İçinde lü olan 7 harfli 134 kelime var. İçerisinde LÜ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında lü olan kelimeler listesine ya da Sonu lü ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KÖTÜLÜK
-
-
[isim]
Kötü olma durumu, kemlik, şer
- "Havaların kötülüğü yüzünden..."
- "Kötülük edeni öldürür veya ayetlerin emrettiği cezalardan birini verir." (Falih Rıfkı Atay)
-
Zarar verecek davranış veya söz
- "Hiç çare yok, bu tüller yırtılacak ve bütün korkunçluğuyla kötülük ateşi çıkarılacaktır ortaya." (Çetin Altan)
-
[isim]
Kötü olma durumu, kemlik, şer
- DÜZGÜLÜ
-
-
[sıfat]
Düzgüye uygun, normal
-
[sıfat]
Düzgüye uygun, normal
- GÖRGÜLÜ
-
-
[sıfat]
Görgüsü olan
- "Bildiğini iyi bilen, görgülü, kendine güveni tam olan bir erkekti." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Görgüsü olan
- SÜLÜĞEN
-
-
[isim]
Erimiş kurşunun, bir hava akımında yükseltgenmesiyle üretilen, çok yoğun ve zehirli, pas önleyici astar boyaların hazırlanmasında kullanılan kırmızı boya
-
[isim]
Erimiş kurşunun, bir hava akımında yükseltgenmesiyle üretilen, çok yoğun ve zehirli, pas önleyici astar boyaların hazırlanmasında kullanılan kırmızı boya
- DÖKÜLÜŞ
-
-
[isim]
Dökülme işi veya biçimi
-
[isim]
Dökülme işi veya biçimi
- DÜRÜLÜŞ
-
-
[isim]
Dürülme işi veya biçimi
-
[isim]
Dürülme işi veya biçimi
- ÖLÜMSÜZ
-
-
[sıfat]
Hiçbir zaman ölmeyecek olan, ebedî, layemut
- "Nerede o süngü takmış birliğinin önünde ölümsüz gibi saldıran genç subay?" (Atilla İlhan)
-
Hiç unutulmayacak, daima anılacak olan, ebedî
-
[sıfat]
Hiçbir zaman ölmeyecek olan, ebedî, layemut
- LÜFERCİ
-
-
[isim]
Lüfer avcısı veya lüfer yemesini seven kimse
-
[isim]
Lüfer avcısı veya lüfer yemesini seven kimse
- SÖNÜMLÜ
-
-
[sıfat]
Belirli bir sürede genliği sıfıra inen (salınım hareketi)
-
[sıfat]
Belirli bir sürede genliği sıfıra inen (salınım hareketi)
- ÜZÜNÇLÜ
-
-
[sıfat]
Üzüntülü
- "İçlerinden biri titrek ve üzünçlü bir sesle hicazkâr üzerinde gezinmeye başladı." (Salâh Birsel)
-
[sıfat]
Üzüntülü
- YÜLÜNME
-
-
[isim]
Yülünmek işi
-
[isim]
Yülünmek işi
- GÖNÜLLÜ
-
-
[sıfat]
Bir işi yapmayı hiçbir yükümlülüğü yokken isteyerek üstlenen
- "Yabancı dil bildiği için de Kore'ye gönüllü olarak göndermeye kalkmışlardı." (Çetin Altan)
-
Çok istekli
- "Henüz nizamiye ve gönüllü taburların neferleri dağılmamıştı." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Seven kimse veya sevgili
-
[sıfat]
Bir işi yapmayı hiçbir yükümlülüğü yokken isteyerek üstlenen
- SÜRÜLÜŞ
-
-
[isim]
Sürülme işi veya biçimi
-
[isim]
Sürülme işi veya biçimi
- FLÖRTLÜ
- ...
- KULÜPÇÜ
-
-
[isim]
Kulüp işleten kimse
-
[isim]
Kulüp işleten kimse
- ZÜLÜFLÜ
-
-
[sıfat]
Zülfü olan
-
[sıfat]
Zülfü olan
- PÜRÜZLÜ
-
-
[sıfat]
Pürüzü olan
- "Pürüzlü cilt."
-
Boğuk ve bozuk (ses)
- "Sesi hâlâ pürüzlü idi." (Haldun Taner)
-
Karışık, güç (durum, iş)
- "Mesele pürüzlüdür, bir skandal hâlini almasından korkulur." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Pürüzü olan
- KÜÇÜLÜŞ
-
-
[isim]
Küçülme işi veya biçimi
-
[isim]
Küçülme işi veya biçimi
- AÇGÖZLÜ
-
-
[sıfat]
Mala, yiyeceğe ve içeceğe doymak bilmeyen, açgöz, gözü aç, doymaz, tamahkâr, haris, hırslı, cam göz, tokgözlü karşıtı
- "Bir sürü dedikodudan çekindim, eksik olmasın muhtar pek açgözlü değilmiş." (Aka Gündüz)
-
[sıfat]
Mala, yiyeceğe ve içeceğe doymak bilmeyen, açgöz, gözü aç, doymaz, tamahkâr, haris, hırslı, cam göz, tokgözlü karşıtı
- BÜRGÜLÜ
-
-
[sıfat]
Bürgüsü olan
- "Islak kayanın ardına sinmiş, bürgülü bir kadınla yan yana oturuyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Bürgüsü olan