İçinde lav olan 7 harfli 21 kelime var. İçerisinde LAV bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında lav olan kelimeler listesine ya da Sonu lav ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L V Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
LAV
2 Harfli Kelimeler
AL, AV, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KILAVUZ
-
-
[isim]
Yol gösteren, tarihî ve turistik yerleri gezerken bilgi aktaran kimse, rehber
- "Mum tutan kılavuzların arkasından içeri girdik." (Falih Rıfkı Atay)
-
Herhangi bir alanda ve konuda bilgi veren, yol yöntem gösteren kitap vb
- "Öğrenci kılavuzu."
-
Evlenecek olan erkek veya kadına eş bulan kimse
-
Ruhsal ve zihinsel bakımdan yol gösteren, ışık tutan kimse
- "Kılavuzumuz Atatürk'tür."
-
Kılavuz gemisi
-
Kılavuz kaptan
- "İstanbul Boğazı'ndan kılavuz almadan geçmek yasaktır."
-
Makaradaki filmlerin başında ve sonunda yer alan, filmin alıcı, yıkama aracı, basım aracı, gösterici vb. araçlara takılıp çıkarılmasında kolaylık sağlayan, asıl film için pay bırakan çeşitli renklerde film parçası
-
Somun veya boru içine yiv açmakta kullanılan araç
-
Dar ve uzun bir yerden tel, kablo gibi bükülebilen bir şey geçirilirken bunların ucuna bağlandığı sert nesne
-
[isim]
Yol gösteren, tarihî ve turistik yerleri gezerken bilgi aktaran kimse, rehber
- LAVANTA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Lavanta çiçeğinden yapılan ispirtolu esans
- "Aşağıdan caz sesi, lavanta kokusu ve alkollü bir hava geliyor." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Lavanta çiçeğinden yapılan ispirtolu esans
- ABLAVUT
-
-
[sıfat]
Bön, aptal, sersem (kimse)
-
[sıfat]
Bön, aptal, sersem (kimse)
- LAVTACI
-
-
[isim]
Lavta (I) çalan kimse
-
[isim]
Lavta (I) çalan kimse
- KALLAVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Vezir ve sadrazamların giydikleri bir çeşit kavuk
-
[sıfat]
Çok iri, kocaman
-
[isim]
Vezir ve sadrazamların giydikleri bir çeşit kavuk
- SLAVİST
- ...
- SLAVLAR
- ...
- KLAVSEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Klavyeli ve telli bir çalgı, çembalo, çimbali
-
[isim]
Klavyeli ve telli bir çalgı, çembalo, çimbali
- BAKLAVA
-
-
[isim]
Çok ince yufkadan yapılarak arasına kaymak, fıstık, ceviz, badem vb. konulup pişirilen ve üzerine şeker şerbeti dökülen bir tür tatlı
- "Perihan nine evde kalacak, baklava açacak, dolma yapacaktı." (Halide Edip Adıvar)
-
Eşkenar dörtgen biçiminde olan nesne
- "Yeşil kadifeden dikilmiş yarım baklava şeklinde muska çok ufakken üzerine gelen havaleden Fikret'i kurtarırmış." (Reşat Enis)
-
[isim]
Çok ince yufkadan yapılarak arasına kaymak, fıstık, ceviz, badem vb. konulup pişirilen ve üzerine şeker şerbeti dökülen bir tür tatlı
- HALAVET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sevimlilik, şirinlik, tatlılık
-
[isim]
Sevimlilik, şirinlik, tatlılık
- YALAVAÇ
-
-
[isim]
Peygamber
-
[isim]
Peygamber
- SLAVLIK
- ...
- OTOKLAV
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Vida ve cıvatalarla tutturulmuş basit bir kapağı olan, iç basınca dayanıklı kap
-
Laboratuvar işlerinde ve ameliyatlarda yararlanılan her türlü araç ve gereci mikropsuzlaştırmak için kullanılan basınçlı buhar kazanı
-
[isim]
Vida ve cıvatalarla tutturulmuş basit bir kapağı olan, iç basınca dayanıklı kap
- SALAVAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Namazlar
-
Hz. Muhammed'e saygı bildirmek için okunan dua
-
Yağlı güreşte, yarışmalardan önce cazgırın okuduğu dua
-
[isim]
Namazlar
- İLAVELİ
-
-
[sıfat]
Eki olan
- "İlaveli ikinci baskı."
-
Abartılmış, yalan katılmış, abartılı
-
[sıfat]
Eki olan
- KALAVRA
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Ölçeksiz ayakkabı, yemeni
-
Deriden yapılmış eşya
-
[isim]
Ölçeksiz ayakkabı, yemeni
- DİLAVER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yiğit, delikanlı
-
[isim]
Yiğit, delikanlı
- İSLAVCA
- ...
- ALAVERE
-
-
[isim]
Bir şeyin elden ele geçmesi
-
Bir şeyi elden ele vererek aktarma
- "Karpuzları alavere ile mavnadan sergiye taşıdılar."
-
Kargaşalık
-
Vapurlarda bu biçimde taşıma işi için bordalarda kurulan basamaklı iskele
-
[isim]
Bir şeyin elden ele geçmesi
- PALAVRA
-
Kelime Kökeni : İspanyolca
-
[isim]
Herhangi bir konuda gerçeğe aykırı, uydurma söz veya haber
- "Delikanlı imparatorluk sözünün bir palavra olmadığını artık yavaş yavaş anlıyordu." (Tarık Buğra)
- "Yalana yakın palavralar savurmaktan kendini alamayan Ragıp Bey, bu sefer tamamıyla masumdu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Uzun ve boş konuşma, martaval, atmasyon
-
Genellikle posta vapurlarında üst güvertenin altındaki güverte
-
[isim]
Herhangi bir konuda gerçeğe aykırı, uydurma söz veya haber