İçinde lç olan 7 harfli 31 kelime var. İçerisinde LÇ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında lç olan kelimeler listesine ya da Sonu lç ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÖLÇEKLİ
-
-
[isim]
Ölçek farkıyla aynen bütünü veren geometrik şekil veya eleman
-
[isim]
Ölçek farkıyla aynen bütünü veren geometrik şekil veya eleman
- KALÇALI
-
-
[sıfat]
Kalçası geniş olan
-
[sıfat]
Kalçası geniş olan
- ALÇARAK
-
-
[sıfat]
Az alçak
- "Alçarak sandalyede, bacak bacak üstüne atar, kolaylıkla, çabucak yazardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Az alçak
- ÖLÇÜLÜK
-
-
[isim]
Ölçü olma durumu
- "Fakat bu bizim için bir münakaşada ölçülük etmez." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Ölçü olma durumu
- ÖLÇÜMLÜ
-
-
[sıfat]
Metrik
-
[sıfat]
Metrik
- FALÇATA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Eğri kunduracı bıçağı
-
[isim]
Eğri kunduracı bıçağı
- ÖLÇÜNME
-
-
[isim]
Ölçünmek işi veya durumu
-
[isim]
Ölçünmek işi veya durumu
- İLÇEBAY
-
-
[isim]
Kaymakam
-
[isim]
Kaymakam
- ALÇAKÇA
-
-
[sıfat]
Oldukça alçak
-
[zarf]
Alçak, aşağılık kimselere yaraşırcasına, sefihane
-
[sıfat]
Oldukça alçak
- SALÇALI
-
-
[sıfat]
Salça konmuş, içinde salça olan
-
[sıfat]
Salça konmuş, içinde salça olan
- SELÇUKİ
- ...
- ALÇIPAN
-
-
[isim]
Alçı levha
-
[isim]
Alçı levha
- ALÇACIK
-
-
[sıfat]
Çok alçak
- "Alçacık duvar."
-
[sıfat]
Çok alçak
- ALÇALIŞ
-
-
[isim]
Aşağılaşma, bayağılaşma, mezellet
-
[isim]
Aşağılaşma, bayağılaşma, mezellet
- ÇALÇENE
-
-
Durup dinlenmeden konuşan, çenesi düşük (kimse), geveze
- "İhsan Hanım, altmış beş yaşlarında çalçene, dedikoducu bir kocakarıydı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Durup dinlenmeden konuşan, çenesi düşük (kimse), geveze
- ÖLÇÜŞME
-
-
[isim]
Ölçüşmek işi
- "Zekâ ölçüşmesinde çoğu erkeklerden üstün olan Halide Edip ..." (Haldun Taner)
-
[isim]
Ölçüşmek işi
- ÖLÇERME
-
-
[isim]
Ölçermek işi veya durumu
-
[isim]
Ölçermek işi veya durumu
- NALÇALI
-
-
[sıfat]
Nalçası olan
- "Neferlerin nalçalı kunduraları onları çiğneyip geçiyor." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Nalçası olan
- ÖLÇÜLEN
-
-
[isim]
Bir ölçme işlemine imkân sağlayan fiziksel büyüklük
-
[isim]
Bir ölçme işlemine imkân sağlayan fiziksel büyüklük
- KALÇETE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Elle örülerek yapılan yassı halat
-
[isim]
Elle örülerek yapılan yassı halat