İçinde ldı olan 8 harfli 31 kelime var. İçerisinde LDI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ldı olan kelimeler listesine ya da Sonu ldı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YILDIRMA
-
-
[isim]
Yıldırmak işi
- "Herkesin sustuğu o yıldırma devrinde gerçeği söyleyen bu iki yazarın sesi..." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Yıldırmak işi
- KILDIRMA
-
-
[isim]
Kıldırmak işi
-
[isim]
Kıldırmak işi
- YILDIRIM
-
-
[isim]
Gök gürültüsü ve şimşekle görülen, hava ile yer arasındaki elektrik boşalması, saika
- "Taarruz bir yıldırım gibi inecekti." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Çok hızlı yapılan, olan
-
[isim]
Gök gürültüsü ve şimşekle görülen, hava ile yer arasındaki elektrik boşalması, saika
- ÇALDIRIŞ
-
-
[isim]
Çaldırma işi veya biçimi
-
[isim]
Çaldırma işi veya biçimi
- KALDIRMA
-
-
[isim]
Kaldırmak işi
-
[isim]
Kaldırmak işi
- BALDIRAK
-
-
[isim]
Don, pantolon vb. giysilerin dizden aşağı olan bölümü
-
Kılıç kayışının aşağı uzanan parçası
-
[isim]
Don, pantolon vb. giysilerin dizden aşağı olan bölümü
- YALDIZLI
-
-
[sıfat]
Üzerine yaldız sürülmüş, yaldızla süslenmiş
- "Tavanlar, duvarlar, kapılar, hep kartonpiyerli, yaldızlı." (Sermet Muhtar Alus)
-
Aldatıcı, göz boyayıcı
- "Yaldızlı sözler."
-
[sıfat]
Üzerine yaldız sürülmüş, yaldızla süslenmiş
- KILDIRIŞ
- ...
- ÇUVALDIZ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Çuval vb. dokumalar dikmekte kullanılan, ucu yassı ve eğri, büyük iğne
- "Ağızlarını çuvaldıza geçirilmiş yerli kınnapla diktiniz mi, bırakınız yuvarlansın." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Çuval vb. dokumalar dikmekte kullanılan, ucu yassı ve eğri, büyük iğne
- KALDIRAÇ
-
-
[isim]
Az bir kuvvet ile büyük bir yükü kaldırmaya yarayan, bir dayanma noktası üzerinde hareket edebilen, inip kalkabilen sert çubuk, manivela
-
[isim]
Az bir kuvvet ile büyük bir yükü kaldırmaya yarayan, bir dayanma noktası üzerinde hareket edebilen, inip kalkabilen sert çubuk, manivela
- KALDIRIM
-
-
[isim]
Yollarda taşlarla yapılan döşeme
- "Araba bozuk kaldırımların üstünde sallanıyor, devrilecek gibi oluyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Kelli felli efendiden adamların hatta sarıklı ulemanın günden güne hırpanileşen kılıklarla, elleri boyunlarında, kaldırımları arşınladıklarını görüyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Yaya kaldırımı
- "Döndük, karşı kaldırıma atladık." (Sermet Muhtar Alus)
- "Bastığı hiçbir eser kaldırıma düşmemişti." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
Yollarda taşlarla yapılan döşeme
- BALDIRAN
-
-
[isim]
Maydanozgillerden, nemli yerlerde yetişen zehirli bitkilerin ortak adı, ağı otu, baldırgan (Conium maculatum)
- "Döndüğümde karımın mezarını dolduran otları, baldıranları kendi elimle ayıkladım." (Aka Gündüz)
-
Bu bitkiden çıkarılan zehir, şeytantersi
-
[isim]
Maydanozgillerden, nemli yerlerde yetişen zehirli bitkilerin ortak adı, ağı otu, baldırgan (Conium maculatum)
- SALDIRIŞ
-
-
[isim]
Saldırma işi veya biçimi
- "Her türlü saldırış ve sataşma sahneleri gene eksik değildi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Saldırma işi veya biçimi
- ALDIRTMA
-
-
[isim]
Aldırtmak işi
-
[isim]
Aldırtmak işi
- ALDIRMAZ
-
-
[sıfat]
Bir şeye önem vermeyen, umursamayan, kayıtsız, lakayıt
- "Bendeki değişikliğe aldırmaz görünmek için türkü söylüyor." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Bir şeye önem vermeyen, umursamayan, kayıtsız, lakayıt
- YALDIZCI
-
-
[isim]
Yaldız işleri yapan kimse
-
[sıfat]
Bir şeyin içyüzüne değil de gösterişine önem veren (kimse)
-
[isim]
Yaldız işleri yapan kimse
- YILDIZSI
-
-
[sıfat]
Yıldızı andıran, yıldıza benzeyen
-
[sıfat]
Yıldızı andıran, yıldıza benzeyen
- SALDIRMA
-
-
[isim]
Saldırmak işi
- "... tütün tablasının kenarında kendimi kurtarmak için saldırmaya hazırlanmış kırmızı bir tilki duruyor." (Memduh Şevket Esendal)
-
Bir tür büyük bıçak
- "Hele Üsküdar gibi bıçkını fazla semtlerde on çocuktan üç dördünde bir bıçak, bir sustalı, bir usturpa hatta bir saldırma bulunurdu." (Burhan Felek)
-
[isim]
Saldırmak işi
- ÇILDIRMA
-
-
[isim]
Çıldırmak işi
-
[isim]
Çıldırmak işi
- YALDIRAK
-
-
[sıfat]
Parlak, cilalı
-
[sıfat]
Parlak, cilalı