İçinde lama olan 8 harfli 309 kelime var. İçerisinde LAMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında lama olan kelimeler listesine ya da Sonu lama ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A A L M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
ALMA, AMAL, LAMA, MALA
3 Harfli Kelimeler
ALA, AMA, LAM, MAL
2 Harfli Kelimeler
AL, AM, LA, MA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BALLAMAK
-
-
[-i]
Bal sürmek
-
[-i]
Bal sürmek
- ŞAKLAMAK
-
-
[nsz]
"Şak" diye ses çıkarmak
- "Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı / Bir dakika araba yerinde durakladı." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
[nsz]
"Şak" diye ses çıkarmak
- AYIKLAMA
-
-
[isim]
Ayıklamak işi
- "Tepsiye üç ölçü pirinç koydu, pencere ışığında ayıklamaya başladı." (Oktay Rifat)
-
[isim]
Ayıklamak işi
- HAÇLAMAK
-
-
[-i]
Çarmıha germek
-
[-i]
Çarmıha germek
- AYIPLAMA
-
-
[isim]
Ayıplamak işi, takbih
-
[isim]
Ayıplamak işi, takbih
- AZARLAMA
-
-
[isim]
Azarlamak işi, paylama
-
[isim]
Azarlamak işi, paylama
- POFLAMAK
- ...
- ARAKLAMA
-
-
[isim]
Araklamak işi, çalma, aşırma
-
[isim]
Araklamak işi, çalma, aşırma
- AĞITLAMA
-
-
[isim]
Ölmüşleri anmak için düzenlenen törende okunan övgü
-
[isim]
Ölmüşleri anmak için düzenlenen törende okunan övgü
- CARLAMAK
-
-
[nsz]
Bağırarak konuşmak
-
Çok söylemek
-
Nara atmak, haykırmak
-
[-i]
İlan etmek, duyurmak
-
[nsz]
Bağırarak konuşmak
- FIŞLAMAK
-
-
[nsz]
Fıkramak
-
[nsz]
Fıkramak
- KAPLAMAK
-
-
[-i]
Her yanını örtmek, istila etmek
- "Bulutlar gökyüzünü kapladı."
- "Sessizlik ortalığı kapladı."
-
Çepeçevre sarmak, kuşatmak
- "Evlerin bir tarafını yol, üç tarafını da yine çam ormanları kaplar." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Bir kabın, bir kılıfın, bir örtünün içine almak
- "Yorgan kaplamak."
-
Yayılıp doldurmak, etkisinde bırakmak
-
Bir yüzeyi döşemek, başka bir nesne ile örtmek
- "Dudaklarının üstünü kaplayan muntazam kesilmiş sert ve koyu siyah bıyıkları..." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Kaplama adı verilen ince ağaç levhaları, değişik yöntemlerle hazırlanan tablalara yapıştırmak
-
Bir madeni bir başka madenle kimyasal bir yöntemle örtmek
-
Bir kimsenin veya bir şeyin nitelikleri herkesçe bilinir olmak
- "Ünü cihanı kapladı."
-
Duygular için doldurmak
- "İçini sevinç kapladı."
-
Doldurmak, bastırmak
-
[-i]
Her yanını örtmek, istila etmek
- HORTLAMA
-
-
[isim]
Hortlamak işi
-
[isim]
Hortlamak işi
- YIRLAMAK
-
-
[nsz]
Türkü, şarkı söylemek
-
[nsz]
Türkü, şarkı söylemek
- SIVALAMA
-
-
[isim]
Sıvalamak işi
-
[isim]
Sıvalamak işi
- YASLAMAK
-
-
[-i]
Bir şeyi bir yere dokunur duruma getirmek ve bu durumda bırakmak veya tutmak, dayamak
-
[-i]
Bir şeyi bir yere dokunur duruma getirmek ve bu durumda bırakmak veya tutmak, dayamak
- LAFLAMAK
-
-
[-le]
Konuşmak, sohbet etmek
-
[-le]
Konuşmak, sohbet etmek
- ULULAMAK
-
-
[-i]
Ağırlamak
-
Ulu tutmak, ulu saymak
-
[-i]
Ağırlamak
- PULLAMAK
-
-
[-i]
Üzerine pul yapıştırmak
- "Zarfı pulladı."
-
Pullarla süslemek
- "Gece elbisesini pulladılar, işlediler."
-
[-i]
Üzerine pul yapıştırmak
- BAĞLAMAK
-
-
[-i]
Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak
- "Gemiyi iskeleye bağlamak."
-
Düğümlemek
- "İpi ipe bağlamak."
-
[-i]
Yara ilaç koyup bezle sarmak
- "Yarayı bağlamak."
-
[-i]
Denk yapmak, paket yapmak
- "Yatakları bağlamak. Eşyayı bağlamak."
-
[nsz]
Oluşmak, tutmak, meydana gelmek
- "Şişesi is bağlamış bir lambanın ışığı / Her yüze çiziyordu bir hüzün kırışığı." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
Bir iş veya kimse için ayırmak, tahsis etmek
- "Birine haftalık bağlamak."
-
Anlaşma yapmak
- "İşleri sözleşmeye bağlamak."
-
[-i]
Uyulması zorunlu olmak
- "Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır." (Anayasa)
-
Başka bir işle uğraşamaz durumda olmak
- "Bu iş beni çok bağladı."
-
[-i]
Sona erdirmek, bitirmek, tamamlamak
-
[-i]
Geçişi engellemek
- "Bütün yolları bağlamışlar."
-
[-i]
Birini söz veya yazı ile bağlamak, taahhüt etmek, angaje etmek
-
[-i]
Büyü, muska vb.nin aracılığıyla birinin birtakım isteklerini veya yetkinliğini engellemek, yok etmek
-
Gönlünü kazanmak
- "Bu davranışınız beni size bağladı."
-
Birinde bir şeye karşı ilgi, istek uyandırarak o şeye ilgi, yakınlık duymasını sağlamak
-
Bütün ilgisini bir yerde yoğunlaştırmak
- "Kızım, ne yapsak da seni bu eve bağlayabilsek acaba?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
[-i]
Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak