İçinde mah olan 6 harfli 36 kelime var. İçerisinde MAH bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında mah olan kelimeler listesine ya da Sonu mah ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A H M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
HAM, MAH
2 Harfli Kelimeler
AH, AM, HA, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MAHCUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Kısıtlı
-
[sıfat]
Kısıtlı
- MAHLUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hallolmuş, çözülmüş, dağılmış
-
Mirasçısı olmayan bir kimseden hükûmete kalan (mülk)
-
[isim]
Eriyik
-
[sıfat]
Hallolmuş, çözülmüş, dağılmış
- MAHREK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yörünge
-
[isim]
Yörünge
- MAHZUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sakınca
- "Ne gibi mahzurlar doğurabileceğini görmemezlikten gelmek mümkün değildi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Engel
-
[isim]
Sakınca
- MAHMUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yüklü, dolu
- "Telgraf hatları ziyadesiyle mahmul, çektikleri telgrafı babasıyla annesi bakalım alabilecekler mi?" (Atilla İlhan)
- "Asıl şair, dilinin bütün imkânlarını, zenginliklerini bilen, hudutsuz bir sevgi, sonsuz bir hırs ve şehvetle mahmul olan kimsedir." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Yükletilmiş
-
[isim]
Yüklem
-
[sıfat]
Yüklü, dolu
- MAHZEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yapılarda yer altı deposu
- "Bakanlığın bu değerli birikimini tozlu mahzenlerden çıkarıp hiç değilse bir defa okumasını rica ederim." (Haldun Taner)
-
[isim]
Yapılarda yer altı deposu
- MAHFİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Toplantı yeri
-
Toplanmış kimseler
-
Camilerde parmaklıkla ayrılmış yüksek yer
-
[isim]
Toplantı yeri
- MAHZUN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Üzgün
- "Kızlar mahzun bir sessizlik içinde parça parça dökülüyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Harap mezarlığın öyle bir hâli vardır ki insanı ister istemez mahzun eder." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Üzgün
- MAHSUS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Özgü
- "Her sanata mahsus aletler vardır. Bize de böyle bir şeyler lazım..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Biri veya bir şey için ayrılmış, münhasır
- "Vatan bizim kılıcımızın ekmeğidir. Daima kendimize mahsus, kendimize münhasır biliriz." (Namık Kemal)
-
Özel
- "Kayseri'nin sayın valisine mahsus selam ederim." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
[zarf]
Özellikle
- "Buraya, mahsus bunun için geldim."
-
[zarf]
Bilerek, isteyerek, kasten
- "... kapıyı mahsus açık bırakmıştı." (Atilla İlhan)
-
[zarf]
Şaka olarak, şakadan
- "Mahsus söylüyor, inanmayın."
-
[sıfat]
Özgü
- MAHCUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hacizli
-
[sıfat]
Hacizli
- MAHBES
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cezaevi
-
[isim]
Cezaevi
- MAHKUK
- ...
- MAHMUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sarhoşluğun sebep olduğu sersemlik içinde olan
-
Uykudan sonra üzerinde sersemlik, ağırlık bulunan
-
Süzgün, dalgın bakışlı (göz)
-
[sıfat]
Sarhoşluğun sebep olduğu sersemlik içinde olan
- MAHŞER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kıyamet günü dirilenlerin toplanacaklarına inanılan yer
-
Büyük kalabalık
- "Yangın yeri bir mahşer." (Haldun Taner)
-
[isim]
Kıyamet günü dirilenlerin toplanacaklarına inanılan yer
- MAHLEP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gülgillerden, 6-10 m yüksekliğinde bir ağaç, kokulu kiraz, İdris ağacı (Prunus mahaleb)
-
Bu ağacın bahar olarak kullanılan, nohut büyüklüğündeki yemişi
-
[isim]
Gülgillerden, 6-10 m yüksekliğinde bir ağaç, kokulu kiraz, İdris ağacı (Prunus mahaleb)
- MAHMUZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çizmenin, potinin arkasına takılan ve binek hayvanlarını dürtüp hızlandırmaya yarayan demir veya çelik parça
- "Konağın içinde kılıç ve mahmuz şakırtıları duyuldu." (Aka Gündüz)
-
Tavukgillerin ve bazı kuşların ayakları ardında bulunan, boynuz yapısındaki sivri uzantı
-
Köprü ayaklarında, basıncı azaltmak için suyun geldiği ve gittiği yanlardaki çıkıntı
-
Eski tür savaş gemilerinde su kesimi altında, ileriye doğru uzanan, karşısındaki gemiyi batırabilen uzantı
-
[isim]
Çizmenin, potinin arkasına takılan ve binek hayvanlarını dürtüp hızlandırmaya yarayan demir veya çelik parça
- MAHREÇ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çıkış yeri, çıkak
-
Boğumlanma noktası
-
Payda
-
[isim]
Çıkış yeri, çıkak
- MAHSUP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Hesap edilmiş, hesaba geçirilmiş
-
[sıfat]
Hesap edilmiş, hesaba geçirilmiş
- MAHCUP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Utangaç, sıkılgan
- "Kenara mahcup bir çocuk gibi büzüldü." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Her yazdığımı tutan hocayı mahcup çıkarmamak için yazdıklarımı daha ciddi bir öz eleştiri eleğinden geçirir olmuştum." (Haldun Taner)
- "Bu tekdir karşısında mahcup kalmak şöyle dursun, geniş geniş güldü." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[sıfat]
Utangaç, sıkılgan
- MAHLUK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yaratık
- "Bütün arzum, bu kinsiz, gurursuz, sade ve sakin mahlukların içinde yaşamaktan ibaretti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Yaratık