İçinde lik olan 5 harfli 30 kelime var. İçerisinde LİK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında lik olan kelimeler listesine ya da Sonu lik ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
K L İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
İLK, KİL
2 Harfli Kelimeler
İL, Kİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- EMLİK
-
-
[isim]
Emme döneminde olan çocuk
- "Koç yiğidin yanında olur yazısı / Ananın babanın emlik kuzusu." (Halk türküsü)
-
Zamanından daha geç doğan kuzu veya oğlak
-
[isim]
Emme döneminde olan çocuk
- İPLİK
-
-
[isim]
Pamuk, keten, yün, ipek, naylon vb. dokuma maddelerinin uzun, ince liflerinden her biri
-
Bu liflerin birlikte bükülmüş ve çekilmiş durumu
- "İpek ipliği. Pamuk ipliği."
-
Fasulye, bakla vb. sebzelerin veya bazı meyvelerin lifi
-
[isim]
Pamuk, keten, yün, ipek, naylon vb. dokuma maddelerinin uzun, ince liflerinden her biri
- RÖLİK
- ...
- APLİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Duvar şamdanı, duvar lambası
-
[isim]
Duvar şamdanı, duvar lambası
- BELİK
-
-
[isim]
Saç örgüsü
-
[isim]
Saç örgüsü
- LİKİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Sıvı, akışkan
- "Likit gaz."
-
[isim]
Nakit
-
[sıfat]
Sıvı, akışkan
- ETLİK
-
-
[isim]
Kış için etinden kıyma, kavurma, pastırma ve sucuk yapılan semiz hayvan
-
Buzdolabında et koymak için ayrılmış yer
-
[isim]
Kış için etinden kıyma, kavurma, pastırma ve sucuk yapılan semiz hayvan
- TALİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Asma, yukarı kaldırma
-
Bir işin yapılmasını herhangi bir şarta bağlı tutma
-
Belli bir zamana bırakma, erteleme
-
Arap alfabesinde geliştirilen, yatık olarak yazılan yazı türlerinden biri
-
[sıfat]
Bu tür yazı ile yazılmış
- "... sonra üç de eski talik levha." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Asma, yukarı kaldırma
- LİKEN
-
Kelime Kökeni : Yunanca
-
[isim]
Bir mantarla bir su yosununun ortak yaşamasıyla ortaya çıkan bitkilerin genel adı
-
Kaşındırıcı bir deri hastalığı
-
[isim]
Bir mantarla bir su yosununun ortak yaşamasıyla ortaya çıkan bitkilerin genel adı
- İMLİK
-
-
[isim]
Kitap sayfaları arasına konulan ve okunan yeri belirlemekte kullanılan ince, uzun karton parçası
-
[isim]
Kitap sayfaları arasına konulan ve okunan yeri belirlemekte kullanılan ince, uzun karton parçası
- SALİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir yola giren, bir yolda giden
- "Güreşe merak sardı. Bir dine salik olanların fanatizmi ile güreş âşığı kesildi." (Haldun Taner)
-
Bir tarikata bağlanan
-
[sıfat]
Bir yola giren, bir yolda giden
- MELİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Padişah, hükümdar, hakan
-
[isim]
Padişah, hükümdar, hakan
- HALİK
- ...
- İĞLİK
-
-
[sıfat]
İçinde herhangi bir sayıda iğ bulunan
- "Altı bin iğlik bir fabrika."
-
[sıfat]
İçinde herhangi bir sayıda iğ bulunan
- DELİK
-
-
[isim]
Dar, küçük açıklık
- "İğne deliği. Burun deliği."
- "O nasıl yarmıştı benim kafacığımı, şimdi de yakalasınlar kuyruğundan onu da tıksınlar deliğe." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Dar, küçük çukur
- "Küçük çocuk, kulübenin kenarına yığılmış taşlardan yukarıda bir deliğe sıkışmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Küçük hayvan yuvası
- "Fare deliği."
-
[sıfat]
Delinmiş olan
- "Hangi evden istedilerse gittim, dama çıktım, akan delik kiremidi buldum, yerine sağlam kiremit koydum." (Hamdullah Suphi Tanrıöver)
-
Cezaevi
-
[isim]
Dar, küçük açıklık
- İTLİK
-
-
[isim]
İt olma durumu veya itçe davranış
- "Hatıralarda ırza ve namusa taarruzu, itliği kalmıştı." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
İt olma durumu veya itçe davranış
- KELİK
-
-
[isim]
Eski ayakkabı
-
[isim]
Eski ayakkabı
- KOLİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kalın bağırsakta, genellikle karın boşluğunda aralıklı duyulan güçlü sancı
-
[isim]
Kalın bağırsakta, genellikle karın boşluğunda aralıklı duyulan güçlü sancı
- İŞLİK
-
-
[isim]
Atölye
- "İşliğin karanlık köşelerinde babasının yüzlerce hayali vardı." (Reşat Enis)
-
Gömlek
- "... tulumbaya yaklaştı, işliğinin yakasını açtı, kollarını sıvadı." (Samim Kocagöz)
-
[isim]
Atölye
- ÇELİK
-
-
[isim]
Su verilerek çok sert ve esnek bir duruma getirilebilen, birleşiminde az miktarda karbon bulunan demir ve karbon alaşımı, polat
- "Süngülerini çelikten birer parmak gibi göğe kaldırmışlar." (Ruşen Eşref Ünaydın)
- "Çelik ve demir vücuduyla hassas bir sporcuya benziyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Bu alaşımdan yapılmış
- "Tavandaki abajursuz, çelik elektrik lambasını yakmış okuyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Su verilerek çok sert ve esnek bir duruma getirilebilen, birleşiminde az miktarda karbon bulunan demir ve karbon alaşımı, polat