beyazlaşmak
    • "Sakalı ağardı fakat gönlü kocamadı." (Nabizade Nazım)
  2. Rengi solmak
  3. Şafak sökmek
    • "Bir gün ortalık ağarmadan Kadıköy'den vapura bindim." (Nurullah ataç)

ISLAMAK

  1. [-i] Islatmak
    • "Su kenarında davulcu mendilini ıslayarak tıraşlı kafasına yapıştırdı." (Sait Faik Abasıyanık)

KARIMAK

  1. [nsz] Yaşlanmak, kocamak, ihtiyarlamak

YAŞAMAK

  1. [nsz] Canlılığını, hayatını sürdürmek
    • "Hiçbir şey yaşarken daha önemli değildir." (Atilla İlhan)
  2. Sağ olmak
    • "Deden yaşıyor mu?"
  3. Varlığını sürdürmek
    • "Balıklar suda yaşar."
  4. Oturmak, eğleşmek
    • "Köyde yaşamak. Şehirde yaşamak."
  5. Geçinmek
    • "Bu kazançla yaşamak kolay değil."
  6. Herhangi bir durumda bulunmak veya olmak
    • "Bekâr yaşamak. Tek başına yaşamak."
  7. Görüp geçirmek, başından geçmek
    • "Balkan Savaşı'nın bütün acılarını yaşamış bir ailenin kızıydı." (Necati Cumalı)
  8. Sürmek, devam etmek
    • "Onun anısı hep yaşayacak."
  9. Varlıklı, endişesiz, hoş vakit geçirmek, keyif sürmek
    • "Tek başına manevra yapan bir lokomotif rahatlığı ile hayatını yaşıyor." (Haldun Taner)
  10. Keyfi yerine gelmek, mutlu olmak, işleri yolunda olmak
    • "Bu iş olursa yaşadık."
  11. Bir durumu yaşar gibi olmak, bir durumla özdeşleşmek, duymak, hissetmek
    • "Sen genç gibi yaşar, ihtiyar gibi ölürsün." (Ömer Seyfettin)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü