İçinde lda olan 9 harfli 44 kelime var. İçerisinde LDA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında lda olan kelimeler listesine ya da Sonu lda ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A D L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
DAL
2 Harfli Kelimeler
AD, AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- IŞILDATMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Işıldatmak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Işıldatmak işi
                    
                    
 - VIZILDAMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Vızıldamak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Vızıldamak işi
                    
                    
 - IŞILDAMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Titrek, parlak bir ışık saçmak, parıldamak
                    
                    
- "Kızın yolunu beklerken karardıklarını, gölgelendiklerini, sonra kız gelince sevinçle ışıldadıklarını görmüştü." (Necati Cumalı)
 
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Titrek, parlak bir ışık saçmak, parıldamak
                    
                    
 - IŞILDAYIŞ
 - ...
 - PARILDAMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Parıldamak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Parıldamak işi
                    
                    
 - ZONGULDAK
 - ...
 - ŞEBİYELDA
 - 
    
Kelime Kökeni : Farsça
- 
                        [isim]
                    
                        En uzun gece
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        En uzun gece
                    
                    
 - KOLDAŞLIK
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        İş arkadaşlığı
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        İş arkadaşlığı
                    
                    
 - GURULDAMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Guruldamak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Guruldamak işi
                    
                    
 - MAHSULDAR
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [sıfat]
                    
                        Verimli
                    
                    
- "İstediğiniz kadar cennet köyler, sevişen insanlar, mahsuldar topraklar tahayyül edebiliriz." (Sait Faik Abasıyanık)
 
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Verimli
                    
                    
 - KIMILDAMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Kımıldamak, kımıldanmak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kımıldamak, kımıldanmak işi
                    
                    
 - ŞARILDAMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Şarıldamak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Şarıldamak işi
                    
                    
 - DİLDAŞLIK
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Dildaş olma durumu
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Dildaş olma durumu
                    
                    
 - ÇAKILDAMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Çakıldamak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Çakıldamak işi
                    
                    
 - ŞIRILDAMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Şırıldamak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Şırıldamak işi
                    
                    
 - PIRILDAMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Pırıldamak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Pırıldamak işi
                    
                    
 - BABILDAMA
 - ...
 - FISILDAMA
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Fısıldamak işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Fısıldamak işi
                    
                    
 - TAHSİLDAR
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [isim]
                    
                        Bir kimse veya bir kuruluş adına para toplamakla görevli kimse, alımcı
                    
                    
 - 
                    
                        Vergi toplayan görevli, alımcı, vergici
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Bir kimse veya bir kuruluş adına para toplamakla görevli kimse, alımcı
                    
                    
 - UĞULDAMAK
 - 
    
- 
                        [nsz]
                    
                        Sürekli gürültülü, boğuk ve anlaşılmaz ses çıkarmak
                    
                    
- "Soğuk rüzgâr beni boğacak bir haydut gibi kulaklarımda uğuldayarak geçiyordu." (Memduh Şevket Esendal)
 
 - 
                    
                        Beyinde, kulakta uğultu olmak
                    
                    
- "Gözlerim kararıyor, kulaklarım uğulduyordu." (Ömer Seyfettin)
 
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Sürekli gürültülü, boğuk ve anlaşılmaz ses çıkarmak