İçinde m olan 3 harfli 79 kelime var. İçerisinde M harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında m harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu m harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DEM

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Hazırlanan çayın renk ve koku bakımından istenilen durumu
    • "Akasya dallarında bir tek bülbül uzun uzun dem çekiyor." (Haldun Taner)
    • "Dinî seslere şarkı, çalgı sesleri cevap verir, onlara âdeta dem tutardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Amerika'nın, er geç savaşa katılacağı ihtimalinden dem vurmak hayli zor bir işti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Pişirilen yemeklerin yenecek kıvamda olması
  3. Soluk, nefes
  4. Zaman, çağ
    • "Âdemden bu deme neslim getirdi / Bana türlü türlü meyve getirdi." (Âşık Veysel)
  5. İçki
  6. Koku

MEH
...
MİT

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Geleneksel olarak yayılan veya toplumun hayal gücü etkisiyle biçim değiştiren, tanrı, tanrıça, evrenin doğuşu ile ilgili hayalî, alegorik bir anlatımı olan halk hikâyesi, mitos
    • "Ergenekon efsanesi bir mittir."
  2. Efsaneleşen kavram veya kişi

ZUM

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Optik kaydırma

MAS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Emme, emerek içine çekme, soğurma

AMA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [bağlaç] Çelişkili ve tutarsız iki cümleyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz, amma
    • "Para kazanmayı hiç sevmiyordu ama hesapsız harcamaya bayılıyordu." (Necati Cumalı)
    • "Ama ne manzara! Ama ne film!"
    • "Ama, diye sözünü kestim adamın. Aması maması yok, dedi o, sert bir sesle. Niye istifa etmedin?" (Nazlı Eray)
  2. Uyarma veya şartlı bir ifade niteliğinde olan bir cümleyi, başka bir cümleye bağlamaya yarayan bir söz
    • "İnanmam ama fırsat bulursam baktırmadan da yapamam." (Kemal Tahir)
    • "Ama ne kılık!"
  3. Beklenmeyen bir sonucu anlatan iki cümleyi onun sebebi durumunda olan cümleye bağlayan bir söz
    • "Gerçi Miralay bey bu suretle tekrar hatıralarına dalıp derdini unutur ama onu gece yarılarına kadar dinlemek fedakârlığı da yine bize düşer." (Haldun Taner)
  4. Bir yargıyı veya bir buyruğu pekiştirmek için de kullanılan bir söz
    • "Güzel ama güzel bir söz söyledi."
  5. Bazen dikkati çekmek için cümlenin sonuna getirilen bir söz
    • "Gerçi, vekillerden bazıları yerli yerinde duruyordu ama!" (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

MAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir kimsenin, bir tüzel kişinin mülkiyeti altında bulunan, taşınır veya taşınmaz varlıkların bütünü
    • "Mal vardı, mülk vardı. At vardı, araba vardı." (Ömer Seyfettin)
    • "Başka bir gazeteci olsa bu fırsata mal bulmuş Mağribî gibi atlardı." (Haldun Taner)
    • "Sen şimdilik buna karşılık diyeceksin ki dün yüze mal ettiğin arsaları bine, bine olanları on binlere sattın." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Kendisi şu kadarcık tarla sayesinde ancak akşamları bir kaşık sıcak çorba içecek kadar mal kaldırabiliyor." (Nabizade Nazım)
  2. Büyükbaş hayvan
    • "Boz atlar yağız değildi, artık; mallar erimiş, zayıflamıştı." (Nezihe Araz)
    • "Nereden, kimden almış olursak olalım, bin yıldır onu kendimize mal etmişiz, benimsemişiz." (Nurullah ataç)
    • "Avcılık hayatına mal oldu."
  3. Alınıp satılabilen her türlü ticaret eşyası, emtia
    • "Başkalarından kazandığı iki çocuğu da bu zengin ihtiyara mal ederek mirasa sokacak." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Gerçi Meclisimebusandaki bağımsızlarla hizipçiler henüz tamamıyla bu partiye mal olmamışlardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  4. Bayağı, aşağılık, kötü kimse
    • "Onun ne mal olduğunu bilirim."
  5. Esrar
  6. Orospu

MEY

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Şarap

MET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kabarma
    • "Bir met zamanı gökyüzü kurşunla örtülü / Gördüm deniz dedikleri bin başlı ejderi." (Yahya Kemal Beyatlı)

GEM

  1. [isim] Atı yönlendirmek için ağzına takılan demir araç
    • "Kadın dizginleri çekmek istedi fakat hırçın hayvan sert bir boyun hareketi ile gemini kurtardı." (Haldun Taner)

MUŞ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Altı düz, küçük gezinti vapuru
    • "Ertuğrul yatına bir muş yaklaştı. O muştan redingotlu asker üniformalı birçok paşalar çıktılar." (Yahya Kemal Beyatlı)

NİM

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Yarı
    • "Nim resmî."

MİL

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Selin sürükleyip getirdiği çok küçük taneli çamurlaşmış kum ve toprak karışımı

SİM

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Gümüş
  2. Genellikle işlemelerde kullanılan, gümüş görünüşünde ve parlaklığında olan iplik vb
  3. [sıfat] Gümüş gibi parlayan

MEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yasaklama, izin vermeme

GAM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tasa, kaygı, üzüntü
    • "Bana derler gam yükünü sen götür / Benim yük götürür dermanım mı var?" (Karacaoğlan)
    • "Gam çekme güzel, nasılsa baharın sonu yazdır." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
    • "Şu anda bile ölsem gam yemem." (Haldun Taner)

KAM

  1. [isim] Şaman

HEM

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [bağlaç] Bir kimseyi uyarmak, bir şeyi açıklamak veya anlamı güçlendirmek için "özellikle, zaten, bir de, şurası da var ki" anlamlarında kullanılan bir söz
    • "Hem ne lüzum var? Hem siz karışamazsınız."
    • "Ankara'yı sever misin? -Hem de nasıl."
  2. Açıklayıcı nitelikte olan ikinci cümleyi birinciye bağlayan bir söz
    • "Gidiyor hem koşarak gidiyor. Güzel hem pek güzel! Sıcak hem ne sıcak!"

MAT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Satranç oyununda taraflardan birinin yenilgisi
    • "İki kişiyi birden satrançta mat ettim." (Aka Gündüz)

ÇİM

  1. [isim] Buğdaygillerden, bahçelerin, yol kenarlarının ve parkların yeşillendirilmesinde yararlanılan çok yıllık bitki (Lolium)
  2. Yeşilliği bol olan yer

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü