İçinde lg olan 6 harfli 41 kelime var. İçerisinde LG bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında lg olan kelimeler listesine ya da Sonu lg ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

DELGEÇ

  1. [isim] Mukavva, kâğıt, kayış, maden vb.nde delik açmaya yarayan araç, delecek, zımba

KILGIN

  1. [sıfat] Kılgı durumuna geçirilebilen, amelî, pratik

ÖZELGE
...
ILGAMA

  1. [isim] Ilgamak işi veya durumu

GÜLGUN
...
GELGİT

  1. [isim] Boşuna gidip gelme
    • "Bu gelgitten bıktım artık iş bir türlü yürümüyor."
  2. Ay ve güneşin yer yuvarlağı üzerindeki çekim güçleri sebebiyle deniz yüzünde, özellikle ana denizlerde su düzeyinin alçalması, kabarması olayı, medcezir

YILGIN

  1. [sıfat] Yılmış, korkmuş olan
    • "Yılgın gözlerle bunlara baktı ve köşedeki tütüncüyü soracak oldu." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Bıkmış, usanmış
  3. Morali bozulmuş, çökmüş
    • "Böyle manen bozgun, yılgın ve bedenen bitkin bir hâlde köye varıyoruz." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

İLGİNÇ

  1. [sıfat] İlgi uyandıran, ilgi ve dikkat çekici olan, enteresan
    • "Yöneticinin Karpiç gecelerine dair de ilginç anıları vardı." (Çetin Altan)

ŞALGAM

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Turpgillerden, yumru köklü bir bitki (Brassica rapa)
  2. Bu bitkinin insan ve hayvanlar için besin olarak kullanılan etli ve tatlı kökü
    • "Şalgam suyu."

SOLGUN

  1. [sıfat] Rengini, tazeliğini, canlılığını veya parlaklığını yitirmiş olan, solmuş
    • "Öyle solgun, öyle zayıftı ki bir yolcudan ziyade bir hastaya benziyordu." (Orhan Seyfi Orhon)

ALGLER

  1. [isim] Su yosunları

DOLGUN

  1. [sıfat] Dolarak biçimi yuvarlaklaşmış
    • "Dolgun yastık."
  2. Şişmana yakın, balıketinde
    • "Dolgun karnını güçlükle taşıyan genç bir kadın gelip oturdu." (Burhan Felek)
  3. Çok, bol, fazla, yüksek (ücret, para vb.)
    • "İlk işi babasını memnun etmek için ona dolgun bir maaşa geçtiğini yazmak olmuş." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  4. Öfke, kızgınlık, kırgınlık vb. duygularla dolu
    • "Müftüye karşı adamakıllı dolgundu." (Reşat Nuri Güntekin)
  5. Birbirine uyan, uyum gösteren
    • "Atasözleri, çoğu zaman dolgun kafiyelere yaslanıyorlar." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)

KALGAY
...
ÇILGIN

  1. [sıfat] Aşırı davranışlarda bulunan, deli, mecnun
    • "Ömrümde ilk defa saat için çılgın gibi dövüştüm." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Şöyle az buçuk mürekkep yalamış bir insanı böylesine üç nutuk çılgına döndürür." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Çok büyük, aşırı, olağanüstü
    • "Onların bu çılgın aşklarına karşı konulacak engel setlerinin hiç hükmü yoktur." (Kemal Tahir)

YALGIN

  1. [isim] Serap

BELGİN

  1. [sıfat] Tam ve kesin olarak belirlenmiş olan, sarih
    • "Yalnızca beyaz elleri belgin, bir hülya kadını, dağılan bir evrenin perisi olup çıkar." (Selim İleri)

DOLGAN
...
DALGIÇ

  1. [isim] Deniz dibine inilebilecek özel donanımla su altında çalışmayı meslek edinen kimse, balık adam, kurbağa adam
  2. Başkasına ait olan bir şeyi habersiz alma huyunda olan kimse

BİLGİN

  1. Bilimsel bir konuda çok bilgisi olan kimse, bilimci, âlim

DALGIN

  1. [sıfat] Çevresinde olup bitenleri fark edemeyecek kadar düşünceye dalan
    • "Kendi kendine mırıldanır gibiydi, dalgındı." (Tarık Buğra)
  2. Dikkatini belirli bir konu üstünde toplayamayan
  3. [zarf] Kendinden geçmiş bir durumda
    • "Hasta dalgın uyuyor."

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü