İçinde mak olan 10 harfli 862 kelime var. İçerisinde MAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında mak olan kelimeler listesine ya da Sonu mak ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A K M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
KAM
2 Harfli Kelimeler
AK, AM, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇIKILANMAK
-
-
[nsz]
Çıkılama işi yapılmak
-
[nsz]
Çıkılama işi yapılmak
- OLUMLANMAK
- ...
- SAPTIRTMAK
- ...
- YAZDIRTMAK
- ...
- BUĞULANMAK
-
-
[nsz]
Üzerinde buğu oluşmak, buğu ile kaplanmak
- "Cigara dumanı, solukların sıcaklığı ile kahvelerin camları iyice buğulanmıştı." (Necati Cumalı)
-
[nsz]
Üzerinde buğu oluşmak, buğu ile kaplanmak
- MALTLANMAK
-
-
[nsz]
Malt ile işlem görmek, içine malt katılmak
-
[nsz]
Malt ile işlem görmek, içine malt katılmak
- ZIRHLANMAK
-
-
[nsz]
Zırh giymek
-
Zırh kuşatılmak
-
[nsz]
Zırh giymek
- BULGULAMAK
-
-
[-i]
Yeni olayları ve bilgileri bulmak
-
[-i]
Yeni olayları ve bilgileri bulmak
- KULAÇLAMAK
-
-
[-i]
Kaç kulaç olduğunu ölçmek
- "Kuyuyu kulaçlamak."
-
[nsz]
Kulaç atarak yüzmek
-
[-i]
Kaç kulaç olduğunu ölçmek
- MAKROSEFAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Başı anormal derecede büyük olan (kimse)
-
[sıfat]
Başı anormal derecede büyük olan (kimse)
- ONAYLATMAK
-
-
[-i]
Onaylama işini birine yaptırmak, tasdik ettirmek
- "Hele kendimizi güçlü sanıyorsak niyetimiz parlak fikirlerimizi karşımızdakilere onaylatmaktır." (Kemal Tahir)
-
[-i]
Onaylama işini birine yaptırmak, tasdik ettirmek
- SANRILAMAK
-
-
[-i]
Gerçekte olmayan bir şeyin var olduğunu, görüldüğünü, duyulduğunu sanmak
-
[-i]
Gerçekte olmayan bir şeyin var olduğunu, görüldüğünü, duyulduğunu sanmak
- GICIKLAMAK
-
-
[-i]
Gıcık oluşturmak, kaşındırmak
-
Kuşkulandırmak
-
Cinsel istek uyandırmak
- "Git de gözü onda gör, adamın yüreğini gıcıklıyor." (Refik Halit Karay)
-
[-i]
Gıcık oluşturmak, kaşındırmak
- GIDAKLAMAK
-
-
[nsz]
Tavuk kesik kesik bağırmak
-
[nsz]
Tavuk kesik kesik bağırmak
- İSPATLAMAK
-
-
[-i]
Kanıtlamak
-
Tanıtlamak
-
[-i]
Kanıtlamak
- KIRIKLAMAK
-
-
[-i]
Kırık duruma getirmek, ufalamak
-
[-i]
Kırık duruma getirmek, ufalamak
- KUCAKLAMAK
-
-
[-i]
Kollarla sarıp göğüs üzerine bastırmak
- "Onlar, daha fazlasını yaparak sessizce birbirlerini kucakladılar." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Kucağına almak, kucağında taşımak
-
İçine almak veya çepeçevre sarmak, kuşatmak
- "Şaşılacak kadar tatlı, sevimli, nazik eli, elimi kucakladı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[-i]
Kollarla sarıp göğüs üzerine bastırmak
- KUZULAŞMAK
-
-
[nsz]
Kuzu gibi uysal ve zararsız duruma gelmek
-
[nsz]
Kuzu gibi uysal ve zararsız duruma gelmek
- SAKINILMAK
-
-
[nsz]
Sakınma işine konu olmak
-
[nsz]
Sakınma işine konu olmak
- AVUÇLATMAK
- ...