İçinde lk olan 6 harfli 36 kelime var. İçerisinde LK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında lk olan kelimeler listesine ya da Sonu lk ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- İLKTEN
-
-
[zarf]
İlk önce
-
[zarf]
İlk önce
- KALKMA
-
-
[isim]
Kalkmak işi
-
[isim]
Kalkmak işi
- TELKİH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aşılama, aşı
-
[isim]
Aşılama, aşı
- ÜLKÜCÜ
-
-
[sıfat]
Bir ülküye çıkar gütmeden bağlı olan, idealist
- "Bunların aralarında ülkücü ve vatanlarını canlarından binkat fazla seven gazeteciler, yazarlar vardı." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Bir ülküye çıkar gütmeden bağlı olan, idealist
- BALKON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir yapının genellikle dışarıya doğru çıkmış, çevresi duvar veya parmaklıkla çevrili bölümü, ayazlık
- "Geçen gün bahçeye balkondan atlamak suretiyle inmiş." (Memduh Şevket Esendal)
-
Tiyatro, sinema vb. büyük salonlarda asma kat
-
[isim]
Bir yapının genellikle dışarıya doğru çıkmış, çevresi duvar veya parmaklıkla çevrili bölümü, ayazlık
- ÜLKECE
-
-
[zarf]
Ülke çapında
- "Sonraki yılların ülkece ünlü bir heykelcisi, kantinde garsonluk yapardı." (Aydın Boysan)
-
[zarf]
Ülke çapında
- ÇALKAK
-
-
[isim]
Çalkar
-
[isim]
Çalkar
- GÖLKÖY
- ...
- ÇALKAR
-
-
[isim]
Tahıl tanesini yabancı nesnelerden seçmeye veya tohumlukta kullanılacak tahılı ayırmaya yarayan döner kalburlu araç, çalkağı, çalkak
-
[isim]
Tahıl tanesini yabancı nesnelerden seçmeye veya tohumlukta kullanılacak tahılı ayırmaya yarayan döner kalburlu araç, çalkağı, çalkak
- SİLKME
-
-
[isim]
Silkmek işi
-
İri doğranmış kabak, patlıcan vb. sebzelerle yapılan et yemeği
- "Patlıcan silkmesi."
-
Halterde ayakları açarak halteri baş üstüne kaldırma biçimi
-
[isim]
Silkmek işi
- HİLKAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yaradılış, fıtrat
-
[isim]
Yaradılış, fıtrat
- KALKIŞ
-
-
[isim]
Kalkma işi veya biçimi
-
[isim]
Kalkma işi veya biçimi
- SALKIM
-
-
[isim]
Üzüm gibi, birçoğu bir sap üzerinde bir arada bulunan meyve
- "Bunu görünce Behzat da iki salkım muzu oradakilere dağıtmış." (Memduh Şevket Esendal)
-
Ana saptan çıkan yan çiçekleri, sapları hep aynı uzunlukta olan çiçek durumu
-
Baklagillerden, salkım durumunda mor çiçekler açan ve çoğu asma gibi çardağa sarılan ağaç türü ve çiçeği (Wistaria sinensis)
-
Topla atılan demir parçaları
-
[isim]
Üzüm gibi, birçoğu bir sap üzerinde bir arada bulunan meyve
- KALKER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kireç taşı
-
[isim]
Kireç taşı
- İLKGÜZ
-
-
[isim]
Eylül
-
[isim]
Eylül
- VOLKAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yanardağ
-
[isim]
Yanardağ
- TELKİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir duyguyu, bir düşünceyi aşılama
- "Çocukluğumun en derin, en sürekli, en ihtiraslı sevgisini bana telkin eden bu üvey annemdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Talkın
-
Bilinç dışı bir sürecin aracılığıyla, kişinin ruhsal veya fizyolojik alanıyla ilgili bir düşüncenin gerçekleştirilmesi
- "İçinden gelen gizli bir telkin altında hareket ediyordu." (Peyami Safa)
-
[isim]
Bir duyguyu, bir düşünceyi aşılama
- ALKALİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Alkali metallerin hidroksitleriyle amonyum hidroksitin genel adı
-
[isim]
Alkali metallerin hidroksitleriyle amonyum hidroksitin genel adı
- KALKIK
-
-
[sıfat]
Düzeyine göre yüksekte olan
- "Masanın bir tarafı kalkık."
-
Kabararak yerinden ayrılmış
- "Kaplamanın ortası kalkık."
-
Dik durumda, ucu yukarı doğru olan
- "Ve eniştemiz yine kaşlarını, omuzlarını yukarıya kalkık ve başını önüne eğik tutmaya koyulurdu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Düzeyine göre yüksekte olan
- ELKIZI
-
-
[isim]
Gelin
-
Kadın, eş
-
[isim]
Gelin