İçinde m olan 3 harfli 79 kelime var. İçerisinde M harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında m harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu m harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HEM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[bağlaç]
Bir kimseyi uyarmak, bir şeyi açıklamak veya anlamı güçlendirmek için "özellikle, zaten, bir de, şurası da var ki" anlamlarında kullanılan bir söz
- "Hem ne lüzum var? Hem siz karışamazsınız."
- "Ankara'yı sever misin? -Hem de nasıl."
-
Açıklayıcı nitelikte olan ikinci cümleyi birinciye bağlayan bir söz
- "Gidiyor hem koşarak gidiyor. Güzel hem pek güzel! Sıcak hem ne sıcak!"
-
[bağlaç]
Bir kimseyi uyarmak, bir şeyi açıklamak veya anlamı güçlendirmek için "özellikle, zaten, bir de, şurası da var ki" anlamlarında kullanılan bir söz
- DEM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Hazırlanan çayın renk ve koku bakımından istenilen durumu
- "Akasya dallarında bir tek bülbül uzun uzun dem çekiyor." (Haldun Taner)
- "Dinî seslere şarkı, çalgı sesleri cevap verir, onlara âdeta dem tutardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Amerika'nın, er geç savaşa katılacağı ihtimalinden dem vurmak hayli zor bir işti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Pişirilen yemeklerin yenecek kıvamda olması
-
Soluk, nefes
-
Zaman, çağ
- "Âdemden bu deme neslim getirdi / Bana türlü türlü meyve getirdi." (Âşık Veysel)
-
İçki
-
Koku
-
[isim]
Hazırlanan çayın renk ve koku bakımından istenilen durumu
- MEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yasaklama, izin vermeme
-
[isim]
Yasaklama, izin vermeme
- NİM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Yarı
- "Nim resmî."
-
[sıfat]
Yarı
- MÜL
- ...
- BAM
- ...
- MİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Arap alfabesinin yirmi dördüncü harfinin adı
-
Biten bir yazının altına konulan işaret
- "Bu lafıma mim koy dedi Sabri Bey." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Arap alfabesinin yirmi dördüncü harfinin adı
- TİM
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Silahlı kuvvetlerde, belirli bir iş veya hizmeti başarabilecek güçteki en küçük birlik
-
Silah, telsiz istasyonu vb.ni çalıştırmak için kurulan topluluk
-
[isim]
Silahlı kuvvetlerde, belirli bir iş veya hizmeti başarabilecek güçteki en küçük birlik
- SAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çölde esen rüzgâr, sam yeli
-
[isim]
Çölde esen rüzgâr, sam yeli
- HAM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Yenecek kadar olgun olmayan (meyve)
- "Ham elma."
-
İşlenmemiş (madde)
- "Ham petrol."
-
İdmansız
- "Ham vücutla ancak bu kadar koşabilirim."
-
Gerçekleşme kolaylığı veya imkânı olmayan
- "Ham hayal. Ham teklif."
-
Kaba, toplum kurallarını bilmeyen, incelmemiş
- "Ne ham adam!"
-
[sıfat]
Yenecek kadar olgun olmayan (meyve)
- MAT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Satranç oyununda taraflardan birinin yenilgisi
- "İki kişiyi birden satrançta mat ettim." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Satranç oyununda taraflardan birinin yenilgisi
- GÜM
-
-
[isim]
Derinden ve patlayıcı yankılı gürültü
- "Kapı güm diye kapandı."
- "Göğsünün nasıl güm güm attığını fark eder, ne olur diye meraka düşmekten kendini alamazdı." (Necati Cumalı)
- "Ama sözleri motor gürültüsünün içinde güme gitti." (Haldun Taner)
-
[isim]
Derinden ve patlayıcı yankılı gürültü
- ŞOM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Uğursuz
-
[sıfat]
Uğursuz
- MUF
- ...
- MUŞ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Altı düz, küçük gezinti vapuru
- "Ertuğrul yatına bir muş yaklaştı. O muştan redingotlu asker üniformalı birçok paşalar çıktılar." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Altı düz, küçük gezinti vapuru
- ROM
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Şeker kamışından şeker yapılırken elde edilen öz suyun, melasla mayalandırılarak kurutulmasıyla elde edilen alkollü sert içki
-
[isim]
Şeker kamışından şeker yapılırken elde edilen öz suyun, melasla mayalandırılarak kurutulmasıyla elde edilen alkollü sert içki
- KOM
-
-
[isim]
Ağıl, davar ağılı
-
Yayla evi
-
Bir kimseye ait küçük yerleşim yeri, koy, çiftlik
-
[isim]
Ağıl, davar ağılı
- RAM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Boyun eğen, kendini başkasının buyruğuna bırakan
- "İlk defa huzuruna çıkan herhangi bir kadını derhâl sersemletiyor, iradesini elinden alıp kendine ram ediveriyordu." (Ercüment Ekrem Talu)
- "Onun şekillerine ve anatomisine ram olmayı kendime bir zillet addederim." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Boyun eğen, kendini başkasının buyruğuna bırakan
- MAİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mavi
-
[isim]
Mavi
- MİL
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Selin sürükleyip getirdiği çok küçük taneli çamurlaşmış kum ve toprak karışımı
-
[isim]
Selin sürükleyip getirdiği çok küçük taneli çamurlaşmış kum ve toprak karışımı