İçinde lı olan 5 harfli 127 kelime var. İçerisinde LI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında lı olan kelimeler listesine ya da Sonu lı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BARLI
- ...
- BAVLI
-
-
[isim]
Ava alıştırılmış hayvan
-
Avcıların, köpeklerini ava alıştırmak için kullandıkları yapay kuş vb
-
[isim]
Ava alıştırılmış hayvan
- AMALI
- ...
- ÇANLI
-
-
[sıfat]
Çanı olan
-
[sıfat]
Çanı olan
- LIĞLI
-
-
[sıfat]
Lığdan oluşmuş veya üzerinde lığ birikmiş
- "Lığlı katman."
-
[sıfat]
Lığdan oluşmuş veya üzerinde lığ birikmiş
- CANLI
-
-
Canı olan, diri, yaşayan
- "Bütün canlıların kendilerini yarı baygın, uykulu, hareketsiz bir tembelliğe bıraktıkları saatler başlamıştı." (Necati Cumalı)
-
Güçlü, etkili, hareketli, hayat dolu
- "Recep çok canlı bir adamdı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Dikkat çekici, göz alıcı, parlak (renk)
-
[isim]
Yaşayıp yer değiştirebilen yaratık, hayvan
-
[isim]
Canlı yayın
-
Canı olan, diri, yaşayan
- KALIP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeye biçim vermeye veya eski biçimini korumaya yarayan araç
- "İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir." (Peyami Safa)
- "Lakin sonra mandalın gürültüsü, kanadın gıcırtısını duyunca hemen yerine donmuş, yatmış, kalıp kesilmişti." (Refik Halit Karay)
- "Hekimler epeyce çalıştılar, ilaç verdiler ise de fayda etmedi. Bir hafta sonra kalıbı dinlendirdi." (Memduh Şevket Esendal)
- "Aklı yerinde ama sabaha çıkamayacağına kalıbımı basarım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Biçki modeli, patron
-
[sıfat]
Genellikle küp biçiminde yapılmış olan
- "Bir kalıp peynir."
- "İki kalıp sabun."
-
Gösterişli görünüş
- "Kalıbına bakarsan aslan gibi."
-
Biçim, durum
- "Muayyen bir kalıba girecek insana benzemiyordu." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Bir şeye biçim vermeye veya eski biçimini korumaya yarayan araç
- TATLI
-
-
[sıfat]
Şeker tadında olan
- "Tatlı nar. Tatlı elma."
- "Hayır kardeşim, istemez diye tatlıya bağladım." (Orhan Veli Kanık)
-
Acı olmayan, içilebilen, yenilebilen
- "Tatlı su. Tatlı salatalık."
-
[isim]
Şekerle veya şekerli şeylerle yapılan yiyecek
- "Baklava, revani, lokma birer tatlıdır."
-
[zarf]
Hoşa gidecek bir biçimde, tatlılıkla
- "Ne tatlı bakıyordu."
-
İnsanı çeken, göze, kulağa hoş gelen, rahatlatan, dinlendiren, sevindiren
- "Bu acı adam, tatlı ve nüktedandı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Şeker tadında olan
- ATILI
-
-
[sıfat]
Atılmış, ertelenmiş, tehirli
- "... işbu davanın atılı bulunduğu 18/09/2005 günü saat 9.45'te hazır bulunması veya ..."
-
[sıfat]
Atılmış, ertelenmiş, tehirli
- OYALI
-
-
[sıfat]
Kenarına oya yapılmış veya geçirilmiş
- "Başına kenarları yeşil oyalı mor bir gaz boyaması krep bağlıyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Kenarına oya yapılmış veya geçirilmiş
- ILIMA
-
-
[isim]
Ilımak işi veya durumu
-
[isim]
Ilımak işi veya durumu
- ZAMLI
-
-
[sıfat]
Fiyatı arttırılmış, bindirimli
-
[sıfat]
Fiyatı arttırılmış, bindirimli
- KALIT
-
-
[isim]
Miras
-
Kalıtım yoluyla geçmiş olan şey
-
Görenekler yoluyla yerleşmiş olan tutum veya davranış biçimi
-
[isim]
Miras
- ANTLI
-
-
[sıfat]
Ant içmiş
-
Ant içirilmiş
-
[sıfat]
Ant içmiş
- AĞILI
-
-
[sıfat]
İçinde ağı bulunan, zehirli
-
[sıfat]
İçinde ağı bulunan, zehirli
- TAVLI
-
-
[sıfat]
Tavlanmış, tavı olan, tav verilmiş
-
Semiz, şişman
-
[sıfat]
Tavlanmış, tavı olan, tav verilmiş
- NAZLI
-
-
[sıfat]
Kolayca gönlü olmayan, kendini ağır satan, ısrar bekleyen, işveli, edalı
- "Nazlı mı nazlı, süzüm süzüm süzülen bir kız çocuğuydu." (Tarık Buğra)
-
Üstüne titrenilen, değer verilen
- "Ben çocukluğumdan beri gayet nazlı büyüdüm." (Peyami Safa)
-
Özen isteyen, nazik
-
Sağlığını, dayanıklılığını çabuk yitiren
-
[sıfat]
Kolayca gönlü olmayan, kendini ağır satan, ısrar bekleyen, işveli, edalı
- AŞILI
-
-
[sıfat]
Herhangi bir hastalığa karşı aşılanmış olan (kimse)
- "Tifoya karşı aşılı kimse."
-
Kendisine aşı yapılmış (bitki)
-
[sıfat]
Herhangi bir hastalığa karşı aşılanmış olan (kimse)
- ASKLI
-
-
[sıfat]
Sporları ask denen torbalar içinde oluşan (mantar)
-
[sıfat]
Sporları ask denen torbalar içinde oluşan (mantar)
- ORALI
-
-
[sıfat]
O yerden olan
- "Oralı mıdır, değil midir, beni zerre kadar ilgilendirmez." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Hiç oralı olmaz ve hâlinden yakınır." (Salâh Birsel)
-
[sıfat]
O yerden olan