İçinde l olan 7 harfli 3658 kelime var. İçerisinde L harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında l harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu l harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

AŞAMALI

  1. [sıfat] Aşaması olan, kademeli

CILKLIK

  1. [isim] Cılk olma durumu

DELİLLİ
...
DÖVMELİ
...
EFLATUN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Açık mor renk
  2. [sıfat] Bu renkte olan

EYLEMLİ

  1. [sıfat] Eylem durumunda olan, amelî, fiilî
  2. Kadrolu
    • "Eylemli doçent."

FALSOLU

  1. [sıfat] Yanlış, hatalı, kusurlu
    • "Bu saydığım, rolün falsolu tarafları." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Uygun ve yerinde olmayan
  3. Döne döne ve ekseninden kayarak, kavisli

GAZLAMA

  1. [isim] Gazlamak işi

GELİŞME

  1. [isim] Gelişmek işi, inkişaf, neşvünema, tekâmül
    • "Şiir, uygarlıkların doğuşunda, gelişmesinde ilk işaret oluyor." (Necati Cumalı)
  2. Olan biten şey
  3. Yazılarda giriş bölümlerinden sonra konunun türlü yönlerden açılıp genişlediği, zenginleştiği, olgunlaştığı bölüm

İPLİCİK

  1. [isim] Sığırların soluk borularına yerleşen ve ara konakçısız bulaşan, en çok 8 cm uzunluğunda akciğer kıl kurdu (Dictyocaulus viviparus)

KAŞARLI

  1. [sıfat] Kaşarla yapılmış
    • "Kaşarlı tost."
  2. Hoşa gitmeyen bir harekete veya bir işe alışarak artık ondan üzüntü duymayan
  3. Oyunda açıkgöz, kurnaz olan

KIRIMLI
...
LEHİMLİ

  1. [sıfat] Lehimle tutturulmuş

MUSALLİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Beş vakit namazını sürekli olarak kılan

MÜTALAA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Okumaya, ders çalışmaya ayrılan zaman, etüt
    • "Mütalaada önüne biyoloji kitabını açmış, iki satır okuyor, beş satır dalga geçiyordu." (Çetin Altan)
  2. İrdeleme, müzakere, görüş
    • "Kolordu kumandanlarının fikir ve mütalaalarını bilmek, bence pek faydalı idi." (Atatürk)
  3. Düşünce

TELEKLİ
...
ULUFECİ

  1. [isim] Yeniçerilikte bir sınıf süvari askeri

YATALAK

  1. [sıfat] Felç, sakatlık vb. bir sebeple yataktan kalkamayan (kimse)
    • "Şu rezalete bakın, yatalak gibi uzanmışlar." (Ömer Seyfettin)
    • "Bu kapanık, rutubetli yerde yatalak olup kalmaktan kurtulurum." (Osman Cemal Kaygılı)

AĞIRLIK

  1. [isim] Ağır olma durumu
    • "Taşın ağırlığı."
    • "Yükün ağırlığı."
    • "Kimseye ağırlık olmaz, kimseyi sıkıştırmaz, iyilikten başka bir şey yapmaz." (Ömer Seyfettin)
    • "Başsavcının yargıçlar arasında belli bir ağırlığı var kuşkusuz." (Ayşe Kulin)
  2. Değerli olma durumu
    • "Hediyenin ağırlığı."
    • "Yavaş yavaş bir ağırlık çöktü. Bir sakinlik herkesi kapladı." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Ağırbaşlılık
    • "Çocuğa yıllar geçtikçe bir ağırlık geldi."
  4. Tehlikeli olma durumu
  5. Sıkıcı, bunaltıcı, iç karartıcı durum
    • "Havanın ağırlığı."
  6. Sıkıntı
  7. Çeyizini düzmek için güveyinin geline verdiği para, kalın
  8. Uykudayken gelen ve insana boğulur gibi bir duygu veren durum
  9. Yük, külfet
    • "Bütün ailenin ağırlığı omuzlarındadır."
  10. Takı
    • "Kadın bütün ağırlığını takıp düğüne gitti."
  11. Sorumluluk
    • "Bu işin ağırlığını tek başıma yüklendim."
  12. Etki, baskı, güçlük
  13. Dikkati ve önemi bir şey üzerinde yoğunlaştırmak
    • "Şimdi bütün ağırlığı reklama vermeli." (Atilla İlhan)
  14. Terazilerde tartma işi yapılırken bir kefeye konulan nesne
  15. Değerlendirmelerde herhangi bir konu veya evreye, olağanın üzerinde ve belli oranda tanınan değer
  16. Uyuşukluk ve gevşeklik durumu
    • "Beynime bir ağırlık peyda olmuştu." (Aka Gündüz)
  17. Orduda bir birliğin cephane, yiyecek ve eşya yükleri
    • "Akşama doğru, ağırlığın başında bezgin neferlere iş gördürmeye uğraşıyordum." (Falih Rıfkı Atay)
  18. Yer çekiminin, bir cismin molekülleri üzerindeki etkisinin oluşturduğu bileşke
  19. Güreş, boks, halter, judo vb. spor dallarında, sporcuların kilolarına göre girdikleri kategori

ALIŞMIŞ

  1. [sıfat] Alışkın

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü