İçinde ma olan 4 harfli 95 kelime var. İçerisinde MA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ma olan kelimeler listesine ya da Sonu ma ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AM, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MANA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlam
- "Ne halk buyruğun tutarsın ne kul sözün işitirsin / Hiç bilmezsin mana nedir, ne dilde çağırmak gerek." (Yunus Emre)
- "Kızın adını Emel koydu. Oğlanınkini Fethi ... Sanki bundan emelini fethetmiş manası çıkıyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Anlam
- MAŞA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Ateş veya kızgın bir şey tutmaya, korları karıştırmaya yarayan iki kollu metal araç
- "Kahveci ocaktan maşayı kapmış, o da fırlamıştı dışarı." (Çetin Altan)
-
Çok küçük şeyleri tutmaya yarayan küçük, kollu araç
- "Saatçi maşası."
-
Saçları kıvırmak, düzeltmek için elektrik veya ateşle ısıtılan maşa biçiminde alet
- "Maşa ile kıvrılmış gibi dalgalı saçları vardı." (Peyami Safa)
-
Başkasının isteklerine, amaçlarına alet olan kimse
-
Bisiklet çatısının ön ve arkasındaki çatal biçiminde, tekerleklerin takıldığı parça
-
[isim]
Ateş veya kızgın bir şey tutmaya, korları karıştırmaya yarayan iki kollu metal araç
- İCMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Toplama
-
İslam bilginlerinin bir konuda fikir birliği etmeleri
-
[isim]
Toplama
- MARJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sınır
-
Yazılmış veya basılı bir kâğıdın kenarında bırakılmış boşluk
-
Pay
-
[isim]
Sınır
- MART
-
Kelime Kökeni : Latince
-
[isim]
Yılın otuz bir gün süren, üçüncü ayı
-
[isim]
Yılın otuz bir gün süren, üçüncü ayı
- ANMA
-
-
[isim]
Birini veya bir şeyi akla getirerek sözünü etme
-
Ölmüş bir insanı hatırlamak için yapılan tören, ihtifal
-
[isim]
Birini veya bir şeyi akla getirerek sözünü etme
- AZMA
-
-
[isim]
Azmak işi
-
[sıfat]
Melez
-
[isim]
Azmak işi
- MARS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tavlada oyunculardan birinin, karşı taraf pul toplamaya başlamadan bütün pullarını toplayıp oyunu bitirerek iki sayı kazanması
- "Terlikçi İhsan, üst üste iki düşeş atmakla marsı sağlamış gibiydi." (Haldun Taner)
- "İkinci oyunda beni mars etti, mantığımı ya da mantıksızlığımı kavramıştı çünkü." (Tomris Uyar)
-
[isim]
Tavlada oyunculardan birinin, karşı taraf pul toplamaya başlamadan bütün pullarını toplayıp oyunu bitirerek iki sayı kazanması
- İMAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Cemaate namaz kıldıran kimse
-
Müslümanlıkta mezhep kuran kimse
-
Hz. Muhammed'den sonra onun vekilliği görevini üzerine alan halifelere verilen unvan
-
Bazı küçük İslam devletlerinde devlet başkanı
-
En önde bulunan kimse, önder
-
[isim]
Cemaate namaz kıldıran kimse
- ELMA
-
-
[isim]
Gülgillerden, çiçekleri pembe veya beyaz bir ağaç (Pirus malus)
-
Bu ağacın kabuğu parlak, sert, kırmızı, sarı ve yeşil renkte, kokusu hoş, tadı ekşi veya tatlı, dokusu gevrek, ufak çekirdekli meyvesi
-
[isim]
Gülgillerden, çiçekleri pembe veya beyaz bir ağaç (Pirus malus)
- MAYT
- ...
- MAZİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Geçmiş
- "Genç olmak maziyi ulu orta tahkir için bir mazeret değildir." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
Geçmiş zaman
-
[isim]
Geçmiş
- İMAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İnanç
- "Ben bu devreyi geçirinceye kadar imanım gevremiştir." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Güçlü inanç, inan
- "Kalpleri vatan aşkı ve imanı ile doluydu." (Hüseyin Cahit Yalçın)
- "Onun özveri, alçak gönüllülük taşan yüzünü görünce hayatın sadece bir para çekişmesi olmadığına iman getirir, ferahlardınız." (Haldun Taner)
- "Müslüman olmadan varmayacağını anlayınca kırkyıllık kart gâvuru imana getirdi." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
İnanç
- MAKİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Akdeniz dolaylarında yaygın, yaygın bodur ağaç ve çalılardan oluşan bitki örtüsü
-
[isim]
Akdeniz dolaylarında yaygın, yaygın bodur ağaç ve çalılardan oluşan bitki örtüsü
- SEMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gök, gökyüzü, felek
- "Burası ufukları geniş, seması bulutsuz, güneşi berrak bir yeşil saha idi." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Gök, gökyüzü, felek
- CUMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Haftanın altıncı günü, perşembe ile cumartesi arasındaki gün
-
Cuma namazı
-
[isim]
Haftanın altıncı günü, perşembe ile cumartesi arasındaki gün
- ALMA
-
-
[isim]
Almak işi
-
Alıntı, iktibas
- "Ondan acemicesine alma olarak." (Muallim Naci)
-
[isim]
Almak işi
- MANO
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Kumar oynatan kişinin kazançtan aldığı pay
-
[isim]
Kumar oynatan kişinin kazançtan aldığı pay
- ÇIMA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Halat ucu
-
[isim]
Halat ucu
- ATMA
-
-
[isim]
Atmak işi
-
[isim]
Atmak işi