İçinde mü olan 5 harfli 35 kelime var. İçerisinde MÜ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında mü olan kelimeler listesine ya da Sonu mü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MÜRİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir tarikat şeyhine bağlanarak ondan tasavvufun yollarını öğrenen, onun doğrultusunda ilerleyen kimse
- "Ankara'ya geldiği zaman Hacı Bayram'ı müritleriyle ovada mahsul toplarken görür." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[isim]
Bir tarikat şeyhine bağlanarak ondan tasavvufun yollarını öğrenen, onun doğrultusunda ilerleyen kimse
- MÜJDE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Muştu
- "Anasından para geldiği müjdesini ilkin ben verdim." (Orhan Kemal)
-
Muştuluk
- "Müjdemi isterim, sınıfı geçtim."
-
[ünlem]
Sevindirici haber verileceği zaman söylenen bir söz
- "Müjde! Bir oğlunuz oldu."
-
[isim]
Muştu
- MÜŞİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mareşal
- "Sakarya zaferi ile gazi ve müşir Mustafa Kemal Paşa tam otoritesini elde etmiştir." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Mareşal
- TİMÜS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Göğüs kemiği arkasında bulunan iç salgı bezi, özden
-
[isim]
Göğüs kemiği arkasında bulunan iç salgı bezi, özden
- GÖMÜK
-
-
[sıfat]
Gömülmüş olan, gömülü
-
[sıfat]
Gömülmüş olan, gömülü
- KÖMÜŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Manda
-
[isim]
Manda
- GÖMÜŞ
-
-
[isim]
Gömme işi veya biçimi
-
[isim]
Gömme işi veya biçimi
- MÜFTÜ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dinî konularda fetva veren kimse
-
İl ve ilçelerde Müslümanların din işlerine bakan görevli
-
[isim]
Dinî konularda fetva veren kimse
- MÜHRE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Her tür yuvarlak şey, küçük top
-
Cam boncuk
-
Kâğıda yumuşaklık, parlaklık ve düzlük vermek için kullanılan camdan araç
-
Deniz böceği kabuğu
-
Demirci çekici
-
Yılanın başında bulunan taca benzer çıkıntı
-
Bazı av hayvanlarını çekmek için kullanılan çığırtkan kuş
- "Gökten çekilirken / Ördekleri çeker mühre." (Ahmet Kutsi Tecer)
-
[isim]
Her tür yuvarlak şey, küçük top
- MÜZİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Birtakım duygu ve düşünceleri belli kurallar çerçevesinde uyumlu seslerle anlatma sanatı, musiki
- "Müzik eğitimi."
-
Bu biçimde düzenlenmiş seslerden oluşan eserlerin okunması veya çalınması
- "Bu akşam güzel bir müzik dinledik."
-
[isim]
Birtakım duygu ve düşünceleri belli kurallar çerçevesinde uyumlu seslerle anlatma sanatı, musiki
- KOMÜN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Beraber çalışıp geliri paylaşmak üzere bir araya gelen topluluk
-
[isim]
Beraber çalışıp geliri paylaşmak üzere bir araya gelen topluluk
- MÜBAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Dinî bakımdan yapılmasında sakınca olmayan, yapılması günah veya sevap olmayan
- "Kendine mübah gördüğünü bana yasak ederek beni susturmak mı istiyordun?" (Peyami Safa)
-
Yapılmasında sakınca görülmeyen
-
[sıfat]
Dinî bakımdan yapılmasında sakınca olmayan, yapılması günah veya sevap olmayan
- MÜHİM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Önemli
- "Sivas'tan yükseltilen bu sedanın düşmanlar için ne kadar kuvvetli ve mühim olduğu takdir buyrulur." (Atatürk)
-
[sıfat]
Önemli
- MÜLKİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir ülkeyle ilgili olan
-
Ülke yönetimine ilişkin
-
Asker sınıfı dışında kalan
- "Mülki erkân."
-
[sıfat]
Bir ülkeyle ilgili olan
- SÜMÜK
-
-
[isim]
Sümük doku hücrelerinin ve üzerinde bulunan bezlerin, doku yüzünde nemli, akıcı, kaygan bir tabaka oluşturan salgısı
-
[isim]
Sümük doku hücrelerinin ve üzerinde bulunan bezlerin, doku yüzünde nemli, akıcı, kaygan bir tabaka oluşturan salgısı
- MÜMAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Dokunan, temas eden
-
[isim]
Teğet
-
[sıfat]
Dokunan, temas eden
- MÜREN
- ...
- ÖLMÜŞ
-
-
[sıfat]
Ölen, ölü olan
- "Avni Hurufi Efendi, iki ölmüş çocuk babası olan bu adama acıdı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Ölen, ölü olan
- MÜRUR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Geçme, bir taraftan girip diğer taraftan çıkma
-
Geçip gitme
-
Sona erme
-
[isim]
Geçme, bir taraftan girip diğer taraftan çıkma
- MÜMİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İnanan, inançlı, imanlı, mutekit
-
[isim]
Müslüman
- "Koca Mustafapaşa ücra ve fakir İstanbul / Ta Fetih'ten beri mümin, mütevekkil, yoksul." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
İnanan, inançlı, imanlı, mutekit