İçinde ma olan 8 harfli 1679 kelime var. İçerisinde MA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ma olan kelimeler listesine ya da Sonu ma ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

A M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

AM, MA

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ARTTIRMA

  1. [isim] Arttırmak işi

ÇOĞALTMA

  1. [isim] Çoğaltmak işi
  2. Çok duruma getirme, teksir

DAMAKSIZ

  1. [sıfat] Damağı olmayan
  2. [isim] Sivri uçlu balıkçı iğnesi
  3. Tat alma duyusu zayıflamış olan veya bu duyuyu tamamen yitirmiş olan (kimse)

KAZINMAK

  1. [nsz] Kendi kendini kazımak
  2. Kazıma işi yapılmak
  3. Derisini kazır gibi kaşımak
  4. Derisi yüzülürcesine tıraş olmak
    • "Bıyığını kesmeyen bir azınlık kaldı ise bile sakal dipten kazınmıştı." (Haldun Taner)
  5. Her tarafı iyice temizlemek
  6. Varı yoğu, elindeki bütün parası alınmak veya çalınmak

YARAŞMAK

  1. [nsz] Yakışmak, uymak
    • "Gözlerim koyu olduğu için kuyruklu sürme, bana pek yaraşır." (Sermet Muhtar Alus)
  2. Yatkın olmak
    • "Söylenen sözü anlıyor, eli hemen her işe yaraşıyordu." (Ercüment Ekrem Talu)

CAMLAŞMA

  1. [isim] Camlaşmak işi

CAYDIRMA

  1. [isim] Caydırmak işi

ÇIKARMAK

  1. Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak
    • "Cebinden maroken kaplı bir defter çıkardı." (Ömer Seyfettin)
  2. [-i] Sonunu getirmek
    • "Bu para ile ayı çıkarırız."
  3. [-i] Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek
  4. [-i] Bulmak, ortaya koymak
    • "Yalanını çıkarmak. Yanlışını çıkarmak."
  5. [-i] Hatırlamak
    • "Adamı nereden tanıdığımı tam olarak çıkarmaya çalıştım." (Necati Cumalı)
  6. [nsz] Döküntülü bir hastalığa tutulmak
    • "Çiçek çıkarmak."
  7. [-i] Çok hoşlanmak
    • "Lezzetini çıkara çıkara hikâyesine devam ediyordu." (Refik Halit Karay)
  8. [-i] Öfke, hırs, acı vb.nin zararını çektirmek
    • "Öfkesini benden çıkardı."
  9. [-i] Sağlamak, elde etmek
    • "Ekmeğini taştan çıkarmak."
  10. [-i] Gibi göstermek, bir davranış yüklemek
    • "Birini hırsız çıkarmak. Suçlu çıkarmak."
  11. Sindirim yolundan dışarı atmak
  12. İlgisini keserek uzaklaştırmak
  13. [-i] Giysi, ayakkabı vb.ni vücuttan ayırmak, soymak
    • "İhtiyar hatun, onun ayakkabılarını ve ceketini çıkarıp çekilip gitmişti." (Sait Faik Abasıyanık)
  14. [-i] Yayımlamak
    • "Gençlerin tenkitlerini gördü, yeni çıkardıkları edebiyat tarihlerini karıştırdı." (Orhan Seyfi Orhon)
  15. [-i] Gidermek
    • "Lekeyi çıkarmak."
  16. [nsz] Sebep olmak, yol açmak
    • "Bir dedektif bürosu açmış, hükûmet zorluk çıkardığından kapatmıştı." (Refik Halit Karay)
  17. [nsz] Yapmak, üretmek
    • "Bu terzi çok iş çıkarıyor."
  18. [-e] Sunmak
    • "Konuklara çerez çıkardı."
  19. [-e] Göstermek
    • "Sosyeteye bir ustabaşıyı kocam diye çıkaracaksın." (Memduh Şevket Esendal)
  20. [-i] Bir şeyi bir örneğe göre yapmak
    • "Yeni öğrendiği bir tangoyu piyanoda tek parmakla çıkarmaya çalışan İlhami..." (Haldun Taner)
  21. [nsz] Yollamak, göndermek
    • "Bir adam çıkarıp oğlunu yanına getirtti."
  22. [nsz] Yükü boşaltmak
    • "Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık, işaretler ettik." (Refik Halit Karay)
  23. [nsz] Resim yapmak
  24. [nsz] Fotoğraf çektirmek
  25. [-i] Söylemek
    • "Bu dedikoduyu ortaya mutlak bizim arkadaş çıkarmıştır." (Osman Cemal Kaygılı)
  26. [-i] Üçüncü bir sayı elde etmek üzere belli bir sayıdan, daha az değerli başka bir sayı kadar birim eksiltmek, tarh etmek

MÜTEMADİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Sürekli, aralıksız
    • "Karadeniz limanlarından Ankara'ya doğru mütemadi bir akın var." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

SARKITMA

  1. [isim] Sarkıtmak işi
  2. Sarkıt biçimi süs

UĞRULAMA

  1. [isim] Uğrulamak işi veya durumu

ÇIPALAMA
...
KIYDIRMA

  1. [isim] Kıydırmak işi

KUDURTMA

  1. [isim] Kudurtmak işi

MANTOLUK

  1. [sıfat] Manto yapmaya elverişli (kumaş)
    • "Mantoluk kumaş."

ŞAHLANMA

  1. [isim] Şahlanmak işi

ŞIKLATMA
...
TIKLATMA

  1. [isim] Tıklatmak işi

YAPILMAK

  1. [nsz] Yapma işine konu olmak
    • "Yalı, bolluk zamanında yapılmış çok pencereli, iki katlı yayvan bir binadır." (Burhan Felek)
  2. Gerçekleştirilmek, ortaya çıkarılmak

BAKINMAK

  1. [nsz] Bakma işi yapılmak, çevreye göz gezdirmek, araştırmak
    • "Şaşkın şaşkın etrafıma bakınırken rehberim beni otele soktu." (Refik Halit Karay)
  2. Muayene olmak

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü