İçinde la olan 4 harfli 68 kelime var. İçerisinde LA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında la olan kelimeler listesine ya da Sonu la ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- LATA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Dar ve kalınca tahta
-
[isim]
Dar ve kalınca tahta
- LAKA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Lak
-
[isim]
Lak
- PLAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir işin, bir eserin gerçekleştirilmesi için uyulması tasarlanan düzen
- "Turist akınını karşılamak için şimdiden bir plan yapmışlar." (Haldun Taner)
- "Yukarıdaki hizmetçisini karşısına almış, plan kuruyordu." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Bir şehrin, bir yapının, bir makinenin çeşitli bölümlerini gösteren çizim
- "O tarihte aramızda kasaba planını yapmaya gelmiş bir iki mühendis ve mimar bulunuyordu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Çekim
-
Düşünce, niyet, maksat, tasavvur
- "Aşağıda kaynaşan kalabalığa bakarak planını zihninden geçirdi." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Bir işin, bir eserin gerçekleştirilmesi için uyulması tasarlanan düzen
- LİLA
- ...
- BALA
-
-
[isim]
Yavru, çocuk
-
[isim]
Yavru, çocuk
- URLA
- ...
- LAZA
-
-
[isim]
Bal koymaya yarayan küçük tekne
-
[isim]
Bal koymaya yarayan küçük tekne
- ULAŞ
- ...
- GALA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Resmî bir törenden sonra yapılan büyük ve gösterişli şölen
-
Ön gösterim
- "Yalnız bir gece için ecnebilere verdiği bir Kontes Maritza galasını da hiç unutamazdı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Resmî bir törenden sonra yapılan büyük ve gösterişli şölen
- BULA
-
-
[isim]
Yenge, amca veya dayı karısı
-
[isim]
Yenge, amca veya dayı karısı
- LAKE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Lak ile cilalanmış
- "Yaldızlı beyaz lake karyolasının yanındaki koltukta dadısı uyukluyordu." (Cahit Uçuk)
-
[sıfat]
Lak ile cilalanmış
- ULAM
-
-
[isim]
Aralarında herhangi bir bakımdan ilgi veya benzerlik bulunan şeylerin tümü, makule, zümre, grup, kategori
- "İnsan üstüne düşünenlerin hepsi, her iki ulamda da yetkinliğe az rastlandığı görüşünde birleşirler." (Azra Erhat)
-
Nesnel gerçekliğin ve bilginin en genel ve temel özelliklerini, ilişkilerini yansıtan temel kavramların her biri, nicelik, nitelik, bağıntı, makule, kategori
-
[isim]
Aralarında herhangi bir bakımdan ilgi veya benzerlik bulunan şeylerin tümü, makule, zümre, grup, kategori
- LALE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Zambakgillerden, yaprakları uzun ve sivri, çiçekleri kadeh biçiminde, türlü renkte bir süs bitkisi (Tulipa gesneriana)
-
Meyve koparmak için ucuna üçlü veya dörtlü bir çatal geçirilmiş sırık
-
Ağır hapis mahkûmlarının boynuna geçirilen demir halka
-
[isim]
Zambakgillerden, yaprakları uzun ve sivri, çiçekleri kadeh biçiminde, türlü renkte bir süs bitkisi (Tulipa gesneriana)
- KLAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Boy (II)
- "Belli bir klandan olan, o klanın geleneklerine göre davranmaktan başka türlüsünü düşünemezdi." (Melih Cevdet Anday)
-
[isim]
Boy (II)
- KULA
-
-
[isim]
Gövdesi sarı veya kirli sarı renkte, yele, kuyruk ve bacağın alt kısmındaki kılların koyu renkte olduğu at donu
-
[sıfat]
Bu renkte olan (at)
- "Yanında dizgini boynuna bırakılmış bir kula at vardı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Gövdesi sarı veya kirli sarı renkte, yele, kuyruk ve bacağın alt kısmındaki kılların koyu renkte olduğu at donu
- CİLA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyi parlatmak için kullanılan kimyasal bileşik
- "Çocukluk günlerin hatırası zihinlerine cila vermişti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Parlaklık
-
Gereksiz süs, gösteriş
-
[isim]
Bir şeyi parlatmak için kullanılan kimyasal bileşik
- İLAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Duyuru
- "Afişte, ilanda yazılı vakit gelmemiş de olsa perde açılacak demekti." (Tarık Buğra)
- "Dün, bütün akşam gazetelerine ilan verdim." (Ömer Seyfettin)
-
Açıkça bildirme, açıkça duyurma
- "Cumhuriyetin ilanı."
- "Mahkemede senetle kendi kızı olduğunu dünyaya ilan etti." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Duyuru
- BİLA
- ...
- SLAP
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Büyük yassı parça
-
[isim]
Büyük yassı parça
- ALAN
-
-
[isim]
Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha
-
Orman içinde düz ve ağaçsız yer, düzlük, kayran
-
Yüz ölçümü
-
Eski Roma'da açık hava gösterisi yapılan geniş yer
-
Bir çalışma çevresi
- "Sanat kapalı bir alan değildir; sanat eseri herkes için, bütün toplum için yaratılır." (Nurullah ataç)
-
İçinde birtakım kuvvet çizgilerinin yayılmış bulunduğu varsayılan uzay parçası
- "Yer çekimi alanı. Mıknatıs alanı. Elektrik alanı."
-
Bir alıcı merceğinin net bir görüntü sağlayabildiği derinlik ve genişliğin bütünü
-
Yarışmaların, karşılaşmaların ve oyunların yapıldığı yer, saha
-
[isim]
Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha