İçinde lu olan 5 harfli 79 kelime var. İçerisinde LU bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında lu olan kelimeler listesine ya da Sonu lu ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

YOLLU

  1. [sıfat] Yolu herhangi bir nitelikte olan
    • "Bozuk yollu bir mahalle."
  2. Çizgili
    • "Sandığın altında, mor yollu beyaz bir iplik çul seriliydi." (Orhan Kemal)
  3. Hızlı giden (taşıt)
    • "Yollu gemi."
  4. Kuralına uygun
    • "Bu hiç de yollu bir iş değildi."
  5. [zarf] Herhangi bir nitelikte, biçimde
    • "İlk teklifimde direnir yollu konuşmaya başladım." (Falih Rıfkı Atay)
  6. [isim] Kolayca elde edilen kadın

DOLUŞ

  1. [isim] Dolma işi veya biçimi

ULUFE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Osmanlılarda kapıkulu askerlerine, saray ve devlet kuruluşlarındaki bazı görevlilere üç ayda bir verilen ücret

RUHLU

  1. [sıfat] Görünüşü veya ruhsal durumu herhangi bir nitelikte olan
    • "Allah, ince ruhlu kibar yaratmıştı bu kızı." (Nezihe Araz)
  2. Canlı, etkili

BULUT

  1. [isim] Atmosferdeki su damlacıkları ve buz taneciklerinin görülebilir yoğunluk kazanmasıyla oluşan, biçimleri, yükseklikleri ve yol açtıkları hava olaylarıyla birbirinden ayrılan yığın
    • "Mavi maviydi gökyüzü / Bulutlar beyaz beyazdı / Boşluğu ve üzüntüsü / İçinde ne garip bir yazdı." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
    • "Biraz gariptir ki buluttan nem kapan o zamanki sansür bu cinayetler ve tesadüflerden ahkâm çıkararak hafiyelik etmezdi." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "İhtiyatlı ol, bunlar tilkidir, rüzgârdan nem kapar; elden kaçırmayalım." (Atilla İlhan)
  2. Herhangi bir şeyden oluşan yoğun yığın
    • "Zehirli bir çekirge bulutu gibi oraya üşüşen Avrupalılar..." (Ömer Seyfettin)
  3. Keder, endişe
    • "Gazinin şen çehresi üstünden ciddi bir düşüncenin bulutu geçer gibi oldu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

MALUL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Sakat (kimse)
    • "Devlet ... malul ve gazileri korur." (Anayasa)
  2. Hasta (kimse)

YOLUK

  1. [sıfat] Yolunmuş olan
    • "Nuran, yoluk kaşlarını parmaklarıyla düzeltiyordu." (Mahmut Yesari)

HULUL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gelme, gelip çatma
  2. Girme, sinme
  3. Tanrı ruhunun herhangi bir bedene girdiğine inanma
  4. Geçişme

MELUN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Tanrı tarafından lanetlenmiş olan, lanetli
    • "Melun şeytan."
  2. [isim] Lanetlenmiş kimse
    • "Kendisini Müslüman adıyla takdim eden bu kır saçlı melunu da tanıdım." (Aka Gündüz)
  3. Nefretle karşılanan, kötü

SÜLUK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir yola girme, bir yol tutma
  2. Bir tarikata girme
    • "Süluk ehli."

SULUK

  1. [isim] Öğrencilerin okula su götürdükleri kap
  2. Kuş kafeslerinde su konan kap
  3. Tavukların su gereksinimlerini karşılamak üzere uzun, yuvarlak, küçük çanak veya damlalıklı biçimlerde değişik malzemeden yapılmış yarı otomatik veya otomatik düzen
  4. Büyükbaş hayvanların barındığı yerlerde su içmelerini kolaylaştıran küçük tekne veya havuz
    • "Ahırlarda her iki hayvandan birine suluk yapılması gerektiği de vurgulanmış." (Tarık Dursun K)
  5. Yarışçıların su, glikozlu su, çay veya meyve suları koymalarına yarayan su kabı
  6. Küçük çocukların başlarında, yer yer saç dökülmesi ve kabartılarla beliren bir deri hastalığı
  7. Oda içinde yıkanmak için ayrılmış küçük yer, gusülhane

KULUN

  1. [isim] Altı aylığa kadar olan at veya eşek yavrusu

OKLUK

  1. [isim] İçine ok konulan ve sırtta taşınan meşinden yapılmış ok kılıfı, sadak

ONLUK

  1. [sıfat] On birimden, on parçadan oluşan
  2. On üzerinden tam not alan
    • "Onluk bir öğrenci."
  3. [isim] On para, on kuruş, on lira veya on bin lira değerinde olan para
    • "Bir iki mecidiyenin arasına sıkışmış bir onluğu ararken arkadan bir araba geliyordu." (Memduh Şevket Esendal)

EKOLU
...
POZLU
...
MUYLU

  1. [isim] Başka bir parça için dönme ekseni görevini yapan, silindir biçiminde parça
  2. Bir milin yatağında dönmesini sağlayan bölüm
  3. Bir top namlusunun iki yanına tutturulan miller

ÇORLU

  1. [sıfat] Hastalıklı, dertli

NAMLU

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Tüfek, tabanca, top vb. ateşli silahların ucunda bulunan boru biçimindeki parça
  2. Kasatura, kılıç, meç, bıçak vb. kesici silahların uzun ve keskin bölümü

TUZLU

  1. [sıfat] Tuzu olan
    • "Dudaklarımda Boğaz havasının tuzlu lezzetiyle uyandım." (Yusuf Ziya Ortaç)
    • "Bu eğlenti bize biraz tuzluya mal oldu." (Ercüment Ekrem Talu)
    • "... kendisine tuzluya patlamıştı." (Halikarnas Balıkçısı)
  2. Yapılışında tuz bulunan, tuzu çok olan
    • "Bu yemek tuzlu olmuş."
  3. Çok pahalı

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü