İçinde lu olan 5 harfli 79 kelime var. İçerisinde LU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında lu olan kelimeler listesine ya da Sonu lu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DUŞLU
...
TONLU

  1. [sıfat] Ötümlü

TUŞLU
...
KULUN

  1. [isim] Altı aylığa kadar olan at veya eşek yavrusu

BULUT

  1. [isim] Atmosferdeki su damlacıkları ve buz taneciklerinin görülebilir yoğunluk kazanmasıyla oluşan, biçimleri, yükseklikleri ve yol açtıkları hava olaylarıyla birbirinden ayrılan yığın
    • "Mavi maviydi gökyüzü / Bulutlar beyaz beyazdı / Boşluğu ve üzüntüsü / İçinde ne garip bir yazdı." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
    • "Biraz gariptir ki buluttan nem kapan o zamanki sansür bu cinayetler ve tesadüflerden ahkâm çıkararak hafiyelik etmezdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "İhtiyatlı ol, bunlar tilkidir, rüzgârdan nem kapar; elden kaçırmayalım." (Atilla İlhan)
  2. Herhangi bir şeyden oluşan yoğun yığın
    • "Zehirli bir çekirge bulutu gibi oraya üşüşen Avrupalılar..." (Ömer Seyfettin)
  3. Keder, endişe
    • "Gazinin şen çehresi üstünden ciddi bir düşüncenin bulutu geçer gibi oldu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

TULUM

  1. [isim] Bazı yiyecek ve içecekler için koruyucu kap olarak kullanılan, önü yarılmadan bütün olarak yüzülmüş hayvan derisi
  2. Gövdesi bu deriden yapılmış üflemeli çalgı, gayda
    • "Ben zatınıza tulum şişirmesini öğreteyim, siz de bana kemançeyi öğretin." (Osman Cemal Kaygılı)
  3. Tüp
  4. Göğüs ve pantolon bölümü bitişik giysi
    • "Zayıf vücuduna tulum bol geliyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
  5. [sıfat] Şişman, tombul
    • "Bir şeyim yok doktor, bu yaşta annem gibi tulum olacak değilim ya!" (Halide Edip Adıvar)

MALUM

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Bilinen, belli
    • "Ona da malum oldu haber / Koşup geldi odama." (Behçet Necatigil)
    • "Bana gücenmeyiniz hanımefendi, malum ya, elçiye zeval yoktur." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Herkesçe bilinen ancak dile getirilmeyen
    • "Malum kişi. Malum çevre."
  3. [isim] Bilinen konu, iş vb
  4. [zarf] Bilindiği üzere, bilindiği gibi, kuşkusuz
  5. [isim] Etken
  6. Bilinen

TUZLU

  1. [sıfat] Tuzu olan
    • "Dudaklarımda Boğaz havasının tuzlu lezzetiyle uyandım." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Bu eğlenti bize biraz tuzluya mal oldu." (Ercüment Ekrem Talu)
    • "... kendisine tuzluya patlamıştı." (Halikarnas Balıkçısı)
  2. Yapılışında tuz bulunan, tuzu çok olan
    • "Bu yemek tuzlu olmuş."
  3. Çok pahalı

ULUMA

  1. [isim] Ulumak işi
    • "Çılgın gözlerini haddinden fazla açarak uzun uzun bir havlama, bir ulumadır tutturmuş." (Abdülhak Şinasi Hisar)

HULUS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gönül temizliği
    • "Yağlı ballı huluslar çakıp gidiyorlardı." (Ömer Seyfettin)

HUYLU

  1. [sıfat] Herhangi bir huyu olan
    • "Oğlum benden daha iyi huylu, daha ciddi olsun." (Refik Halit Karay)
  2. İşkilli, kuşkulu
  3. Ürkek, sinirli (binek hayvanı)
    • "Bu at huyludur."

UYLUK

  1. [isim] Kalçadan dize kadar olan bacak bölümü
    • "Kalçalarının ve uyluklarının her basamakta aldığı şekil, kalbinde dayanılmaz heyecanlar alevlendiriyordu." (Ömer Seyfettin)

SOYLU

  1. [sıfat] Doğuştan veya hükümdar buyruğuyla, bazı ayrıcalıklara sahip olan ve özel unvanlar taşıyan (kimse), asaletli, asil
    • "Soylu kişidir, iyi bir öğrenim görmüştür, zekidir, yeteneklidir." (Necati Cumalı)
  2. İyi tanınmış, köklü bir aileden gelen (kimse), necip, kişizade, asil
    • "İzmir'in varlıklı ve soylu ailelerinden birinin tek erkek çocuğu." (Tarık Buğra)
  3. Saygı uyandıran, yücelik taşıyan
    • "Japonların soylu ve çetin savaşçılık gururuna, bu eğiliş ağır geldi." (Falih Rıfkı Atay)
  4. Soyu iyi nitelikli olan, iyi cins soydan gelen (at vb.)

YOLLU

  1. [sıfat] Yolu herhangi bir nitelikte olan
    • "Bozuk yollu bir mahalle."
  2. Çizgili
    • "Sandığın altında, mor yollu beyaz bir iplik çul seriliydi." (Orhan Kemal)
  3. Hızlı giden (taşıt)
    • "Yollu gemi."
  4. Kuralına uygun
    • "Bu hiç de yollu bir iş değildi."
  5. [zarf] Herhangi bir nitelikte, biçimde
    • "İlk teklifimde direnir yollu konuşmaya başladım." (Falih Rıfkı Atay)
  6. [isim] Kolayca elde edilen kadın

RUJLU

  1. [sıfat] Ruj sürülmüş

SUÇLU

  1. Suç işlemiş, suçu olan (kimse), kabahatli, mücrim
    • "Suçluların ani, delice hareketleri gizli kalabilirdi." (Aka Gündüz)
    • "Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılmaz." (Anayasa)

POZLU
...
BÜLUĞ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ergenleşme

TULUK

  1. [isim] Tulum
    • "Kar tuluğundan çıkarılıp sıcak yapağıya sarıldığı zaman Adil Gazi biraz konuşabiliyordu." (Nezihe Araz)

RUHLU

  1. [sıfat] Görünüşü veya ruhsal durumu herhangi bir nitelikte olan
    • "Allah, ince ruhlu kibar yaratmıştı bu kızı." (Nezihe Araz)
  2. Canlı, etkili

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü